Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Özden Karan

Özden KaranPsikolog Gözüyle yazarı
Yazar
8.5/10
4 Kişi
14
Okunma
0
Beğeni
1.098
Görüntülenme

Özden Karan Gönderileri

Özden Karan kitaplarını, Özden Karan sözleri ve alıntılarını, Özden Karan yazarlarını, Özden Karan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Günümüzde Erkekler Bu Nedenden Dolayı Güçlük Yaşıyor
Erkek kendisine prens gibi davranılan ataerkil düzeni devam ettirmek isterken, kadın, kendisine gelişim olanağı sağlayan, hayatı hakkında kendi kararlarını almasına izin veren modern düzeni tercih ediyor..
* " Heyecanı yaşamak önemlidir. Yaşanan zorluklar alınan zevki arttırır... " *
Reklam
Stresle bedende oluşan değişiklikler: Kişi önce alarm durumuna geçer. Göz bebekleri genişler, yüz solar, kalp atışları artar, damarlar daralır, şeker yükselir, midede asit salgısı artar. Kişi bu yolla strese direnmeye çalışır. Bir süre sonra vücut yorulur, savunma zayıflar, hastalıklar başlar. Tansiyon, şeker, kalp, Allah ne verdiyse...
Her taraftan sıkıştırılmış bir erkek ne yapar? Küfreder!!!
İnanın herkes kendini tanısa ve başkalarının sınırlarını aşmadan yaşamını kendi istediği duruma getirmek için çabalasa, dünyada pek az sorun kalırdı. Sorun kendimizi hiç tanımamamızda!
Hitler toplumu dönüştüren bir lider değildi aslında. Lider olabilmek için toplumun o sırada istediği şey ne ise onu veren bir liderdi. Yani önemli olabilmek için ev yakması gerekiyorsa evi yakan mahalle delikanlısı gibi davrandı. Oysa Atatürk toplumun ihtiyaçlarını görüp, anlayan ve onlara istediklerinden daha iyisini veren bir liderdi.
Reklam
Ana-baba toplumlarında kişilerin yetişkin bir birey olmaları beklenmez. Bu toplumlarda kişiler koşulsuz olarak anne-baba otoritesine boyun eğer, hiç yetişkin olamadan anne-baba olur. Bu defa da çocukları koşulsuz olarak onların sözünü dinler. Bu durum yıllar içinde zincirleme olarak böyle devam eder. Bu nedenle geleneksel toplumlar göreceli olarak daha huzurlu ve kaostan uzakmış gibi görünür. Oysaki bunun da bir bedeli vardır: Kimliksizlik, kendini tanıyamama, toplumun sana biçtiği gömleği giyme.
Zengin ve bilinçli bireyler az çocuk doğururken fakir ve eğitimsizler çok çocuk doğurdu.İnsanlık tarihinde belki de ilk kez çocuklarını yaşatabildiler. Bu da nüfus yapısını fakir ve eğitimsizler lehine değiştirdi.
Eğitimsiz bireylerin yaşadığı mahallelerde aile içi şiddet, görece olarak daha çok yaşandığından belediyenin kurduğu bu “Mahalle Evleri”nde avukatlık hizmetleri ve tüm bireylere verilecek psikolojik destek de çok önemli.
Uygulamada ise İslamcılar doğru yolun tek olduğuna inandıkları için, herkesi hidayete erdirmek istiyorlar.İçki içmek onlar için günahsa, içki içmeyi günah olarak görmeyen insanlar olabileceğini akılları almıyor. Tıpkı Tanrı inancı olmayanları anlamadıkları gibi. Amaçları kendi alanlarını korumak ya da dini inançlarını yaşamaktan çıktı, başkalarına alan bırakmamaya kadar vardı, çünkü laiklerin o alana ihtiyacı olabileceğini anlamıyorlar.
Reklam
Eğer genç bir erkek çocuğun, özellikle lise yıllarında kız arkadaşlarıyla görüşmesi, sosyal ortamlarda bulunması engellenirse karşı cinsi öğrenmesi iş yaşamı evresine kalır ya da belki hiç gerçekleşmez ve bu kişide uyum ve davranış bozukluğuna dönüşür.
Yani kızınızı ya da oğlunuzu okutmak istiyorsanız mahallenizin kurallarına bir gün gelip uymayacağını baştan göze almak zorundasınız. Eğitimli bir çocuk ailenizi değiştirecektir. Çocuğunuz değişmeden siz değişim yolunda adımlar atarsanız çocuğunuzdan bir adım önde olacağınızdan ona yeni hayatında yardımcı olabilirsiniz.
Çok temel bir yanlış yapıyor anne-babalar: Çocuklarının en iyi eğitimleri almasını, üniversite mezunu olmasını, hatta yüksek lisans yapmasını en cahil anne-baba bile çok istiyor. Ama kişisel gelişim ve modernleşme konusunda ilkokul mezunu kalması koşuluyla. Klasik laftır ya “Batının teknolojisini alın, ahlakını almayın.” Ama insanın ruhsal yapısı açısından işler öyle yürümüyor. Bir eve çamaşır makinesi ya da klima giriyorsa, o evdekilerin ruhunda az ya da çok bir değişikliğe neden olacaktır. Her değişim insanda da mutlaka bir değişime neden olur.
“Hep söylüyorum, biz çocukken midemiz bulanınca ekmek yedirirlerdi, grip “Yatınca geçer”di, başın ağrıyorsa “Çocukların başı ağrımaz” denirdi, uykun kaçıyorsa “Oyuncaklarını düşün, güzel rüyalar görürsün” şeklinde konu halledilirdi!
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değildir Onlar kendi özlemini çeken hayatın çocuklarıdır. Sizin vasıtanızla gelirler, ama sizden değil, Sizinle birlikte olsalar da size ait değillerdir. Onlara sevginizi verebilirsiniz, ama düşüncelerinizi asla!!! Çünkü onların kendilerine has düşünceleri vardır.
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.