Brezilyalı eğitimci Paulo Freire, eğitim ve öğretim sorunlarını özgürleştirmeyi amaçlayan bir yazar. Günümüz eğitimini "bankacı eğitim modeli" olarak tanımlamış ve literatüre kazandırmıştır. Bu eğitim modeli öğretmeni depolayan, öğrenciyi ise depolanan olarak tanımlar. Öğretmen sadece öğretmeye, konuşup disipline etmeye ayarlanmış, öğrenci ise sessiz sessiz dinleyerek hiçbir şey bilmeyen olarak komutlandırılmıştır.
Demokratik duruşa sahip bir eğitimci, öğrencinin özerkliğini savunmak zorundadır. Öğretilen nesne ve nesnenin içeriğini bilinebilir kılmak metodolojik bir titizliktir. Bankacı modelde bunu göremeyiz. O öğretilene temas edip geçer.
Her şeyin ezbere dayandırılıp günlük hayattaki bağını çözemeyen öğretmen, mekanik bir düşünceden öteye geçemezler. İdealize edilmiş bir dünyanın dışına çıkamazlar.
Öğretmek bilgi aktarımının ötesine geçmelidir. Bilgiyi inşa etmek, üretime geçmek için öğrendiklerimiz bizi harekete geçirmelidir.
Eğitimci insanı verimsizleştiren, özgürlüğünü kısıtlayan her türlü eylemin önüne geçmeli ve öğrenciyle arasındaki otoriteyi buna göre kurmalıdır. Otoriteyi, öğretmenin üstünlüğü üzerine kurmamalı ve öğrencinin özgürlüğünü de göz ardı etmemelidir. Çocuk kendin kararlarının ağırlığını, sorumlulukları duygusunu geliştirerek öğrenmelidir.
"Söylemek istediğim şu: Ne sırf ben öyle arzu ediyorum diye eğitim toplumsal dönüşümün tartışmasız aracı haline gelebilir, ne de sırf iktidardakiler öyle buyurdu diye statükonun devamlılığının bir aracı olur."