William James Principles of Psycholgy’de (Psikolojinin İlkeleri, 1880) şöyle yazdı:
İnsanlar, tarihsel olarak ele alındığında, soyut niteliklerle muhakeme etmeyi öğrenmeden çok önce analoji yoluyla muhakeme ettiler... Tüm ilkel yazında, tüm yaban hitabetinde, yalnız meseller ve benzetmeler yoluyla yapılan ikna etmeyi (yani, soyut düşünmeye nazaran somutu) buluruz.
James, her zaman aklıselim olsa da, şu görüşü kabul etti: “Düşüncemizin büyük bir kısmında, hepimiz, hâlâ yabanıl durumdayız” (James, 1981:988).
Toplumların çocuk eğitimi göreneklerinde büyük farklılıklar vardır. Örneğin, eski Avrupalı kâşifler, yerli Amerikalıların çocukları disipline etmek için fiziksel gücü nadiren kullanmaları karşısında hayrete düştüler. Kızılderililerin çocuklarına gösterdiği büyük sevgiyi tasvip etmekten, yapılan “şımartma” karşısında dehşete düşmeye kadar çeşiti tepkiler gösterdiler. Öte yandan birçok Kızılderili yetişkin Avrupalıların savunmasız yavrularını “dövdüklerini” gördüğünde hayretler içinde kaldı.
Eliot Aranson’un belirttiği gibi, kalıp yargılar (geçmişte veya günümüzde) genellikle “kendi önyargılarımızı ve gaddarlığımızı haklılaştırma yolları”dır. Böylece,
siyahları ve Chicanoları eğitimden yoksun burakmamızı hakkı çıkaracaksa, onların aptal olduklarını düşünmek işe yarar ve kadınları elektrik süpürgesine bağlı tutmak istiyorsak, onların ağır ve sıkıcı domestik işlere biyolojik olarak hazırlanmış olduklarını düşünmek işe yarar. (Aranson, 1976: 175-176).