Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kemal Zülfü Taneri

Kemal Zülfü TaneriTürk Matematikçileri yazarı
Yazar
7.7/10
5 Kişi
11
Okunma
0
Beğeni
952
Görüntülenme

Kemal Zülfü Taneri Sözleri ve Alıntıları

Kemal Zülfü Taneri sözleri ve alıntılarını, Kemal Zülfü Taneri kitap alıntılarını, Kemal Zülfü Taneri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Salih Zeki
Matematikle uğraşmış, matematikçi olarak dünyaya gelmiştir.
Sayfa 103Kitabı okudu
Milletlerarası Astronomi Derneği’nin, aya uydu gönderen ülkelerin uzmanlarından oluşan bir komisyonun hazırladığı, Ay Haritasında üç Türk astronomi bilginin isimleri vardır. Büyük kratere Uluğ Bey, diğer iki kratere de Biruni ve Nasireddin Tusi adları verilmiştir. 
Reklam
Karakter itibari ile sakin, ilme karşı derin bir aşk ve ateşe sahip olan Uluğ Bey, Semerkantta saltanat ve hükümeti birbiriyle kaynaştırmak suretiyle uzun süre hükümdarlık yapmıştır.
Matematik tarihi pek haklı olarak Biruni’den bahsettiği gibi, tıp tarihi de bu ünlü düşünürden bahseder.
Fatih Sultan alimlerle birlikte seyahat etmeyi sevdiği için Uzun Hasan’la yaptığı otlukbeli seferi’ne Ali Kuşçi’yi de götürmüştür. İstanbul’un fethinden sonra pozitif bilimlere yöneliş, bu değerli Türk bilginin İstanbul’a gelmesiyle başlar.
Genç yaşında ağır ve önemli bir görev yüklenen Uluğ Bey, devlet yönetimi için harcadığı gayretinin yanında, ilmi kurumlar yaptırmış, ulema ile devamlı beraber olmuş ve ilmi sohbetler yapmayı asla ihmal etmemiştir.
Reklam
Fransız mühendisin de Gelenbevi’nin ilmine ve zekası hayranlığı ile ilgili ‘Bu adam Avrupa’da olsa idi ağırlığınca altın ederdi,’ sözleri yazılıdır.
25 Ekim 1449’da, dünyanın ünlü matematikçisi ve astronomi bilgini Uluğ Bey, bir hükümdar gibi değil, acılı bir baba olarak hayatını kaybetmiş ve dedesi Timur Han’ın yanında ebedi uykusuna yattı.
Gerçek sahipsiz, ilim koruyucusuz kalmıştı. Gelenbevi İsmail Efendi, cehaletin karşısında ilmin düştüğü duruma acıdı ve bunu hazmedemedi. Kendisi de ilmin şehidi, cehaletin kurbanı oldu.
İsmail efendi karşılaştığı sıkıntılar ve zor şartlar altında bile çalışmaktan geri durmamış, devamlı kitap yayınlamıştır.
Reklam
Ali Kuşçi Kirman’da iken astronomi ile ilgilenmiş, “Eşkali Kamer” (ayın şekilleri) adında bir kitap yazmıştır. Kirman’dan Semerkant’a dönen genç halim, habersizce ayrılışını hata ve günahını affettirmek için hocası Uluğ Bey’in huzuruna çıkar. Uluğ Bey; “Bana Kirman’dan ne getirdin?” diye sorar. —Bir risale (kitapçık) getirdim. Kamerin (ayın) şekillerini hallettim, der. Ali Kuşçi “Hallül Eşkalil Kamer” isimli baştan sona hükümdarın karşısında okur. Uluğ Bey eseri dikkatle dinledikten sonra, Ali Kuşçi’ye karşı duyduğu takdiri ve hayranlığını ifade eder. 10.01 öğrencisi gibi değil, evladı hakiki bir dostu gibi görür.
Biruni, Kitabüs Saydele isimli eserinin önsözünde, “Ben ne Arabım ne de Acem, bu iki dili sonradan öğrendim,” şeklinde yazarak, Türk olduğunu vurgulamıştır.
Gelenbevi, toplumun değerlendirilmesi ne olursa olsun, ihtişama değil, insanca yaşanan alayişsiz bir hayata, dış görünüşe, süse değil manevi bir varlığa, sadece ilim ve fazilete aşıktı.
"Gelenbevi matematiği bir heves olmaktan çıkarıp, Sokrat'ın felsefede yaptığı gibi, gökten yere indirdi ve önemli işlerimizde sağlam bir disiplin olarak kullanmayı bildi."
Uluğ Bey hükümet merkezi olarak Semerkant’ı seçmiş ve ilmi çalışmalarına da orada sürdürmüştür.
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.