Mehmet Atilla Sözleri ve Alıntıları
Mehmet Atilla sözleri ve alıntılarını, Mehmet Atilla kitap alıntılarını, Mehmet Atilla en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Köylüye bir şey öğretebilmek için ondan birçok şey öğrenmeliyiz. İsmail Hakkı Tonguç."
Sayfa 130 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Anlam...
Halil kısa bir süre sustuktan sonra karşılık veriyor. Ama bu sessizlik bilinenlerden değil. Biraz yaralayıcı, biraz anlayışlı, biraz da kırgın.
Sayfa 122 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Suç...
... Bilirsin ben iyi konuşmacıyımdır, insanlarla konuşmayı severim. Son sefer hapishaneye girdiğim zaman yargıç beni şu suçla itham ediyordu: "Efendim, bu adam tanımadığı insanlarla konuşur," diyordu.
Sayfa 38 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Uzmanlaştığımız tek konu...
Çavuş hiçbir şey demeden öyle bir selam çakıyor ve gözlerini Haşim Bey'e öyle bir dikiyor ki suskunluğunun ardında gizlenen küfürleri aslında ikisi de biliyor.
Sayfa 72 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Nafaka...
Çimenler büyümüş,, her yer yemyeşil. Mantarların da bugünlerde iyice azdığını söylüyor kahvedekiler. İçeriden paltoyu alıp ayaklarına çizmeyi geçiriyor. Akşamın nafakasını çıkarmak için taze bir güç buluyor içinde. Kuytularda mantar toplamak da bir sezgi işi aslında, hiç yaşanılmamış bir ilişkinin üstüne yürür gibi.
Sayfa 134 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Tarih...
Hey gidi kocaman tarih! Adamı böyle her zaman konuşturur işte.
Sayfa 50 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
81
Nasırlı ellerin kuruluğuna hiç de yakışmayan oyun kağıtlarının parlayıp söndüğü bir anda nal sesleri duyuluyor arka tarafta.
Sayfa 48 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Ata mı sözü? :=)))
"Ölüyü fazla kurcalarsan sıçar Yücel Efendi. Bizi fazla kurcalama."
Sayfa 132 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
zorluk...
İnsanın kendi yoluna çukurlar kazıp setler çekmesi kadar zor bir şey olabilir mi?
Sayfa 184 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Günah... derler...
Elif, odaya girer girmez kendini yatağa atıp yüzünü de duvara dönüyor. Yarım kalmış bir sevincin şeytanca bir günah olarak algılanmasına izin vermek istemiyor.
Sayfa 122 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Dedikodu gerçekleri
İnsanlar dağıldıkça dedikodular daha sesli dile getirilmeye başlanıyor: her evde, her kahvede farklı bir senaryo yazılıyor.
Sayfa 32 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Coğrafya...
Ilgın ağaçlarının yapraklarındaki damlaların parlayışını seyrederken çocukluğu geliyor gözlerinin önüne. Coğrafya farklı ama okul aynı, okulun önündeki su da aynı.
Sayfa 73 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Hüzün...
Sabah binbir nazla sokuluyor bu mevsimde. Ortalığın ağarmasıyla güneşin doğması arasındaki aydınlanma, insana acaba sorusu sorduracak denli uzun. Küçük kuşların dallardaki cıvıltısı da olmasa gün başlamayacak sanki. Hele az ötede savaşın önüne geleni acımasızca süpürdüğü biliniyorken!
Sayfa 81 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Kır zincirlerini...
... Aynı adımları atıyorlar ama biri diğerinden daha farklı. Zindelik fışkırıyor yürüyüşünden. Eğitmen yaşlılarla bir köşede konuşmaya başladığında bile gözlerini o yürüyüşten ayıramadığını fark ediyor. Kendine özgü kıvraklığı olan bu kadına kolayca ulaşabilmenin kim bilir ne zevkli ve ayartıcı olduğunu geçiriyor içinden. Baştan ayağa süzüyor şöyle bir. Ardından bir daha. Ayıp olduğunu düşünüyor, fakat elinde değil, tutamıyor kendini. Bir an için sınırlarından dışarı çıkmak istiyor, hiç olmazsa bu gece. Yarın nasılsa kabuğuna çekilecek yine. Şu yarı karanlıkta doya doya kadını gözlemek, tavırlarını izlemek düşüncesi her şeyin önüne geçiyor.
Sayfa 78 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu