Laura Dave kitaplarını, Laura Dave sözleri ve alıntılarını, Laura Dave yazarlarını, Laura Dave yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Selamlar bugün size çıktığı andan beridir baya dikkatimi çeken o kitapla geldim. BANA SÖYLEDİĞİ SON ŞEY. Önce kitabın konusundan bahsedeyim. Kapısında küçük bir çocuğun elinde not kağıdı gören Hannah o andan itibaren hayatının temposuna yetisemeyeceğini tabii ki bilemiyor. Notta sadece “Onu Koru” yazarken kocasının kimden bahsettiğini biliyordu. Kocasının kendisinden pek haz almayan kızıydı. Ve Hannah bir anda bir not kağıdı bırakıp ortadan kaybolan kocasının arkasında bıraktığı gizemin içinde kocasının kızını koruyabilecek miydi?
Hala etkisindeyim. Kitapta beni etkileyen en önemli şey sonuydu. Karakter gelişimini çok güzel okuduk. Tek sıkıntısı dendiği gibi bir gerilim asla yoktu. Gerilmedim hiç okurken fakat gizemi merak uyandırıcıydı. Çünkü Hanna ve kocasının kızı bir gizemin peşinde koşarken, geçmişin sırlarında boğulduğu yerler oldu. Burada işte tam olarak neler döndüğünü merak etmiştim. Büyük bir curcunanın içinde, koruman gereken bir kız, güvenmemen gereken çok fazla insan var ve tanıdığını düşündüğün kocanı asla tanımıyor oluşunla yüzleşmek… Hannah’ın izlemesi gereken yollar ve seçmesi gereken seçimler vardı ilerleyen sayfalarda. Ve bunlari okurken neler olacağını, neleri seçeceğini büyük bir merakla okudum. Öyle ters köşeleri yoktu bana göre ama yine de o sonu okurken duygulandım… Ayrıca yazarın dili de yalın ve sadeydi. Asla okurken boğuyordu ve ufak ufak sırlar serpiştirdiği için de oldukça rahat okutuyordu.
Kitabı sevip sevmediğimden emin değilim, ilk başları heyecan verici olsa da sonraları o heyecanı kaybetti. Kitabın sonu da beni tatmin etmedi. Abartıldığı kadar sevemedim.
"Bir dakika. Ne konuda?" Diye sordum.
Camını indirdi. "Ne konuda derken?"
"Ne konuda bana yardım edebilirsin?"
"Kolay kısmında," dedi. "Bunu atlatman için."
"Zor kısmı ne?"
"Owen düşündüğün kişi değil," dedim
Owen kaybolduktan bir hafta sonra onu rüyamda o otoparkta gördün. Aynı takım elbiseyi giyiyordu. Evlilik yüzüğünü parmağından çıkarıyordu.
"Bak, Hannah," dedi. "Şimdi beni de kaybettin."
"Geçmişte kalmış adamlar seni hâlâ seviyor." dedi Owen. Bunu söylerken bana bakmıyordu, sesi kısıktı.
Bu onun merhaba deme şekliydi.
Ve de vedalaşma şekli.
Laura Dave'in toplamda bizde yayımlanmış 3 eseri bulunmakta. Baktım, sevilen bir yazar. Bizde çıkan ilk iki kitabı sanırım romantik. Bana Söylediği Son Şey'de ise yazar, tarzının dışına çıkarak gizemli bir hikayeyi kaleme almış. Her ne kadar kitabın kapağında gerilim diye yazsa da, gerilimle alakası yok. Baştan sona gizemli ilerliyor çünkü.
Kayıp bir koca. Üzerinde korku, endişe ve şaşkınlıktan oluşan bir örtünün ağırlığıyla ezilen bir kadın ve üvey annesini hiç sevmeyen fakat babasının onları terk edişiyle hiç istemediği halde kendini olayların ortasında bulan 16 yaşında bir genç kız.
Yazar, yeni evli bir kadının üvey kızıyla olan sorunlarını ve sonrasında yaşananları sürükleyici bir dille kaleme almış.
Ben kitabı beğendim. Tamam gerilim yoktu, merak yoktu ama bol miktarda gizem vardı. Baştan sona gizemli ilerleyor ve her soru bir başka soruyu doğuruyor. Sonunu da güzel bağlamıştı yazar. Yalnız kitap yavaş akıyor, psikolojik tahliller çoğunlukta. Öyle hareketli satırlar beklemeyin. Ayrıca bir kadının, kayıp kocasına dair eski hayatını araştırması kitaba ayrı bir hava katmış.
Kitabı beğenen olduğu kadar, beğenmeyen bir kesim de var. Ben beğendim fakat bilindik bir hikayesi olduğu için illa alıp okuyun diyeceğim kitaplardan da değil açıkçası. Karar sizin.
Bana söylediği son şey - Laura Dave
Kitap gerilim olarak geçiyor ama bence gerilimden çok gizem ağırlıklıydı. Çünkü gerilim dediğin Verity'dir gerilim dediğin üst kattaki aile'dir. Neyse gerilim olmasa da yazar kitabı öyle bir şekilde yazmış ki o gizemi çözmek için sayfaları nasıl çevirdiğimi bilmiyorum. Owen tamamen bir soru işaretiydi.
Hannah'ı kararlarını tavırlarını, Bailey'e olan davranışları çok güzeldi. Sabah uyanıyorsun ve kapıda üvey kızın yaşlarında biri sana bir not bırakıyor ve notta "Onu koru" yazıyor. Kızın okuldan eve dönüyor yanında bir çanta içi para dolu ve daha sonra televizyonda kocanın çalıştığı yazılım şirketinin battığını ve kocanın eve geri dönmeyeceğini çünkü gittiğini anlıyorsun. Ne yapardınız? Bence Hannah yapılması gereken en normal şeyi yaptı. Kaçmadı vazgeçmedi ailesini bırakmadı ve sonunda da en olabilitesi olan şeyi seçti. Dediğim gibi kitap gerilim kitabı değildi bence ama yazarın verdiği gizem çok iyiydi ve kendini kesinlikle okuttu.
Tavsiyedir.
"Ona güvenemezsin. Güvenebileceğini düşünmen delilik. Şeytanla anlaşma yapıp her şeyin yolunda gitmesini bekleyemezsin."
Ondan uzaklaşıp pencereden dışarı baktım. "Ama az önce anlaştım."