Nevzat Bingöl

Suriye'nin Kimliksizleri Kürtler yazarı
Yazar
4.4/10
7 Kişi
30
Okunma
2
Beğeni
2.921
Görüntülenme

Nevzat Bingöl Gönderileri

Nevzat Bingöl kitaplarını, Nevzat Bingöl sözleri ve alıntılarını, Nevzat Bingöl yazarlarını, Nevzat Bingöl yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Seydayê Mele Selim, Bediüzzaman Sadi-i Nursi'nin hocalığını yapmıştır. Bunu kendisi de yazdığı kitapta "Hocam Zaza Selim" olarak anlatır. Zaza Selim, Seydayê Mele Selim'in diğer bir adıdır. Mele Selim ile Said-i Nursi, Bitlis ayaklanması öncesinde ters düşerler. Bediüzzaman Sadi-i Nursi İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesiyken,
Hizan Şeyhleri Seyyid Taha'nın halifeleri olup, Halidi'dirler. Barzanilerde Seyyid Taha silsilesi ile Mevlana Halid'e bağlıdırlar. 1914 yılında başlayan Barzan ayaklanması, Şeyh Abdulselam'ın Osmanlı hükümetinin dini ve ulusal talepleri yerine getirmemesi nedeniyle başlattığı ayaklanmadır. Şeyh Abdulselam Barzani 1907 yılında İstanbul'daki Bab-ı Ali yönetimine aşağıdaki istekleri içeren bir telgraf yolluyordu: 1-Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde Kürtçe resmi dil olarak kabul edilmeli, 2-Eğitim Kürtçe yapılmalı, 3-Memurlar Kürtçeyi iyi bilenlerden seçilmeli, 4-Devletin dini İslamdır ve bu nedenle de verilen hükümler İslam şeriatına uygun olmalı, 5-Vergiler Kürt bölgelerindeki okul ve yolların yapımı için kullanılmalıdır, Hem Rêxistina İrşad örgütü hem de şeyh Abdulselam tarafın- dan yollanan telgrafta temel nokta özerk bir bölge oluşturulması idi. Şeyh Abdulselam Barzani, o dönemde faaliyet gösteren Kürt örgütleriyle sağlam ilişkiler kurdu. Bu örgütler arasında "Rêxistina İrşad" hareketinin olması da yine güçlü bir ihtimaldir
Reklam
“Ben Van’da müftüydüm. Üstadım bana haber gönderdi, orduda dinsiz subaylar yetişiyor, bunlar ileride din için tehlikelidir, bize iştirak et, biz bu dinsizlere isyan edeceğiz. Ben de cevaben dedim ki; Bu orduda 100.000 evliya var. Birkaç dinsiz için bunlara kılıç çekemeyiz. Üstadım Seyda Selim geleceği daha iyi gördü. Ben göremedim ama intikamımız alınacak.”
Hayat devam ediyordu. Her savaşta olduğu gibi bu savaşın da bir sonu vardı.kimin kazanıp kimin kaybettiği henüz belli değildi.sivil Iraklılardan çok sayıda kişi hayatını kaybetmişti. Bu savaşta hayatını kaybeden 20 gazeteci vardı. Onlar savaşın tarafları değildiler. çoğu savaşan ülkelerin vatandaşları bile değildi, ama mayın ve kurşunlar milliyet farkı gözetmiyordu .geride acılı anneler, babalar, çocuk ve eşler bırakıyordu.
Sayfa 149Kitabı okudu
Bu iki gencecik bedenin kim bilir ne hayalleri vardı. Savaşın acımasız yüzüyle bu savaşta ilk kez karşılaşmıştım. savaş kuzeyde de tüm acımasızlığıyla şiddetlenmişti cenazeler bir pikapa konularak meçhule götürüldü.
Heyecanın dozu iyice artmıştı. Bu insanlar sanki bir savaş tehlikesi içinde değilmiş gibiydiler.onlar için savaş ya çok uzakta başka bir ülkede yaşanacaktı ya da bu insanlar savaşın ne demek olduğunu gerçekten bilmiyorlardı. Aslında ikisi de değildi. Gözlerini ilk açtıkları andan itibaren savaşın soğuk soluğunu hisseden bu insanlar için savaş, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıydı.
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.