Philip Kerr

Philip KerrMart Menekşeleri yazarı
Yazar
8.4/10
180 Kişi
539
Okunma
26
Beğeni
4.848
Görüntülenme

Hakkında

Kerr, babasının mühendis olduğu İskoçya'nın Edinburgh kentinde 1956 yılında doğdu. 1974'den 1980'e kadar Birmingham Üniversitesi'nde okudu, hukuk ve felsefe üzerine master yaptı. Okuduğu kitapların yazarlarının çoğunun Alman kökenli olması Kerr’i Almanya’nın 20. yüzyıl tarihine ve özellikle de Nazi dönemine yöneltti. Aslında zamanının çoğunu 1936’ların Berlin’inde geçen bir roman yazmak için araştırma yapmakla geçiriyordu. Şehrin atmosferine nüfuz edebilmek için bir süre Berlin’de de yaşadı. 1989’da yayımlanan ‘Mart Menekşeleri’, Philip Kerr’in ‘Berlin Noir’ üçlemesinin -ve Bernie Gunther polisiyelerinin- ilk kitabıydı. Tarihsel dönem olarak 1936-1948 yıllarını kapsayan üçleme ‘Solgun Suçlu’ ve ‘Alman Usulü Bir Ağıt’la sürmüş, 1993’te yapılan yeni edisyonunda üç macera bir kitapta toplanmıştı. Kerr’e edebiyat dünyasında büyük ün kazandıran işte bu üçlemeydi. Kerr, edebiyat kariyerine yine polisiyelerle ama seriden bağımsız romanlarla devam etti. Ne var ki okuyuculardan gelen yoğun talepler onu tam 15 yıl sonra yeniden 1930’lu yıllara, Nazi tarihine ve Bernie Günther karakterine geri dönmeye ikna etti. 2006’da ‘Biri ve Öteki’yle yeniden canlanan seri -sırasıyla- ‘Sessiz Alev’, ‘Ölüler Dirilmezse’, ‘Sahra Grisi’, ‘Ölümcül Prag’, ‘Katlyn Katliamı’, ‘Zagrebli Kadın’, ‘Sessizliğin Öte Yakası’, ‘Prusya Mavisi’ ve nihayet ‘Bir Yunan Hediyesi’yle devam etti. Bernie Günther’in son macerası ‘Metropolis’ yazarın 2018’deki ölümünden sonra 2019 yılında yayımlandı. Kerr, 23 Mart 2018'de mesane kanserinden öldü.
Tam adı:
Philip Ballantyne Kerr
Unvan:
İngiliz yazar
Doğum:
Edinburgh, İskoçya, 22 Şubat 1956
Ölüm:
Londra, Birleşik Krallık, 23 Mart 2018

