Marc Bloch (6 Temmuz 1886 - 16 Haziran 1944), Lucien Febvre ile birlikte Annales ekolünün kurucusudur. Özellikle iki kitabıyla tanınır: Tarihin Savunusu ya da Tarihçilik Mesleği ve Feodal Toplum. Karşılaştırmalı tarih anlayışını geliştirmiştir, ona göre bu iki şekilde yapılabilir, ya birbirine uzak toplumlar arasındaki benzerlikler ya da mekansal olarak birbirine yakın toplumlar arasındaki farklar incelenmelidir. Böylece benzerlikler ya da farklar tespit edilerek tarihsel gelişimin ne olduğu ortaya konulabilir. Kendisi kitaplarını yazarken, birçok farklı disiplinden yararlanmış ve bir olayı veya bir dönemi anlatmak yerine her zaman problem odaklı tarihçilik anlayışına sahip olmuştur. O zamanki tarih yaklaşımından farklı olarak, Annales'cılar tarihi anlatmak yerine sorularını sorup bunlara bütün olarak cevap aramışlardır. Febvre ile birlikte kurdukları Annales dergisi, bu yeni ekolün merkezi olmuş ve sosyal ve iktisadi tarih odaklı olarak yola çıkmıştır.
Bloch, II. Dünya Savaşı sırasında işgal altında olan Paris'den kaçmayı, bir Yahudi olmasına ve kaçma fırsatı bulunmasına rağmen, reddetmiş ve teorisyenliğini bir tarafa birakarak Fransız yeraltı direniş örgütüne katılmış ve Nazilere karşı çarpışmıştır. 1944 yılında Gestapo tarafından vurularak öldürülmüştür.
Tarih ve Tarihçi / Annales Okulu
1929 senesinde Febvre ve Bloch’un öncülüğünde ‘Annales d’historia economique et sociale’ adında derginin oluşumuyla yayınlanan bir ekoldür.
Tarihe ilişkin kötü düşünce ve uygulama biçimlerine eleştirel bir bakıştır.
Ekolün tarih ilmine katkıları?
Derginin etrafında toplanan kişiler tarihin sınırlarını bertaraf etmiştir. Bir tarihçi; coğrafya, sosyoloji, psikoloji ve antropoloji gibi alanlarda da işbirliği içinde olmalı. Bu bilimler tarihin içine dahil edilmelidir.
Savaşlar tarihi, diplomasi gibi konulara yoğunluk gösterilen eski tarih anlayışı bu ekol ile birlikte toplumsal ve yapısal olaylara da değinilmiştir. Belgeleri birebir aktarmak yerine belgelerle konuşmayı ve onlardan sorular eşliğinde cevaplar almayı hedeflemiştir.
Tarih ezberlerden uzak bir ilimdir. Tarih ezbersiz belgeler olmadan da tarih bilinmelidir.
March Bloch’a göre tarihin tanımı yoktur. “Bütün tanımlar bir hapishanedir” der. çünkü bilimlerde tıpkı insanlar gibi her şeyden önce özgürlüğe ihtiyaç duyarlar.
Tarih geçmişin ve bugünün incelenmesidir. Sürenin diyalektiği olarak tarih de kendi tarzında toplumsal yaşamın tüm gerçekliğinin bir açıklaması değil midir.? Ve böylelikle de bugünün açıklaması olamaz mı? Bu açıdan bize uyarıcı bir ders veriyor olaya karşı tetikte olmalı yalnızca kısa dönem çerçevesinde düşünmemeli en çok gürültü çıkaran aktörlerin en gerçek aktörler olduğunu sanmamalıyız.
Tarih, olaylardan her şeyi öğrenebileceği kanısınu taşıyor. Sözcükler, resimler, belgeler, anıtlar, kitabeler vs. Tarih ancak tanımlayıcılıktan açıklayıcılığa geçtiği ölçüde bilim olabilir.
2024 yılı içerisinde bakmayı düşündüğüm kitaplar..
+neden okuyacaklarım listesine eklemedin de böyle ileti şeklinde yazdın bunları?
-çünkü okumayı değil bakmayı düşünüyorum. baktıktan sonra okuyup okumayacağıma dair karar vereceğim.
Tarih ilmine devrimci bir soluk: Annales Okulu.
Peki nedir bu Annales Okulu?
1929 senesinde Lucien Febvre ve Marc Bloch’un öncülüğünde “Annales d’histoire économique et sociale” adındaki derginin oluşturulmasıyla yayım hayatına başlayan yeni bir ekoldür.
Peki bu ekol tarih ilmine ne katmıştır?
Bu dergi etrafında toplanan kişiler tarihin
Marc Bloch, Lucien Febvre ile birlikte başlattıkları Annales ekolü ile modern tarihçiliği yaratmışlardır. Marc Bloch orta çağ Avrupa tarihçiliğinin en büyük isimlerindendir. Marc Bloch'un hayatı ise çok üzücüdür. 1944 yılında 58 yaşındayken Naziler tarafından kurşuna dizilerek öldürülmüştür. Bu eserini yazması da ikinci dünya savaşı yıllarındadır. Hatta Bloch eserini bitiremeden vefat etmiş, geride bıraktığı müsveddelerden bu kitap basılmıştır. Kitap bir başka büyük tarihçi Jacques Le Goff'un önsözü ile başlıyor. Bloch eserinde tarihin ve tarihçinin ne olduğunu, zamanın ve tanıklıkların nasıl algılanması ve kullanılması gerektiğini, tarihçinin eleştiri yaparken nelere dikkat etmesi gerektiğini ve sonuç olarak elde edilen verilerin nasıl analiz edilmesi gerektiğini açık bir dille okuyucuya sunuyor. Tarih eğitimi alan herkesin kesinlikle okuması gereken bir eser.
Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği Jacques Le Goff'un önsözüyle başlıyor. Jacques Le Goff’un önsözünde kaleme aldığı bu cümle gibi ‘’Yarım kalmış bu kitap eksiksiz bir tarih eylemidir.’’
Yazar henüz kitabı yazmaya devam ederken vefat etmiştir ve yazdığı kitap elde bulunan mevcut yazılardan basılmıştır. Başlığı ‘’Apologie pour