Abdullah Fârukî el-Müceddidi

Zâhirî ve Bâtınî Edebler author
Author
10.0/10
5 People
13
Reads
10
Likes
2,429
Views

Abdullah Fârukî el-Müceddidi Posts

You can find Abdullah Fârukî el-Müceddidi books, Abdullah Fârukî el-Müceddidi quotes and quotes, Abdullah Fârukî el-Müceddidi authors, Abdullah Fârukî el-Müceddidi reviews and reviews on 1000Kitap.
Ey bilinçli insan, Allah'ın temsilcisi ve Muhammed ﷺ'in vârisi olan insan... Bütün hareketlerinde âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber'i örnek almak ve insanlığa örnek olmak zorundasın.
1970'li yılların sosyalizmine yön veren ve etkileyen batılı Fransız düşünür Roger Garaudy (Recâ Carûdî) de 1985 yılında Cezayir'de bir basın toplantısında, İslâm'ı niçin seçtiğini soran basın mensuplarına şunları söylemiştir: "İslâm'ı niçin seçmeyeyim ki, bütün dinler, felsefeler ve ideolojiler çağların arkasından sürüklendi, yok oldu gitti... İslâm ise, çağları arkasından sürükleyerek geldi. Kapitalizmin ve komünizmin hâkim sistemler olarak yeryüzünü etkilediği ve kendilerini yeryüzünün sahibi gibi gördüğü çağımızda, eğer her yıl 60 milyon insan açlıktan ölmekle yüz yüze geliyorsa, gerçek bir medeniyetten söz etmek imkânsızdır."
Reklam
Kur'an'ın nasıl anlaşılacağı, yorumlanacağı ve uygulanacağı konusunda tek yetkili insan Hz. Peygamber ﷺ'dir. Çünkü O, "yaşayan bir Kur'an"dır.
İslâm'ın dünya görüşünde insan yalnız bir güçten korkar, yalnız bir hâkimin önünde hesap verir, yalnız bir yöne yönelir, yalnız bir kaynaktan bir şeyler umar, bundan gayrısı yanlış ve boşunadır. Tevhîd, insana hürriyet ve vekar bağışlar. Yalnız Allah'ın önünde boyun eğmek; insanın bütün yalancı güçlere başkaldırması, bütün utanç verici korku ve tamah zincirlerini kırması demektir.
İslâm, var oluşu nasıl "vahdet"le açıklarsa, toplumu ve toplumla ilgili bütün kavramları da aynı şekilde açıklayıp yorumlar. Evrensel varlık düzleminde tevhîd, çeşitli ve çelişkili güçlere, tabiatüstü uyduruk varlıklara nasıl karşıysa, insan topluluklarında da insanın insana esâretine yol açan; sınıflar arası karmaşık toplum düzenleri ve içtimâî ilişkilere yani kısaca "insânî düzlemdeki şirke" de karşıdır.
Ömer b. Abdülazîz; "Doğu ve batıda bulunan Ümmet-i Muhammed'den olan herkesin bende hakkı vardır. Benden bu hakkını istemese ve yazı ile talep etmese de hakkı hak sahibine vermeye mecburum." demektedir.
Reklam
64 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.