Okurlar

26 okur beğendi.
539 okur okudu.
4 okur okuyor.
383 okur okuyacak.
5 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"... Günümüzde herkesin kabul ettiği tek suç diğerleriyle hemfikir olmamak."
Sayfa 205 - Alfa YayıneviKitabı okudu
Hepimiz acımasızlık yapabiliriz. Her birimiz potansiyel suçluyuz. Hayat sadece medeni bir görüntüyü koruma savaşı.
Reklam
Öteki insanların kirli ayakkabılar giymelerini önleyemem, ama kendiminkini temizleyebilirim.
Bir aynasız olarak suçun sıcak havalarda artmasını beklemeyi öğreniyorsunuz. Ocak ve şubat aylarında en çaresiz suçlular bile evde, ateşin karşısında otururdu.
Esas aldatan yalan değildir; yalanı desteklemek için dile getirilen doğrular aldatır insanı.
Philip Kerr
Philip Kerr
'in Berlin Noir Üçlemesi adıyla başlayıp 14 romanlık Bernie Günther serisine evrilen Nazi dönemi polisiye serisi inanılmaz bir entelektüel içerik taşıyor. Seriyi tadını çıkara çıkara okumak istediğimden biraz önce 8. bölüm olan Prague Fatale'yi bitirdim ve her ay sadece bir roman okuyorum. İlk üç roman olmasa da sonrakilerde muazzam bir tarih ve araştırma emeği mevcut. Yazar bir dönem romanı yazıyor olmanın hakkını veriyor ve okuru da entelektüel donanımla istiyor. 3. Reich döneminin ana hatlarını bırakın bilmeyi, yüzeysel de olsa detaylara hakim olmayan bir okur bu romanların lezzetini tam manasıyla alamaz. Seriyi 3. Reich hakkında düzinelerce kitap okuduktan sonra okumak benim için bir şans ve okunan roman için bir özen örneği. Haliyle 3. Reich dönemi konusunda bilgisi az olan okurların romanlar hakkındaki yorumları da olumlu veya olumsuz kayda alınamaz durumda. Yazar, hemen her paragrafta döneme ait bir figürü ya da unsuru kinayelerle işleyebiliyor. Bu da okurun o kinayeleri fark ettiği kadar okuma keyfine ulaşmasını sağlıyor. Sanırım yazar olsam ben de böyle yapardım. Kolaycı okur istemezdim. Diğer yandan polisiye kurgu da bir iki kitap haricinde gayet iyi. Bernie Günther, Hercules Poirot ya da Sherlock sıkıcılığını maceranın içindeki dehşeti bizzat yaşayarak ortadan kaldırıyor. Hem de tarihin en dehşetli döneminde en cesur halde: Nazi imparatorluğunda bir anti-faşist polis kimliğiyle. Türkiye'de Alfa Kitap'ın tamamını bastığı bu seriyi henüz okumayanlar çok şey kaçırıyor, Nazi Almanyası hakkında derin bir bilgi sahibi olmadan bu seriyi okuyanlar ise daha da çok şey kaçırıyor.
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
400 syf.
5/10 puan verdi
Böylece bir serinin daha sonuna geldim. Philip Kerr'in bir bağımsız romanı kaldı okumadığım. Onu da yakın zamanda okurum. Fakat bir daha ne Kerr'e ne de onun çok sevdiğim Bernie Günther karakterine dönebileceğim. Philip Kerr'in ani ölümü bu güzelliği bozdu maalesef. Metropolis, serinin önceki romanlarından bazılarında olduğu gibi bir klasik kara-filmden ilhamla Eski Berlin'i konu alıyor. Serinin bu seferki konuğu Fritz Lang'in harika filmi M. Günther'in en eski öyküsü aynı zamanda serinin de son kitabı oldu. Vasat bir roman Metropolis. Ancak romanı değerlendirmekten ziyade bir efsanenin son halkasını okuyor olmanın farkındalığı ve hüznünü yaşamak daha ağır bastı. Bu romanda Günther'in bilindik kara mizahı, umursamazlığı ve kendine olan nefreti haliyle mevcut değil. Henüz Naziler iktidara gelmediği için dönemsel anlatım da Nazi temalı değil. Fahişelerin Babil'i iki büyük savaşın arasındaki dönemde Fritz Lang'in bir başka büyük yapıtı Metropolis'le anılan Berlin'e dönüşüyor romanda. Bir gün Berlin'e gidersem görmek istediğim ilk yer eski Reichstag ya da Spree Nehri veya Führerbunker olmayacak. Alexanderplatz'taki eski emniyet olacak. Bu da bana Kerr'in mirası elbette.
Metropolis
MetropolisPhilip Kerr · Alfa Yayınları · 202017 okunma
456 syf.
6/10 puan verdi
Bernie Günther serisinde sona geldik. Bir kitap kaldı. Serinin Günther'in en son macerası (1957) olan bu bölümü Almanya'da geçen kısmıyla benim çok sevdiğim Double Indemnity /
Çifte Tazminat
Çifte Tazminat
romanına (ya da filmine) saygı duruşu (Serinin son romanları genelde bir polisiye klasiğinin kurgusunu ödünç alıyor) olsa ve hatta müthiş karakter Walter Neff'i ödünç alsa da Yunanistan'da devam eden kısmı gerçeklere fazla bağlı kalan ve kurgudaki romancı hayali aksatan bir yapıya sahip. Artık yaşlanmış olan Bernie'nin ise mizah anlayışı dışında hemen her yeteneği törpülenmiş. Kurgusu yapılabilecek Nazi sayısı okyanus damlası gibi. Phil Kerr yaşasaydı bu seriyi rahatlıkla sürdürürdü ama ömrü yetmedi. Birçok eksik ve mantık hatasıyla dolu olan Bir Yunan Hediyesi'ni tamamlamak serinin son romanı olan Metropolis'e bir köprü yine de. Sona gelmenin üzüntüsüyle Metropolis'i de ağustos ayı içerisinde okuyacağım.
Bir Yunan Hediyesi
Bir Yunan HediyesiPhilip Kerr · Alfa Yayıncılık · 201920 okunma
380 syf.
10/10 puan verdi
Nietzsche'den ödünç alınmış adıyla Solgun Suçlu romanı bize baskı dönemlerinde, faşist idarelerde işlenen bireysel cinayetlerin de sistemin kendisiyle mutlaka ilintili olduğunu hatırlatıyor. Hitler'in Çekoslovakya'ya saldırma bahanesini aradığı günlerden Kristallnacht yağmalamalarına değin uzanan hikayede Berlin'de genç kızları öldüren bir seri katilin izi sürülüyor ve hikaye klasik seri cinayet hikayelerinden tamamen ayrışıyor. Suçun bireysel olmadığı toplum sistematiğiyle de bağı olduğunu güçlü bir şekilde vurgulayan ve içine toplumun en güçlü insanlarını da alan bir komploya doğru ilerleyen yapıya evriliyor. Dedektif Bernie Gunther üzerine titizlikle düşülerek yaratılmış bir karakter. Kara mizahı seven, tutkulu, arzu dolu ama romantik, adalete inanan ama yeri geldiğinde infazcı, homoseksüel ilişkiden iğrenen ama bunu toplu katliam düşüncesine vardırmayan çelişkilerle dolu ama kendi içinde tutarlı bir karakter. Olması gereken dedektif tipi. Birçok polisiye romanda gördüğümüz sağduyu timsali süper ahlaklı ultra zeki klişe ve inandırıcılığı sıfır dedektif profilinden oldukça uzak ve haliyle daha gerçekçi. Philip Kerr'in Bernie Gunther serisinin bu ikinci romanını 1938 Almanya'sı şartlarını bilmeden okuyamazsınız. Daha doğrusu okursunuz ama çok beğendiğinizi ifade etmeniz de inandırıcı olmaz beğenmediğinizi ifade etmeniz de. Kitap okumak emek ister ve bu roman sizden o emeği göstermenizi bekliyor. Salt bu yanıyla bile hayli çekici.
Solgun Suçlu
Solgun SuçluPhilip Kerr · Alfa Yayıncılık · 201547 okunma