Sıcak ya da soğuk, ben hiçbir şey demem. Umursamam, benim için mevsimler sona erdi, yıllık çemberler dönmeyi bıraktı, zaman sabitleşti, benim için hiçbir şey fark etmiyor, "tüm bu değişimler yollarına bensiz devam ediyor..."
Arkadaşlar herkese merhaba. Kendime göre uzun bir okuma listesi oluşturdum. Daha önce okuyan varsa ya da fikri olan kitaplar ile ilgili buyurun sohbet edelim. Buradaki dostların da kitapları var. Her ay kendime belirli bir miktar bütçe ayırdım almak için. Fikirlerinizi bekliyorum.
1)
Şok, paralize olma, kaçış, inkar, kaybın yerine başkasını koymaya çalışma ve yüzleşme. Yasın, travmanın evreleri. #geceboyunca orta yaşlı anlatıcı Karl üzerinden bu evrelerin hikayeleştirilmesi. Giriş cümlesinde Karl’ın dediği gibi “Yas, farklı şekillerde gelir.”
Hikaye aile hayatı üzerinden kurgulanmış, mutlu giden bir evlilik, iyi geliri olan bir iş ve sağlıklı çocuklar. İdealize edilmiş hayat. Ama Karl’a yetmiyor, hem yaşamak hem boğulmak isteyen bir karakter. Eşini aldatması, evi terk etmesi ve oğlunun ölümüyle (spoiler değil) sonuçlanıyor yaşadığı iç çatışma ya da yeni bir boyuta geçiyor. Bu arada müthiş bir sonla bitiyor hikaye ve bu son benim için kitabı da başka bir boyuta taşıdı:)
Yazarın karakter seçimi ilginç, sempati duyacağımız hak vereceğimiz bir karakter yerine kolaylıkla yargılayabileceğimiz bir karakter seçmiş ve hiçbir şekilde yaptıklarına mazeret bulmuyor, eşi suçlamıyor. Bu tarz karakter seçimlerini seviyorum, okura bağ kurabileceği bir karakter yerine rahatsızlık duyacağı hak vermek istemeyeceği bir karakter sunmak bence önemli. Okuru yargılarıyla yüzleştiren kitapları seviniz:)
Duygu aktarımı çok iyiydi, anlatımı ağdalı duygusal cümleler ile ağırlaştırmamış bu nedenle çok daha hissedilebilir. Akıcı bir kitap olduğunu da ekleyeyim.
Yazarın son kitabıymış #stigsæterbakken intihar etmiş. Karakteri Karl’ın yasının ne kadarı kendisine aitti acaba sorusuyla kapattım kitabı. O kadar hissedilebilirdi ki Karl’ın yaşadığı travma salt kurgu diye bakamıyorum.
Gece BoyuncaStig Saeterbakken · Africano Kitap Yayınları · 202035 okunma
‘Dünya benim içimde. İçimde yaşayıp yok oluyor, diğerlerinin de içinde yaşayıp öldüğü gibi... İçimdekilerle, onların içindekiler arasında bir bağ kurmadan... Birbirimizden ayrı yaşıyoruz. Birisiyle hayatımızı paylaştığımıza kendimizi ikna ediyoruz ama bu doğru değil, yalnız yaşıyoruz biz, yalnız yaşayan başkalarıyla çevriliyiz sadece.’
.
Karl
Geçmişin silinemezliği ve geleceğin meçhul hali bu kitap. Boguldum okurken, bunları yaşamak istemediğimi zaten biliyorum ama şimdi tam emin oldum. Ne kimseye yük olmak isterim ne o kadar fedakarlık yapmak zorunda kalmak. Hiç bir zaman siyam olacak kadar bütünleşebileceğime inanamiyorum. Zor. Bu tip bir hayatın getirdiği götürdüğünün yanında hiç kadar. İnsan her zaman bir parça özgür bir parça yalnız olabilmeli bütün planlarında. Bu kitabı hiç sevmedim ama bir kez daha okuyacağıma eminim.