Belki de bu kadar bağlanmak yanlıştı? Kimseyi böyle sevmemeli, böyle bağlanmamalı insan belki de. Ne kadar açarsan kalbini birine, o kadar açık oluyorsun üzülmeye, kırılmaya...
Yaşadıkça zenginleşiyorsa hayatımız ve anlam kazanıyorsa, demek ki doğru yoldayız.
Seda da İstanbul'a gelerek yeni bir yol çizmek ister kendisine. Genç, güzel, bir o kadar da akıllı olan genç kadın için ne kadar zor olabilir ki bu yol?
Her şeyin o kadar da kolay olmadığını çok geçmeden anlar, ama vazgeçmez. Hatalarıyla öğrenir hayatı, tecrübeleri ışığı olur, yolunu aydınlatır.
Ve en beklenmedik anlarda, hayatın göz alıcı sürprizleriyle karşılaşır...
Kalple açılan yaralar, iz bırakmadan iyileşmez ama Sanem, her şeye rağmen büyük bir cesaretle yeniden başladı hayatına.
İhanet acısını bir kez yaşamış olanların, hayata, insanlara, aşka ilişkilere bakış açıları tamamen değişir. Eşine sürpriz yapmak için bir gün önceden evine gelen Sanem, evde gördüğü manzara karşısında hayatının şokunu yaşamıştır.
İş seyahati nedeniyle Paris’e giden Sanem orada Hakan’la tanışır. İlkbahar mevsiminde hayatında hiç yaşamadığı duygulara ve mutluluğa tanıklık eden en yakın arkadaşları Esra ve Suzan hep yanındaydı ve birbirlerinden hiç ayrışmamışlardı.
Hikaye burada da bitmiyor... Eşinden ayrılan Sanem eski kocasının mesajları ve aramaları karşısında ne yapacağını bilememektedir. Bir yandan Hakan’ı kaybetme korkusu diğer yandan Taner’in barışmak için her yolu denemesi...
Kitap akıcı bir dille yazılmış, keyifli, özellikle son bölümde heyecanın doruk yaptığı, sıkılmadan okuyacağınız bir kitap.