Ömer Nesefi

Ömer Nesefiİslam İnancının Temelleri yazarı
Yazar
9.5/10
87 Kişi
337
Okunma
34
Beğeni
3.498
Görüntülenme

Hakkında

Meşhur Hanefi fıkıh, kelam ve tefsir alimi. Mâverâünnehir bölgesinin yetiştirdiği seçkin âlimlerden Hâfızuddîn Ebul-Berekât Abdullah İbn Ahmed en-Nesefi (öl. Ağustos 1310). Özbekistan'ın türkçe adıyla "Karşı" diye bilinen Nesef şehrinde dünyaya gelmiş ve orada yetişmiştir. Nesef şehrinin bulunduğu bölgeye "Soğd" adı verilmektedir. Nesefi'nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Birçok eserinin İslâm âleminde meşhur ve yaygın olması, medreselerde asırlar boyu okutulmuş olması yanında hayatı, tahsili ve yetişmesi hakkında da yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ancak yazdığı eserlere bakarak onun, Fıkıh, Usûl-i fıkıh, Kelam (Usûlu'd-dîn), Hadis ve Tefsir'de çok iyi tahsil gördüğünü söylemek mümkündür. Fıkıh'ta hocaları Bedruddîn Hâherzâde (öl. 651/1253) ve Hamîduddîn ed-Darîr Ali İbn Muhammed el-Buhârî (öl. 666/1267-1268)'dir. Ayrıca Şemsul-Eimme Muhammed İbn Abdüssettâr el-Kerderî'den de ders almıştır. Tahsilini bitirdikten sonra muhtelif şehirlerdeki medreselerde, bu arada Kirman'daki el-Kutbiyye es-Sultâniyye medresesinde müderrislik yapmış ve bu derslerinde kendi eserlerini de okutmuştur. Talebelerinden Muzafferuddîn Ahmed İbn Ali es-Sââtî (öl. 694/ 1294) ve Hüsâmuddîn Hüseyin ibn Ali es-Siğnâkî (öl. 714/1314) özellikle fıkıh sahasında meşhurdurlar. Nesefi gerek ilim tahsili için, gerekse yetiştikten sonra muhtelif seyahatler yapmışsa da sadece Bağdad'a yaptığı seyahat bilinmektedir. Bu seyahatinde Bağdad'da kaldığı sürede İmam Mergınânî (öl. 593/1196)'nin el-Hidâye adlı eserini şerhettiği kaynaklarda kaydedilmektedir (Lüknevî, el-Fevâidul-Behiyye fı Terâcimil-Hanefıyye, Mısır 1324, s.102). Vefatı da bu yolculuğundan dönüşte İzec şehrinde 710/ 1310 yılında olmuş ve oraya defnedilmiştir. Ebul-Berekât daha ziyade bir Hanefi fakîhi ve usulcüsü olarak bilinir. Hattâ bazı kaynaklarda onun, mezhebde müctehidlerin sonuncusu olduğu kaydedilir (Lüknevî, el-Fevâidul-Behiyye, s. 102). Zaten en meşhur eserleri de füru' ve usûlü ile Fıkıh sahasındadır. Hemşehrisi Ebû Hafî Ömer en-Nesefi (ö. 537/1142) kadar olmasa bile Kelam sahasında da kıymetli eserler meydana getirmiştir. Nesefi, itikadda o zamanda bölgede yaygın durumdaki Mâtürîdî mezhebine mensup olup yine o bölgelerde, müslümanların kafalarım karıştırmaya çalışan Kerramiyye ile, bundan daha önemli ve etkili olan Mu'tezile mezhebi ile mücadele etmiş ve bunlara karşı Ehl-i Sünnet'i müdafaa etmiştir. Tesbit edilen yirmi bir eserinden önemli ve meşhur olanları şunlardır: 1. el-Vâfi. Hanefi fıkhı üzere fürûul-fıkha dair bir eseridir. 2. el-Kâf: el-Vâfi adlı kendi eserinin şerhidir ve 684/ 1285 yılında tamamlamıştır. 