Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muzaffer Buyrukçu

Muzaffer BuyrukçuHayallerin En Uzun ve En Hızlı Atları yazarı
Yazar
7.6/10
28 Kişi
113
Okunma
15
Beğeni
3.690
Görüntülenme

En Beğenilen Muzaffer Buyrukçu Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Muzaffer Buyrukçu sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Muzaffer Buyrukçu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ben hiçbir vakit suya sabuna dokunmayan "gevşek insanlar"ın arasında bulunmadım.
Toplumculuk sefaleti değil refahı bölüşmektir.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Günaydın Medea
Sivas'ta otuz yaşlarında bir kadın, evinde çocuklanyla birlikte otururken birden kapıyı, pencereleri kapamış, yedi aylık ve bir yaşındaki yavrularını bıçakla keserek öldürmüştü; aynı bıçağı boğazına saplamış ama kurtarılmıştı. Miniklerin can çekişmeleri annelerine yakarmaları, ellerine sarılmaları, gözlerinde saptadıkları anlamlar... Ruhunu titretiyordu Ve bir gün o kadın gibi delirmekten korkuyordu. "Herkes her an delirebilir," dedi Birsen. 'Şurda delirsen de bir görsem." "Kim bilir ne derdi vardi," dedi Raziye. "Belki de kocasına kızmış, hıncını çocuklardan almıştır." "Ama çocukların ne suçu var?" dedi Raziye. "İnsanın kafası kızdı mı çocuk çocuk vız gelir, dedi Birsen.. "Sen öyle bir şey yapabilir misin?" dedi Raziye. "Bilmiyorum ama o tel bir kere koptu mu gözümün bir şey göreceğini sanmıyorum," dedi soguk bir sesle; derken sesindeki soğukluğu daha da soğutarak bakışlarına aktardı, Raziye'nin güzelliğiyle övündüğü gözlerine geçmişle bugün arasında doğan, büyüyen, yetişen nefretleri ince bir alay türüne sararak boşalttı.
Sayfa 62 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Çağıran bakışlar bunlar. Kimi? Beni. Nereye? Hayatınıza girmeye.
Sayfa 11 - cem yayıneviKitabı okudu
'siz geldi­ğinizde huzurumuz kaçıyor, birkaç ay birbirimizi görmeyelim, sonra belki bir formül buluruz'
Bir sperm damlası rahme düşünce, rahmin sıcak karanlığının içinde saklı yaşatan besinlerle beslenince insan var oluyordu. Yoksa ölüm yeniden, ama bu kez doğanın rahmine dönüş müydü?
Sayfa 248 - Adam YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Sirkeci Gar Lokantası'nın lavabosunda başını ıslatarak Orhan Kemal'in oturduğu masaya gelen Muzaffer Buyrukçu, “Dünya varmış!” der. Orhan Kemal, kahkahayla güler. “ - Dünya kalübeladan beri var, evladım,” der. Konuşma şöyle devam eder: “Var da ferahlamanın dilidir bu.” “ - Ukalalık yapma lan. Marifet o dünyayı değiştirmek.” “ - Değiştireceğiz, Dünyayı ve üstündeki hayatı..."
Nasıl, ne zaman bu korkunç olayın etkisinden sıyrılacak, olağanlıklarla olağanüstülerin günlük hayatın içeriğinde devindiği akışa kaptıracaktı kendini?
Orhan Kemal bir dergiye, bir gazeteye verip hemen para –tahvil- edeceği (tahvil sözcüğü onundur) kısa hikayeleri okumaya koyulurdu. (İstese de uzun hikaye yazamazdı. Çünkü dergiler, gazeteler yazı siparişinde –bu sözcük de onundur- bulunurken kaç sayfa olacağını belirtirlerdi. Orhan Kemal’in küçük hikayede ısrar etmesi, büyük hikayeyle ilgilenmemesi diye bir sorun yoktu da küçük hikaye yazmaya itilmesi, zorlanması vardır. Çehov, Gorki, O. Henry de öyledir: yüzlerce küçük hikayeyi onlara gazete, dergi koşulları ürettirmiştir.
Yapmak istediğim;
İstanbul'a takılıp kaldım, dünyadan haberim yok. Biraz para biriktirip Türkiye'yi baştan başa dolaşacağım.
Sayfa 317Kitabı okudu
142 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.