feminist araştırmalar, verimli olacaksa, yalnızca kadını araştırmakla sonuç elde edemez. nasıl ki kadının toplumsal konumu önemliyse, erkeğin toplumsal konumu da önemlidir. ikisinin arasındaki ilişkinin ortaya konulması gerektir.dolayısıyla karşılıklı bir bağımlılık çerçevesinin de oluşturulması söz konusudur.
fiziksel çaba, daha çok makinelerin kullanımında olmaktadır. böylece burada da bir dengesizlik ortaya çıkmaktadır. işte Türkiye'de örneğin halıcılık sektörü, tümüyle kadınlar tarafından yürütülmekte ve hanenin başlıca gelirini sağlamaktadır. ama erkekler bunu gayet doğal bir şekilde karşılıyorlar. işte kadın araştırmalarının alanının genişletilmesini zorunlu kılan etken, bu iş bölümü sorunudur. bir başka nokta da üniversitelerin bir nevi fildişi kule sayılmalarıdır.
Dünyaya erkek olarak geldiklerinden, birden fazla kadınla evli olmayı kendilerine verilmiş bir hak görmekte, bu düzenin “Allah tarafından” da korunduğunu düşünmektedirler. Muhtar, öbür dünyada erkeklerin suçlarından arındırana sonra on tane huri kızıyla sonsuza tek beraber yaşayacağına inanır. Yine çokeşli bir aile reisi, yaşama yeniden başlasa bir değil, set kadınla evleneceğini, çocuk sayısı arttıkça gelirinin çoğaldığını, Allah’ın bu çocuklara daha fazla kısmet verdiğini öne sürer.
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum.
Harlı bir ateş gibi derinde yanan,
Haramilerin elinde bunalan..
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum.
Zinciri altında kımıldayan,
Bitecek sanıldığı yerde başlayan...
Ataol BEHRAMOĞLU