3. Kenzu'd-Dekâik: Hanefi fıkhında dört muteber eserden (el Mütûnul erbaa) biri olan bu eseri el-Vâtî adıyla yazdığı fürûu fıkha dair eserinin hülâsasıdır. Yaygın olarak meydana gelen hâdiselere verilen fetvaları içerir. Herhalde medreselerde okutulmak üzere ders kitabı olarak hazırlanmış ohnahdır. Zaten asırlar boyunca medreselerde okutulmuş, Hanefî fıkıh âlimlerince çok tutulmuş ve birçok şerhi yapılmıştır (Bu şerhler için bk. Bedreddin Çetiner, Ebul-Berekât Abdullah İbn Ahmed en-Nesefî ve Medâriku't-Tenzîl ve Hakâiku't-Te'vil Adlı Eseri, Basılmamış doktora tezi, Erzurum 1984, s. 30-33). 4. Menârul-Envâr: el-Menâr fil-Usûl adıyla da bilinir. Usûle dair kısa ama son derece meşhur bir eserdir. Bu eserin de birçok şerh ve hâşiyeleri vardır. İlk şerhi de yine müellif tarafından Keşfu'l-Esrâr adıyla yapılmış olup 1316'da iki cilt halinde neşredilmiştir. Şerh ve hâşiyelerinin sayısı 24'ü bulmaktadır. 5. Şerhul-Kasîdetü'l-Lâmiyye fi't-Tevhîd: Kelâm sahasında İmamul-Harameyn Muhammed İbn Osman el-Ûşî (öl. 569/1173)'nin Kasîdetul-Lâmiyye'sinin şerhidir. 6. Umdetul-Akâid: Kelama dairdir. İlk şerhi el-l'timâd adıyla yine kendisine aittir. Bunun dışında yedi şerhi daha vardır. 7. Medâriku't-Tenzîl ve Hakâiku't-Te'vîl: Nesefi Tefsiri olarak bilinen tefsiridir. M.1220 yıllarında başlayan, başta Mâverâünnehir bölgesi olmak üzere hemen bütün İslâm ülkelerini tahrip eden, kütüphaneleri yok eden, ilim erbabını halktan ayırmadan katleden Moğol istilâsının hemen akabinde Mâverâünnehir'de yetişen âlimler arasında mümtaz bir mevkiye sahip olan Ebu't-Berekât en-Nesefi hemen bütün İslâmî ilimlerde zirveye tırmanabilen nâdir âlimlerdendir. Türk olmasına rağmen eserlerini zamanındaki teâmüle uyarak bütün müslümanların ortak dili olan Arapça ile yazmıştır. Nesefî Tefsiri Eser, bir dirayet tefsiridir. Kısa, özlü, kolay anlaşılır bir arapça ile kaleme alınmıştır. Ebul-Berekât, bu tefsirinin özelliklerini tefsirin çok kısa olan mukaddimesinde şöyle belirtir: "İsteğine icabet etmem taayyün eden bir zât benden te'vîlâta dair orta hacimli bir eser yazmamı istedi. Bu kitab, i'râb (dilbilgisi tahlilleri) ve kırâât vecihlerini toplayacak, bedî ve işârât ilimlerini ihtiva edecek, Ehl-i sünnet vel-Cemâat'ın sözlerini içine alacak, bid'at ve dalâlet ehlinin bâtıl görüşlerinden uzak olacak, usandıracak kadar uzun, anlamı bozacak derecede kısa olmayacaktı. Hazer ve sakınma yolunu tutup buna beşerin gücünün yetmeyeceği düşüncesiyle adımımı bir ileri atıyor, bir geri alıyordum. Ama sonunda birçok engele rağmen Allah'ın izniyle bu esere başladım ve kısa bir sürede de tamamladım" (Medâriku't-Tenzîl, Mısır t.y., 1, 2). Bazı kaynaklarda bu tefsirin Zemahşerî (öl. 538/1143)'nin el-Keşşâf adlı tefsirinden özetlenmiş olduğu iddia edilirse de belki ondan çokça istifade ettiği söylenebilir. Bir de Keşşâf'taki mu'tezile mezhebini teyid eden açıklamaları ve te'villeri ayıklamaya çalıştığı görülüyor. Tefsir gramer ağırlıklıdır. Ayetlerin dil yönünden tahliline çokça yer verilir. Tefsirde Arap dil bilgisinin tefsirle birlikte verilmeye çalışıldığı