Liman Von Sanders kitaplarını, Liman Von Sanders sözleri ve alıntılarını, Liman Von Sanders yazarlarını, Liman Von Sanders yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- Yıl 1914 Takvimler 3 Kasım'ı gösteriyor, İngiliz Donanması Çanakkale'nin dış istihkâmlarını bombalıyor bu durum Çanakkale Savaşı'nın başlamasına sebebiyet veriyor.
9 Ocak 1916'ya kadar mücadele devam ediyor.
Savaşta, Türk ordusunun en seçkin birlikleri ve subayları yer alıyor.
Çanakkale Batı empervalizmine karşı sıkı bir
Alman askeri misyonunun başında Osmanlı ordusunun eğitimi için görev alan ve daha sonra Osmanlı ordusunda Ordu kumandanlığı yapan Liman von Sanders’in 5 yıllık anılarından oluşan kitap. Askeri encümen tarafından kitap basılır basılmaz inceleme yapılmış ve gerekli yerlerde itirazlar belirtilmiş. Son kısmında da ek olarak yine itirazlar mevcut. Dönemin durumunu anlamak, savaş şartlarını görmek açısından oldukça değerli bir kitap. Yazar çoğu bölümde kazanılan başarıları Almanlara mal etmiş. Ama gerçekte öyle olmadığı encümen tarafından bildiriliyor. Filistin ve Suriye cephesinde Arapların bizi sırtımızdan nasıl vurduğu anlatılıyor. Bu da milli mücadele komutanlarının neden Araplara düşman olduğunu açıklıyor. Geçmişteki olayları dönemin şartları açısından değerlendirebilmek için bu tarz kitapların değerli olduğunu düşünüyorum. Genel olarak mübalağalar olsa da güzel kitap.
Türkiye'de Beş YılLiman Von Sanders · İş Bankası Kültür Yayınları · 2010141 okunma
…İngiliz ve Fransız askerleri kısa sürede karaya çıkarıldılar. Şimdiye kadar düşman olan askerlerin İstanbul’a gelişi karşısında Beyoğlu bir Türk şehrinden ziyade bir Yunan şehri manzarası arz etti
Türkler verdikleri vaatleri hiçbir zaman yerine getiremedikleri için, halkın cok büyük bir kısmının sadece bir Avrupalı devletin himayesinde mümkün olabilecek düzenli kanunlarla belirlenmiş bir durumu istemeleri şaşırtıcı değildir.
“Türk birliklerinin bu başarısızlığının bir nedeni de, bu sırada Kafkas Cephesinde yapılacak harekâta katılmaya istekli bazı subayların buradaki birliklerinden ayrılmalarıydı. Enver'in emrine göre, Kafkasya'ya gidecek subaylara bir üst rütbeye terfi ve bir maaş zam sözü verilmişti. Bunu duyanlardan çoğu, Kafkasya'ya gitmeyi istediler. Çünkü Ordular Grubundaki subaylar, normal aylıklarını bile alamazlarken ve ailelerinin geçim sıkıntısı çektiğini bilirken, böyle bir söz verme karşısında çok dayanamazlardı. Savaş ateşi içindeki bir cephenin subaylarına, daha elverişli ve uzun süre savaş olasılığından uzak bir cephede bir üst rütbe ve bir maaş zam sözüyle görev önerisi, sanırım ki, savaş tarihinde rastlanılacak biricik örnektir.”
“O zaman için Suriye'nin iç işleri, tek sözcükle 'umutsuz' olarak nitelendirilebilir. Bir kere, halk üzerinde etkili, düzenli ve güvenilir bir yönetim yoktu. Yüzyıllar boyunca sürüp gelen kötü yönetim, birkaçı dışında, büyük ve küçük memurlarla jandarmanın bozukluğu ve görevlerini kötüye kullanmaları yüzünden hoşnutsuzluk
31 Ekim günü Ordular Grubu Komutanlığını Mustafa Kemal Paşa 'ya devrettim.
Bu zamana kadar emrimde bulunan birliklere de şu bildirimi yazarak veda ettim:
Adana: 31 Ekim 1918 Ordular Grubunun sevk ve yönetimini Mustafa Kemal Paşa 'nın birçok savaşta şeref kazanmış güçlü ellerine blrakmak zorunda olduğum şu sırada, emrim altında Osmanlı İmparatorluğu'nun yararına savaşmış bütün subay, memur ve erlerin hepsine candan teşekkürlerimi sunarım.
Beni Ordular Grubunun pek çok subay ve erlerine sıkı sıkıya bağlayan Gelibolu savaşlarının şan ve şeref dolu günleri, bütün tarih boyunca unutulmayacaktır.
Bizim başarılarımızın bir zinciri olan ve aralıksız altı buçuk ay süren Filistin'deki çetin savunma, özellikle TeIazur, Turmusaya, Elkefir ve iki Şeria savaşı -ki hepsi ayrıca bizden çok üstün düşmana karşı kazanılmıştır-, Osmanlı Ordusunun ve onunla omuz omuza çarpışan Alman ya ve Avusturya birliklerinin cesaretinin bir örneğidir. Bu süre içinde olup bitenleri hatırlayınca, Osmanlı Devleti'nin kendi cesur evlatlarına dayanarak geleceğe güvenle bakabileceğini düşünüyorum.
Allah'ın Osmanlı milletinin ve onun müttefiklerinin savaş yaralarını geleceğin barış ve sükun dolu yıllarında iyileştireceğine inanıyorum.
Liman von Sanders
31 Ekim günü öğle üzeri yanımdaki birkaç Alman subayı ile birlikte Adana'dan ayrıldım. Mustafa Kemal Paşa ve Adana'da bulunan bütün subaylar beni uğurlamak için istasyona gelmişlerdi. Buradaki 'Saygı Bölüğü' Türkiye'de selamladığım son birlik oldu.