Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

A. Kadir

A. KadirBugünün Diliyle Hayyam yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.3/10
88 Kişi
445
Okunma
54
Beğeni
7,7bin
Görüntülenme

En Eski A. Kadir Sözleri ve Alıntıları

En Eski A. Kadir sözleri ve alıntılarını, en eski A. Kadir kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
HÜRRİYETİ SATMAM Alemin bal şerbetinden bana ne? İşte önümde benim ayran tasım Ne malım mülküm var,ne azığım Ben gene de senin azığın olsun diye çalışırım Senin başını sokacak bir yerin olsun diye senin dikili bir ağacın. Ama hürriyeti kulluğa taş çatlasa satmam!
Mevlana
Göz gamın ne olduğunu bilseydi, Gökyüzü bu ayrılığı çekseydi, Padişah bu acıyı duysaydı; Göz gece demez gündüz demez ağlardı, Gökler yıldızlarla, güneşle, ayla Gece demez gündüz demez ağlardı. Padişah bakardı ününe, Tacına, tahtına, tolgasına, kemerine, Gece demez gündüz demez ağlardı. Mevlana Celâleddin-i Rûmi - Bugünün Diliyle Mevlana( A. Kadir)
Sayfa 41 - Bugünün Diliyle Mevlana( A. Kadir)Kitabı okudu
Reklam
Mevlana
Haydi ben bensiz geleyim, sen sensiz gel. Ne varsa şu ırmağın içinde var, Soyunalım iki can, Dalalım şu ırmağa, hadi. Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük, Bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri. Bu ırmakta ne ölmek var bize, Bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert. Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan, Bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret. Durma, çabuk gel, gelmem deme. Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır, Senin şânına sadece gelmek yaraşır, dostum, Senin şânına sadece gelmek yaraşır. Mevlana Celâleddin-i Rûmi - Bugünün Diliyle Mevlana( A. Kadir)
Mevlana
VERDİM CANIMI GİTTİ Nerde bir topluluk görürsen, tellal, hiç durma, bağır: Kaçan bir kul gördünüz mü ey insanlar, de, tertemiz kokan bir kul gördünüz mü, ay parçası bir yüzü var, baştan başa fitne.
Çok olun, çocuklar, çok olun, yüzlerce olun, binlerce olun, onbinlerce. Daha çok olun, daha çok olun, yapraklar kadar, balıklar kadar çok olun. Bu dünya ne tek tek yaşamakta, bu dünya ne rakının, ne şarabın içinde, bu dünya ne parada, ne pulda, ne kalleşlikte, ne zulümde. Bu dünya aşkın içinde, alın terinde. Çok olun, çocuklar, çok
Yaşlılara saksılar dizdim, bahçeler yaydım. Yorgunlara diri beden verdim, taze yürek. Döşekler serdim hastalara, rahat, yumuşacık. Nerde yalan dolan gördüysem kızardım. Yiğit yüreklere, dedim, canım armağan. Ardına kadar açtım çocuklara kapıları. Dostluklar boy attı yeryüzünde, dostluklar orman orman. Ebemkuşakları gökyüzünde fır dolandı. Yürüdü dağlardan ovalara doğru gümbür gümbür bir deli su, yıktı bu su önüne geleni, bu su, çoğala çoğala. İnsanlar insanları aldı götürdü. Ne kavga kaldı, ne zulüm, ne korku.
Reklam
Neden Yazdım
Neden mi yazdım bu kitabı? Büyük bir laf edeyim de size, şaşın kalın : Bu o layı en gerçek , daha doğrusu gerçeğe en yakın yazacak bir ben varım da ondan. Çok ufak, önemsiz gibi görünen şeylere dikkat etmişim, kimsenin ilgilenmediği şeyle ilgilenmişim, sonra, en önemlisi , bu olayı adamakıllı dert edinmişim kendime. Bu Harp Okulu olayı, kitabı yazılacak kadar önemli mi, diyeceksiniz. Hem önemli, hem önemli değil.
Sayfa 6 - İstanbul Mabaası 1966 - Birinci Baskı
Bir tek satırla bile haberi verilmedi bu olayın . Hiç kimse hiç bir şey bilmiyor. Peki , nesi yazılır bu olayın, diyeceksiniz.
Sayfa 6 - İstanbul Mabaası 1966 - Birinci Baskı
Nazım'ın arkasından bir ağıt değil bu kitap.
Sayfa 6 - İstanbul Mabaası 1966 - Birinci Baskı
Kuru Ve Yaş
O zamanlar, ta 1938 lerde, Alman faşizmi azgın bir hale gelmişti. Orta Doğuda tam bir egemenlik kurmuştu. Harp Okulunda kitap okumaya meraklı bir avuç genç vardı. Bu gençler ırkçı ve Turancı bir başka grubun hışmına uğradı. Harp Okulu, Ankara allak bullak oldu. Bugün yarın darağaçları kurulacakmış gibi bir hava esti ortalıkta. Sorgular sualler, mahkemeler derken, bu çocuklar , kabahatli kabahatsiz, kurunun yanında yaş misali, gürültüye gittiler.
Sayfa 7 - İstanbul Mabaası 1966 - Birinci Baskı
Reklam
Ama bu olayın asıl acı yanı, o zaman 37 yaşında olan şair Nazım Hikmet'in, bu gençlerin varlığından bile haberi yokken, tevkif edilerek, onlarla birlikte muhakeme edil- mesi ve on beş yıla mahkum olmasıdır.
Sayfa 7 - İstanbul Mabaası 1966 - Birinci Baskı
İyi okuyun bu kitabı, dikkatle okuyun. Bu 1938 Harp Okulu olayının insanları, yalnız yargılayanlarla yargılananlar değildlr.
Sayfa 8 - İstanbul Mabaası 1966 - Birinci Baskı
Harp Okulu'nda ayaklanma vardı. Eski deyimiyle «askeri isyan». Tek bir üste karşı gelinmemişti.
Sayfa 11 - İstanbul Mabaası 1966 - Birinci Baskı
Başka türlü bir ayaklanmaydı bu. Kitaplar okunuyordu okulda. Ders kitaplarından ayrı kitaplar okunuyordu. Kimsenin kafası alınıyordu Harp Okulu'nda Balzak'ın, Zola'nın, Tolstoy'un, Anatol Frans'ın, Gorki'nin, Pirandello'nun, Dostoyevski'nin okunmasını. Günlük gazetenin bile gizli gizli okunduğu, «Ulus» gazetesinin korka korka sokulduğu bir okuldu burası.
Sayfa 11 - İstanbul Mabaası 1966 - Birinci Baskı
1938 yılı Ocak ayının ilk haftasında bir gün, ders ortasında birden, sınıf kapısı vurulmadan açıldı. İçeriye bir hakim subay, bir binbaşı, bir okul nöbetçi subayı, silahlı, girdi.
Sayfa 13 - İstanbul Mabaası 1966 - Birinci Baskı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.