açıkça sezilir. Eserde mütevatir kıraatlere (el-Kıraatul-Aşr) işaret edilir. Çoğu zaman da kıraat farklılıkları tefsirde malzeme olarak kullanılmaz. Şâz kıraatlara yer verilmez. Halbuki kendisinden özetlendiği iddia edilen el-Keşşâf tefsirinde şâz kırâatlere çokça yer verilir ve bu şâz kıraatlerden te'vilde yararlanılır. Eserde çok hadis kullanılmakla birlikte (Kur'an'ın hadisle tefsiri), rivayet tefsirlerinde görülen metodla değil de sadece ayetlerin tefsiri ile ilgili kısımları alınmış, bazan da hadisler manâ olarak verilmiştir. Az olmakla birlikte hadislerin bulunduğu eserlere işaret edildiği de vakidir. Sûrelerin ve bazı ayetlerin faziletlerine dair verdiği hadislerin birçoğunun ihtiyatla karşılanması gerekir. Bu tefsirde uydurma hadis olmamakla birlikte zayıf hadislerin bulunduğu söylenebilir. Öte yandan az da olsa isrâiliyyâta rastlanır ama çoğunlukla bunların isrâiliyyâttan olduğuna işaret edilir. Bu arada Nesefî, tefsirine birçok tarihî olay ve kıssayı da almış, çokça istifade ettiği Zemahşerî'nin el-Keşşsâfının aksine mutasavvıfların görüşlerine eserinde yer ermiş; zaman zaman tasavvuf kokan, tasavvuf neşvesi bulunan ahlâkî sözler ve açıklamalarla tefsirini süslemiştir. Onun, el-Hasenul-Basrî (öl. 110/728), Sâbit İbn Eslem el-Bunânî (öl. 127/744), Mâlik İbn Dînâr (öl.131/748), İbrahim Edhem (öl. 161/778), Cüneyd-i Bağdâdî (öl. 279/908); Zünnûn el-Mısrî (öl. 245/858), Sehl İbn Abdullah et-Tusterî (öl. 283/912) ve Huseyn İbn Mansûr el-Hallâc (öl. 309/922) gibi ilk devir sûfîlerinden eserinde nakillerde bulunduğunu görüyoruz. Bu, her ne kadar onun herhangi bir tarikata müntesib olduğunu göstermese de, sûfilere bir sevgi beslediği ve onların meşrebine meylettiğinin delilidir. En azından eserini özetlediği iddia edilen Zemahşerî gibi tasavvufa karşı değildir. Zamanına kadar ki müfessirlerden ve bu arada Zemahşerî'nin el-Keşşâf'ı, Fahreddin er-Râzî (öl. 606/1210)'nin Tefsîr-iKebîr'i, İmam Mâtürîdî (öl. 333/944)'nin Te'vîlâtul-Kur'an'ı, Zeccâc (öl. 311/923) ve el-Ferrâ (öl. 207/823)'nın Maânil-Kur'ân'ları gibi belli başlı tefsirlerden ve gerek Sahabe, gerekse Tâbiûn devrinin meşhur müfessirlerinden nakillerde bulunmuş, onların tefsire dair görüşlerini kısaca vermiş; bir ayetin tefsirinde birden fazla açıklama varsa çoğunlukla bunlar arasında tercihte bulunmadan hepsini sıralamayı tercih etmiştir. Ancak onun, tefsirdeki zayıf görüşleri "kîle = denildi ki..." şeklinde verdiği gözden kaçmıyor. Garîbul-Kur'an'a dair açıklamalarını çoğunlukla sahabe devri müfessirlerinden İbn Abbâs'a dayandırır. Nesefi bu eserinde nüzûl sebeplerini vermeye ayrı bir özen gösterir. Bazan birden fazla nüzûl sebebi zikrederse de bunların bir kısmı "o ayetin hükmü içine giren birtakım münferid olayları hikâye" kabilindendir. Eserin müellifi Mâtürîdî, Hanefi mezhebine mensup olduğu için tefsirde bu mezheblerin görüşleri Kur'an'dan delillendirilmeye çalışılmış; diğer mezheblerin