Ahmet Anapalı Posts
You can find Ahmet Anapalı books, Ahmet Anapalı quotes and quotes, Ahmet Anapalı authors, Ahmet Anapalı reviews and reviews on 1000Kitap.Dar ağacına giderken son sözün nedir sorusuna Kemal beyin cevabı…
Kabir taşım, hamiyetli Türk ve Müslüman kardeşim tarafından dikilmeli ve üstüne şöyle yazılmalıdır: “Milleti ve Memleketi uğruna şehit olan Boğazlayan Kaymakamı Kemal’in ruhuna Fatiha.”
Sarayda başlayıp hacizli tabutta biten hüzünlü bir hayat hikayesi.
İslâma evet ama Şeriata hayır diyorlar.
Halbuki ikiside aynı şey.
Beyaza evet ama ak’a hayır demek gibi
bir şey.
Ahmet Anapalı
Masada Kaybedilen Vatan Lozan'da Neler Yaşandı? Lozan'da Yaşananların Psiko-Sosyal TahliliAhmet Anapalı · Profil Kitap · 2017114 okunma
Amerikalı General Mc. Arthur, büyük devlet adamlarından biri olarak ifade ettiği Atatürk'ün her şeye rağmen Lozan'ın sonuçlarından burukluk ve vicdan azabı duyduğunu söylemekte ve şöyle bir anektodu hatıralarında bizimle paylaşmaktadır;
"... Atatürk. Ankara'daki karşılaşmamızda konusu açıldığında bana; ömrüm vefâ ederse Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım, Selanik de dahil Batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım dedi...
Sayfa 137
Borçlar Hukuku'nu; İsviçre'den
İcra ve İflas Kanunu'nu; yine İsviçre'den
Ticaret Kanunu'nu; Almanya ve İtalya'dan aldık. Ve Avrupa'dan devşirdiğimiz her kanunun önüne "Türk" ibaresi getirerek "Milli"leştiğimizi zannetik. Tıpkı bin senelik Latin Alfabesini Türk Alfabesi yaptığımız gibi.
Sayfa 108
Yeni kurulan Cumhuriyet rejimi, sistemi kutsamak, kutlamak ve yaşatmak adına bir kurban aradı ve garip bir acizi hedef tahtasına koydu; 36. Osmanlı Padişahı Sultan Mehmed Vahideddin Han... Her türlü kötülük, memleket aleyhine işlenen her fena şey bu adama fatura edildi.
Sayfa 91
Özet olarak…
Hâlbuki Türk tarafı kuru bir inat gereği karşı tarafın her teklifine hayır demek yerine politik ve siyasi manevralara hâkim kurt bir diplomat eşliğinde bu masaya oturmayı başarabilseydi ve yeterli istihbarat ile karşı ülkelerin arasındaki çatlağı yeterince kullanabilseydi durum çok daha farklı olabilirdi. Çünkü karşısında bir 4 sene daha savaşmayı göze alabilecek cesarette ülke yoktu, zira tüm devletler kendi içlerinde siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklarla boğuşuyordu. Türkiye'nin savaş restine savaşla karşılık verebilecek bir devlet yoktu. Fransızlar tüm dünyaya açıkça bir savaş olursa Türkler üzerine bir ordu göndermeyeceklerini deklare etmiş, İtalyanlar, hep geri çekilmek üzere, bir o yana bir bu yana sallanıp duruyor, İngilizler her zaman ve her konuda azınlıkta kalıyordu. Çünkü İngiltere dışındaki diğer iki müttefik devlet Türk heyeti ile adı konmamış bir ittifak içerisine girmişlerdi. Konferansı takip eden herkes bu gelişmelerin ve bu tablonun farkındaydı. Bir grup hariç; Türk heyeti...
Sayfa 83
Lord Curzon
"... Mücadele edip yenmek zorunda olduğum düşmanlar Ankara'da değil, Paris ve Roma'dadır"