Bizzat hayatın kendisinin bir alışma dilimi olduğu söylenebilir. Hayata dalan insan bir şekilde alışma denilen, bazen zehir bazen de merhem olan o esrarengiz akıma yakalanmaktan kendini alamamaktadır. Hayat sahnesinde insan alışma salıncağında bir o yanda bir bu yandadır.
Böyle olur bazen. Gitmek istersin, kaçıp kaybolmak. El etek çekmek hayattan, eşten dosttan kopmak istersin. Alıp başını gidersin. Gidersin, gidersin ve gittiğin yerde gene kendini bulursun.
Herkes bir yerde, bir zamanda bi şey bekler. İnsan bekleyen, uman, umut edendir. Beklemenin adı umudun ta kendisidir. Buluşmanın sabır odasıdır beklemek.
Hayatın içinde ama hayatın dışındaymışcasına gene o hayata dair bir görüşü, iç konuşmayı, iç gözlemi gerçekleştirme eylemidir. İçsel bir yolculuktur biçimsel olarak