ve özellikle amelî konularda Şâfiî mezhebinin, itikâdî konularda Mu'tezile ile diğer Ehl-i sünnete muarız mezheblerin görüşleri tenkid, red ve çürütülmeye çalışılmıştır. Ancak Mu'tezile'nin fikirleri çürütülmeye çalışılırken yapılan te'villerde Mutezilenin (yani el-Keşşâf müellifinin) kullandığı ifadeler aynen alınmıştır ki bu da Mu'tezilî fikirlerin çürütülmesinde pek başarılı olamadığı neticesine götürür. Nesetî, Kur'an-ı Kerim'de neshin varlığını kabul ettiğini bu tefsirinde gösteriyor. Ancak mensûh olduğu iddia edilen birçok ayetin aslında mensuh olmadıklarını, nâsihleri ile aralarının telifinin mümkün olduğunu söyler. Öte yandan hurûf-u mukattaa gibi bazı müteşabihlerin te'viline dair kendisinden önceki müfessirlerin söylediklerini yorumsuz olarak verir. Bu arada özellikle Allah Teâlâ'nın sıfatları ile ilgili müteşâbih ayetlerin teviline girişmez. Bunları te'vile yeltenen Mu'tezile, mücessime, müşebbihe gibi mezheblerin tevillerini şiddetle reddeder. Bu da Nesefinin Ehl-i sünnet akîdesine sıkı sıkıya bağlı olduğunun bir göstergesidir. Medâriku't-Tenzîl ın muhtelif dünya kütüphanelerinde çok miktarda yazma nüshası olup Hindistan'da, Mısır'da ve Türkiye'de defalarca basılmıştır. En yaygın baskıları dört cilt halindeki Mısır ve altı cilt halindeki Mecmau't-Tefâsîr içindeki Türkiye baskılarıdır. Hind âlimlerinden Muhammed Abdülhak el-Hindî bu esere el-İklîl adıyla bir hâşiye yapmış ve bu hâşiye 1336'da Hindistan'da dört cilt halinde basılmıştır. Bu tefsir asırlar boyunca -özellikle kısa bir tefsir olduğu için- medreselerde okutulagelmiştir. Halen de bazı İslâm ülkelerindeki üniversitelerde (el-Ezher Üniversitesi gibi) ders kitabı olarak okutulmaktadır. Bedreddin ÇETİNER
Tam adı:
Ebul-Berekât Abdullah İbn Ahmed en-Nesefi
Unvan:
Fıkıhçı, Kelamcı, Müfessir

Okurlar

34 okur beğendi.
337 okur okudu.
26 okur okuyor.
142 okur okuyacak.
12 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Allahu Teala (kulların yaptıkları) dualara karşılık verir (kabul eder) ve ihtiyaçları giderir.
Haram rızıktır. Herkes, ister helal, isterse haram olsun kendi rızkını yer. İnsanın rızkını yiyememesi ya da başkasının o insanın rızkını yemesi düşünülemez.
Reklam
Biz (Ehli Sünnet ve'l-Cemaat mezhebinin mensupları olarak) Sahabeyi hayırla anmaktan başka olan şeylerden sakınırız. Yine biz Peygamber (aleyhi's-salâtü ve's-sellâm)in cennetle müjdelediği on kişinin cennetlik olduklarına şahitlik ederiz.
Büyük günah (işlemek) kulu ne imandan çıkarır ne de küfre sokar. Allahu Teala kendisine şirk koşulmasını affetmez. İster küçük isterse büyük günah olsun şirkin dışındaki bütün günahları bağışlar. Küçük günah işlemekten dolayı azap görmek caiz olduğu gibi büyük günahtan da helâl kabûl edilmediği sürece bağışlanmak caizdir.
Allah dostlarının kerâmetleri haktır. Kerâmet velî için alışılagelmiş olanı iptal etme yolu üzere ortaya çıkar. Meselâ; uzak mesafeleri kısa zamanda aşmak,... gibi.
