"Egemenliğini sürdürmek için dine ihtiyaç duyanlar zayıftır. Bu tıpkı halkı bir tuzağa düşürmeye benzer. Benim halkım demokrasinin ilkelerini, hakikatin prensiplerini ve ilmin öğretilerini benimseyecektir. Hurafeler tek tek yok edilmelidir.”
(Mustafa Kemal Paşa, 1881-1938),
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ilk cumhurbaşkanı, amansız bir çağdaşlaş tırıcı ve laikleştiricisi. İslam’ı devlet dini olmaktan çıkarmış, Arap alfabesini Latin harfleriyle değiştirmiş, Arapça verilen dini eğitimin yerine, laik, Türkçe eğitim veren okulların açılmasını sağlamış, herkese oy hakkı tanımış (evet, kadınlara da) ve en önemlisi, erkeklerin fes giymeyi bırakarak Avrupa stili şapkalar takmaya başlamasını zorunlu kılarak, Tür kiye’yi olabilecek en uç noktaya dek çağdaşlaştırmıştır. "
Gerçeklerin kasıtlı olarak gözardı edilmesini ve aptallığı, hayata karşı işlenen birer suç oldukları için, "günah" olarak kabul etmeliyiz. Bilimin keşfettiklerini öğrenmemek ve bunlara hürmet göstermemek ve bunun yerine barbarca kabile efsanelerini kutsal kabul etmek; işte ben buna istemli cehalet ve aptallık derim.
-
Yazarın mizahi üslubu hoşuma gitmesi bu kitabı daha çok sevmeme sebep oldu. Yazar önce sözün sahibini kısa bir şekilde tanıtıyor sonra onun din veya Tanrı hakkındaki eleştirilerini dile getiriyor. Hoşuma giden güzel hoş bir çalışma