Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yüksel Kanar

Yüksel KanarAbbasi Devrimi, Bağdat ve Beytü’l Hikme yazarı
Yazar
Derleyen
9.0/10
3 Kişi
9
Okunma
5
Beğeni
1.674
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
yazar

Okurlar

5 okur beğendi.
9 okur okudu.
1 okur okuyor.
15 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Avrupamerkezci tarih, köleciliğinden söz etmez, ama bu olayı parlak bir söyleme dönüştürür. Tarihlerini şöyle yazarlar: ”Dünyanın dayandığı her uygarlıkta uzun zamandır hayatın bir gerçeği olarak kabul edilmekte olan kölelik önce Avrupa’da lanetlenmiş ve ardından, ondokuzuncu yüzyılda, denizaşırı ülkelerdeki Avrupalıların ve Avrupa kökenli ulusların sahip olduğu topraklarda feshedilmişti. Bu surecin 1888’de, Brezilya’da kölelerin özgür bırakılmalarıyla tamamlandığı söylenebilir. "“ Ne parlak bir insanlık! Yüzyıllarca en ağır biçimde uygulanan ve kendi refahı için kanlı bir harç olarak kullanılan köleliği göstermeyeceksin, ama sıra sözde feshedilmesine gelince "önce lanetlemiş” olmakla gurur duyacaksın. ” Bu tür ve diğer tezatlar gibi bu da Avrupa kökenlileri, dünyanın geri kalan halklarını, kimi zaman kötü ve her zaman da engelleyici olan geleneklerden kurtulup gerçek uygarlığın, yani, beyaz ve resmi olarak Hıristiyan halkların uygarlığının ilerlemeci yoluna girmek için ’beyaz’ insanların lütufkâr müdahalelerine muhtaç, geri kalmış insanlar olarak görmeye yöneltiyordu. Ne de olsa, Atlantik’te 300 yıllık geniş ölçekli ve kârlı bir köle ticaretinden sonra da olsa, yalnızca Avrupa uygarlığı ve türevleri daha 1880’de köleliği kendi içlerinde tamamen silmişlerdi.”65 Özellikle sanayileşmenin getirdiği makineleşme sonucunda insan emeğine ihtiyaç azalmamış olsaydı, acaba Avrupa ve onun türevleri böyle lütufkâr davranışta bulunurlar mıydı?
Reklam
Kısacası gözlerimizin önünde koskoca İslam coğrafyası üzerinde büyük oyunlar oynanıyor..
Avrupa her şeyden önce, sömürgeleştirdiği ülkeleri ve ulusları tarihsizleştirilmeye çalıştı. Bu, onların geçmişlerinden, ideallerinden ve yaşam kaynaklarından koparılmaları anlamına geliyordu. Sonra da onlar, Avrupa tarihini bütünleyen bir araç haline getirildiler. Çünkü sömürülen olmadan, sömürenin üstünlüğünü formüle etmek mümkün değildi. Böylece, sömürülenler, negatif bir unsur olarak sömürenin tarihi içinde yer aldı; onun gerçekleşmesi için varlığı kaçınılmaz, hep göndermeler yapılan, ama bir bakıma da hayalî, gerçek dışı ve hatta insanlıktan bile uzak bir ilginç yaratık olarak. ”Kuşkusuz beş yüz yıl boyunca Avrupalılar bu olguyu ete kemiğe büründürdüler ve böylece dünyanın tektipleştirilmesi hareketine damgalarını vurdular. ”59 Sömürgeciliğin tasfiyesi teriminin içeriğinde de Avrupa merkezci bir kalıntı vardır. Avrupa, kendi ürettiği, sonra da eleştirilen birer düşünce haline gelen bütün kavramlardan vazgeçer; bu vazgeçişi de bir üstünlük olarak kutsamaya çalışır. Böylece geçmişte yaptığı yanlış bir davranışı aklamış, aynı zamanda onun kuruluşundaki lekeyi silerek sadece vazgeçişi öne çıkarmak süretiyle bunu da bir üstünlüğe dönüştürmüş olur. [59] Marc Ferro, Sömürgecilik Tarihi, s. 13.