Hüzün
İslâmı, tam anlamıyla yaşama gayretine niyet eden ve nereden başlaması gerektiğini bilmeyen kardeşlerim için. İzlediğim ve halihazırda izlemekte olduğum sohbetleri. Okuduğum kitapları tavsiye edeceğim. Dilerim istifadeli olur. •İsmail Hünerlice- Akaid sohbetleri • İhsan Şenocak- Akaid dersleri • Ebubekir Sifil- Akaid bilinci sohbetleri (tamamlamadım henüz. • Ahmet Polat- Mızraklı ilmihal • İhsan Şenocak- Fıkıh dersleri (tamamlamadım henüz)
Mızraklı İlmihal
Mızraklı İlmihal
Ehl-i Sünnet Akaidi
Ehl-i Sünnet Akaidi
bu kitapları dilerseniz sohbetleri izlemeden önce ve sonra okuyabilirsiniz. Not alarak çalışmak sizin için daha faydalı olur. • İhsan Şenocak- İslâmi Kimlik İnşası • İhsan Şenocak- Esmâ-i Hüsnâ dersleri • İhsan Şenocak - Hadis halkası dersleri • İhsan Şenocak - Tefsir dersleri • Ömer Faruk Korkmaz- Hadis dersleri (hâlâ devam ediyor dersler) • İsmail Hünerlice- Kadın ilmihali dersleri (henüz tamamlamadım.) • Mahmut Sami Gülcü- İslâm ve Aile dersleri • İhsan Şenocak- Tasavvuf sohbetleri •Resul Ortaç- Efendimizi (Sallallahu aleyhi vesellem) tanıyalım ve Ashâb-ı Kirâm sohbetleri
Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in 4000 Sünnet ve Adabları
Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in 4000 Sünnet ve Adabları
Hadis-i şerif için okuduğum ve çok istifade ettiğim bir kitap. Kardeşlerim, okuduklarınıza ve dinlediklerinize çok dikkat edin.
Reklam
ŞİİRSEL AFORİZMALAR
سِر في بِقاع الارض وانظر وتفكّر كم من قبر تُرى فيه ملوك وكبراءُ كم كان في الناس ظالمون متأَلّهون يملُط اليوم بتراب رؤوسهم الفقراءُ Yeryüzünü gez, gör ve tefekkür et, Kabirlerde nice krallar ve büyükler görülecektir. İnsanlar arasından ne çok zalimler ve ilahlık iddia edenler çıkmıştır. Bugün ise yoksullar/güçsüzler, onların kafataslarının tozu ile sıva yaparlar
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub
Ali Şeriati
Ali Şeriati
Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviç
Hasan el-Benna
Hasan el-Benna
Ebu'l A'lâ el-Mevdudi
Ebu'l A'lâ el-Mevdudi
Ebu’l Hasan Nedvi
Ebu’l Hasan Nedvi
Muhammed Kutub
Muhammed Kutub
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Erdem Bayazıt
Erdem Bayazıt
Rasim Özdenören
Rasim Özdenören
Salih Suruç
Salih Suruç
Dücane Cündioğlu
Dücane Cündioğlu
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
Hafız-ı Şirazi
Hafız-ı Şirazi
https://1000kitap.com/yazar/i38013
Fuzuli
Fuzuli
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu
Seyyid Hüseyin Nasr
Seyyid Hüseyin Nasr
Roger Garaudy
Roger Garaudy
İmam Gazali
İmam Gazali
Zeynep Gazali
Zeynep Gazali
İbn-i Haldun
İbn-i Haldun
İbn Rüşd
İbn Rüşd
Nuri Pakdil
Nuri Pakdil
Malik Bin Nebi
Malik Bin Nebi
Atasoy Müftüoğlu
Atasoy Müftüoğlu
Şeyh Sadi Şirazi
Şeyh Sadi Şirazi
İskender Pala
İskender Pala
Halil Cibran
Halil Cibran
Melayê Cizîrî
Melayê Cizîrî
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Khaled Hosseini
Khaled Hosseini
Franz Kafka
Franz Kafka
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Victor Hugo
Victor Hugo
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Yunus Emre
Yunus Emre
Şeyh Galip
Şeyh Galip
Sema Maraşlı
Sema Maraşlı
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Oscar Wilde
Oscar Wilde
Karl Marx
Karl Marx
Nizamülmülk
Nizamülmülk
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy
Nurettin Topçu
Nurettin Topçu
İmam Humeyni
İmam Humeyni
İmam Gazali
İmam Gazali
Aristoteles
Aristoteles
Ehmedê Xanî
Ehmedê Xanî
Roger Garaudy
Roger Garaudy
Fazlur Rahman
Fazlur Rahman
Salih Suruç
Salih Suruç
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
Tahsin Özmen
Tahsin Özmen
Montaigne
Montaigne
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
Tahsin Özmen
Tahsin Özmen
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Abdullah Galib Bergusi
Abdullah Galib Bergusi
Muhammed Emin Yıldırım
Muhammed Emin Yıldırım
Muhammed Hamidullah
Muhammed Hamidullah
Tarık Tufan
Tarık Tufan
İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci
İsmet Özel
İsmet Özel
İskender Pala
İskender Pala
Ebu Mansur El Matüridi
Ebu Mansur El Matüridi
Ömer Nesefi
Ömer Nesefi
Mark Twain
Mark Twain

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
218 syf.
