Gülseren Engin kitaplarını, Gülseren Engin sözleri ve alıntılarını, Gülseren Engin yazarlarını, Gülseren Engin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu kitabı lise zamanında yazarı okulumuza geldiğinde elde etmiştim ve adıma imzalıydı. Bu sebeple okumaya başladım ve o yıllarda ergen bir zihniyetin savaşa karşı olan düşüncelerini netleştirdi diyebilirim.
Hitler'in çıkarmış olduğu bu berbat savaşta, herkesin fikirleri ve amaçları olabilir. Irkçılık, kin, düşmanlık, dostluk vb. olabilir fakat bu ayrımı yapmayanlar da vardır.
İşte onlar çocuklar, 4 farklı ırk ve coğrafyadan çocuğun İstanbulda yollarının kesiştiği bu hikayede hepsinin yaşadığı zorlukları ayrı ayrı deneyimleyebiliyorsunuz.
Bu esnada da aslında savaşın bir kazananı olmadığını, her zaman çocukların, geleceğin ve yeni nesillerin bir şekilde kaybettiğini görebiliyorsunuz.
Küçük bir kıvılcımın nasıl büyük yangınlara dönüşebileceğini ve bunu engellemenin olanaksız olabileceğini bilmesi gerekenler bile… Oysa her şey daha yeni başlıyordu. Ateşle oynamayı seven ülke yöneticileri, yaktıkları ateşten oluşan cehennemin içinde kül olana dek sürecekti herşey.
“Milliyetçilik, başka milletlere zarar vermediği, kendi insanını ve ülkesini daha ileriye, daha iyiye götürmeyi amaçladığı sürece kabul edilir elbet; ama fanatik bir ırkçılığa dönüşüp başka ülkeleri işgale giderse onaylanmaz.”
Kitabın konusu 1914 yılında başlıyor. Yüzyıllar boyunca barış içinde yaşayan insanlar bir anda düşman oluyor. Bunu başlatanlarin aslında insanlar değil, onları yönetenler olduğu vurgulanıyor.
İnsan vicdanı hiçbir kural ya da kanunla sınırlanamaz... Doğruyu gören herkes, içinde bulunduğu konum ne olursa olsun vicdanının sesini dinleyerek gerekeni yapar.