Tarihsel, kültürel ve medeni- yete dayalı temelleri olan bir Batı hegemonyası altındayız. Bu hege- monyaya altyapı hazırlamış olan düşünce ve niyetleri tanımadıkça suçu hep kendimizde, çözümü de yanlış yerlerde arama karmaşasından kur- tulamayacağımız aşikar.
İyi Batı
Şarklıların(Biz dâhil) kendileri hakkında bilgi yetenekleri olmadığına göre, bu bilgi Oryantalizm tarafından üretilecek ve bir lütuf olarak sunulacaktı.
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
304 syf.
·
Puan vermedi
·
218 günde okudu
Batı'nın Doğu'su
Doğu denilen bölge kime göre doğu ve nereye göre Batı Batı. Doğu'ya Doğu'dan bakınca merkez olmaz mı? Coğrafi bölge isimleri gerçekten tarafsız ve bilimsel mi? Bu dünya, aslında haritaların dahi ideoloji ile isimlendirilip, çizildiği sözüm ona bir 'modern dünya' . Mehmet Akif'in tek dişi kalmış canavar dediği dünyanın içini anlatan, dili sade, güzel bir kitap. Avrupamerkezci tarihsizleştirme ve kültürsüzleştirme kıskacını anlamak ve fikren özgür olma kapısını açması adına değerli kitaplar kategorisinde yer almalı.. Okunması ve okutulması gereken kitaplar listesine de kaydedebilirsiniz...
Batı’nın Doğu’su
Batı’nın Doğu’suYüksel Kanar · Mahya Yayınları · 20163 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Kitaptan önemli mesajlar: Oryantalist tarih anlatımı, Yunan felsefesinin etkisiyle Mutezileyi özdeşleştirir. Ardından antik bilimlerin İslam medeniyetine girişinde Mutezilenin, Ehli Sünne vel Hadis ekolünün "bağnazlığına, karşı çıkışına rağmen", büyük rol oynadığını anlatır. Bu anlatıma göre ana akım, geleneksel İslam inancının(Ehli
Abbasi Devrimi, Bağdat ve Beytü’l Hikme
Abbasi Devrimi, Bağdat ve Beytü’l HikmeYüksel Kanar · Mahya Yayıncılık · 20174 okunma
340 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitabın yarısını okumuş bulunmaktayım. Bu ilk yarı kısımda konu işleyişi bakımından Edward Said' in kitabının yeniden tasnif edilip, yeni açıklayıcı başlıklar eklenerek ve yeni dokumanlarlada bazı bölümleri genişletilerek yurdumuz insanına sunulduğunu görmekteyiz. Said'in o sıkıcı ve kasvetli Oryantalizm kitabına nisbet yaparcasına daha bir rahat okunup anlaması çok daha kolay olmakta. Tabi bunları söylerken en nihayetinde oryantaliz konusuna olan aşinalığımdan yola çıkarak söylemiş bulunmaktayım. Kitap Oryantalizmin oluşumunu gelişimini ve bu gelişme ile birlikte oluşan sömürgeci gücü ele almakta ve buna bağlı olarak Avrupamerkezci bakış açısıyla tarih yazımının ya da sömürge yönetiminin nasıl yapıldığını aktarmakta. Bu kitabı okumadan önce Yücel Bulut'un oryantalizmin kısa tarihi adlı kitabı okursanız bu kitaptan alacağınız verim artacaktır. Bu kitabı okuduktan sonra da Edward W. Said'in Oryantalizm kitabını okursanız kitabı anlamanız, kavramlara olan aşinalığınızdan dolayı daha verimli olacaktır. Yine bu kitaptan sonra "Hayali Doğu" kitabını okumanızı tavsiye edebilirim.
Batı’nın Doğu’su
Batı’nın Doğu’suYüksel Kanar · Mahya Yayınları · 20163 okunma