10/10 puan verdi
Dini konularda yetkin ve uzman nice şahıslarla yaptığım görüşmelere göre; İslam Akaidi, islamı öğrenmede okunacak birincil kitaplardandır. Hatta konuya sıfırdan başlamak isteyenler giriş için akaidi de seçerlerse isabet etmiş olurlar. İslamı öğrenen ve yaşayan insanlar genelde dinin amel boyutuna daha çok ağırlık vermişlerdir. Sadece ameli bilmek ve yaşamak yeterli değildir. Müslümanlığın en temel şartı inanmak ise; O'unun fiillerini, dinin gayesini, peygamberliğin ve müslümanlığın özelliklerini bilmek de gereklidir. Bir Allah'a, yaratıcıya inanıyoruz ama nasıl inanıyoruz? Bizim inandığımız esaslar Allah'ın bildirdiği kesin naslarla örtüşüyor mu? İşte akaid; kesin delillerle Yüce yaratıcıyı ve O'nun bildirdiği inanç esaslarıyla alakalı bilgileri içermektedir. Akaid genel olarak; Ruyetullah, Nübüvvet, Risalet, Allah'ın sıfatları, nuzül-ü İsa, küfür nedir, sevap nedir, haram nedir, mucize nedir, kader nedir, kişi kendi kaderini kendisi mi belirler, Kur'an mahluk mudur... gibi konularda temel ve kesin delillerle ortaya konulmuş bilgileri içerir. Oldukça önemli ve ciddi konulardır. İslam tarihinde nice batıl fırka ve görüşlerin çıkma sebeplerinden birisi de akideye bağlı düşünme tarzının olmayışıdır. İncelediğim eserin dışındaki bir takım akaidler de muadil olarak okunabilir. Zamanla diğer akaidleri de fırsat buldukça tanıtmaya çalışacağım. Sitede kayıtlı olduğu için ilk bu eserden başladım.
İslam İnancının Temelleri
İslam İnancının TemelleriÖmer Nesefi · Bayrak Yayıncılık · 2015118 okunma
472 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Ehli Sünnet Akaidi
Kitap okurken gerçekten bu ahir zamanın itikat meselelerini daha çok anlamış ve sindirmiş oldum. Akaid kısmında biz müslümanların nasıl inanması gerektiğini çok güzel bir şekilde açıklamış. Sizinde mutlaka bir akaid kitabı okumanızı öneriyorum. Aklınıza takılan bir soru olduğunda oturup hakiki bir cevap alarak imanınızı sağlamlaştırabilirsiniz. Nacizane tavsiyem budur.
Ehl-i Sünnet Akaidi
Ehl-i Sünnet AkaidiÖmer Nesefi · Siraç yayınevi · 201716 okunma
472 syf.
·
Puan vermedi
Her türlü yayın organlarıyla efkârı müşevveş kılınan Müslüman birey, günbegün Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem) ve Ashabının Ra. yolu olan ehli sünnet çizgisinden uzaklaştırılmaya ve inanç esasları yerinden oynatılmaya çalışılmaktadır. Maalesef bazı Müslümanlar bu ağlara düşmektedir.
Ehl-i Sünnet Akaidi
Ehl-i Sünnet AkaidiÖmer Nesefi · Siraç yayınevi · 201716 okunma