Beytül Makdis sınırları içinde dünyaya gelen İsrail'in tehcirine, sürgününe, hapsine ve işkencelerine maruz kalan El- Awaisi yoksul bir aile çocuğu olmasına rağmen lisans, master ve doktora çalışmalarını İngiltere’de tamamlamış. Hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemiş. Israrla babasının kendisine söylediği "İsrail bizim topraklarımızı zorla, silahlarla işgal etti. Biz onu yeniden alacağız; fakat silahla değil ilimle..." sözünü hatırlatan Prof. Dr. Abdulfettah kendi yurtlarına dönmelerinin ancak kendi kavramlarına dönmekle mümkün olacağını söylüyor. Ve bu bağlamda hiç bir zaman "Kudüs" demiyor. Bu ismi kabul etmiyor. Hz. Muhammed'in (sav) o beldeye Beytül Makdis dediğini hatırlatıyor. Beytül Makdis diye bir proje hayata geçirmiş. Bu projeyi de İsrail'in kurucusu ve destekçisi olan İngiltere'nin merkezinde -Londra'da- hazırlayıp onaylatmış.
İsrâ Suresi üzerine yeniden düşündüğümde sadece Beytülmakdis'in ve Mescid-i Aksâ'nın yaklaşmakta olan fethinden bahsetmediğini fark ettim. Bu fetih zaten "Fettah" ve "Alim" olan Allah'ın vaadidir. Bu hususta hiçbir şüpheye ve tartışmaya yer yoktur. İsrâ Suresi aynı zamanda gelecek fetihle ikinci bir İslami küresel dirilişin kilometre taşlarını çizmektedir. "İsra'yı nasip eden (Allah) bütün noksanlıklardan münezzehtir" ayetiyle başlayıp "Tekbir getirerek O'nun şanını yücelt!" ayeti ile sona eren İsrâ Suresi Mekke'deki savunmasız Müslümanlara, bir dünya gücü hâline gelmelerinin yolunun ancak Beytülmakdis'ten geçtiğini öğretmiş; umudun, değişimin ve özgürlüğün çıkış noktasının yine orası olduğunu ve dirilişin ancak bereketin merkezi Beytülmakdis'ten gerçekleşeceğini vurgulamıştır.
Uluslararası ilişkiler alanında profesör olan Filistinli yazarın kitabı bilimsel çalışmalara dayanan çözüm önerileriyle ön plana çıkıyor. İngiltere'deki lisansüstü eğitimi ile başladığı çalışmalarına şu an Türkiye'de devam ediyor. Farklı ülkelerde Beytülmakdis ile ilgili yaptığı, yaptırdığı çalışmalar, harcadığı emek takdire şayan. Çözüm önerilerini barındıran kitabın son bölümleri özellikle okunmalı. Siyasi ve askeri mücadeleden önce ilmî (bilimsel) mücadelenin olması gerektiğini vurguluyor. Oldukça da haklı, bugün yaşanan İsrail terörünün karşısında çaresiz kalınmasının birincil nedeni de bu. Orta Doğu ülkeleri ve Türkiye'nin önemini, özellikle de Batı'nın kuklası hâline gelmiş yöneticilerin yönetimindeki ülkelerin iç işlerine neden karışmak gerektiğini çok iyi açıklamış. Stratejik planlamanın çıkış noktası ise 'Beytülmakdis' kavramında gizli.
İlk kitapla karşılaştığımda onu biraz hafife almıştım. Açıkçası şuan pişmanım. Öncelikle kitabın yazarı araştırılması gereken bir yazar. Kudüslü bir yazardan fetih planı okumak bence çok güzeldi. Abdulfettah hocaya göre 3 adım var ilki ilmi hazırlık. Hocamız hep bu eksikliğimiz için çalişmiş ve devam ediyor. Beytülmakdis bereket daireleri teorisi de hocamıza ait. İncelemenizi tavsiye ederim. Açıkçası okunması gereken bir kitap. İçinde bilmediğiniz birçok bilgiye ulaşabilirsiniz. Beytülmakdis umut yeridir. Umudunuz olmassa fethiniz hayal olur. İlk bilgi krizini aşıp sonra siyasi ve askeri hazırlık gerekli. Bunların en başında ise umudunuzun olması gerekiyor. Eğer beytülmakdis diye bir davanız var ise ilk bilgilerinizi kontrol edin. Ve hala bu davaya sahip çıkmak istiyorsanız ilminizi arttırın. Göreceksiniz ki beytülmakdisin bereketi sizi de saracak. Davası beytülmakdis olanlara selam olsun. Özgür beytülmakdiste görüşmek dileğiyle
Sayın hocamın tazecik çıkan kitaplarından. Yine mutfağında bulunma şerefine eriştiğimiz eserlerden. Çok kıymetli çünkü yaklaşık 30 yıllık birikimin iki kapak arasında toplanmış hali. İngiltere Royal Archives'dan Osmanlı Arşivlerine kadar uzanan; Allah Rasulünün ufkundan tarihi serencama kadar Mescid-i Aksa'ya dair bilinmesi gereken her şey ve daha önemlisi onu bir kez daha İslam Fethi ile kucaklamak için gerekli fethin Allah Rasulünün sünnetinden çıkarılmış menhec-i seniyye bu kitapta.. Okurlarının saadetli oldukları kanaatindeyim.