1968 doğumlu olan çitil 1991 yılında boğaziçi üniversitesi’nde endüstri mühendisliği ve iktisat bölümlerinde çift anadal programını tamamladı. 1994 yılında yine aynı üniversiteden an introduction to the ontological foundations of gödel’s incompleteness theorems (gödel’in tamamlanamazlık teoremlerinin ontolojisine bir giriş) başlıklı teziyle felsefe yüksek lisans derecesi ve 2000 yılında the theory of object in kant’s transcendental thought and some consequences of a deepening of this theory (kant’ın transandantal düşüncesinden nesne kuramı ve bu kuramın derinleştirilmesinin yol açtığı bazı sonuçlar) başlıklı teziyle felsefe doktora derecesi aldı. i.t.ü ve kocaeli üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. yayımlanmış makale, bildiri ve çevirileri bulunmaktadır.
Elimizde, tüm temel önermelerin bulunduğunu varsayalım. Olanaklı tüm birli ve ikili doğruluk fonksiyonları da tanımlanmış olsun. (4 adet birli 16 adet ikili doğruluk fonksiyonu bulunmaktadır.) Bu durumda, olanaklı tüm önermeleri içeren bir küme oluşturabiliriz. Bu kümenin bir kısım elemanları, totolojiler ve çelişkiler olacaktır. Geriye kalan önermeler ise olanaklı tüm olguları temsil edebileceklerdir. Bir başka deyişle, mantıksal uzayın tamamını temsil edebileceklerdir. Bu olanaklı önermelerin dışında kalan, sadece anlamsız olandır. Dolayısıyla, düşünülebilir olanın sınırı dilin içerisinden çizilmiş olmaktadır. Söylenemez bir şeyi söylemeye kalktığımızda bu sınır, kendini gösterecektir.
Descartes gibi felsefecilerin şüphe yöntemini uygulayarak başarmaya çalıştıkları, bilimsel araştırmalara tam bir kesinlikle başlamaktır. Oysa Peirce’a göre, böylesi bir tam kesinliğe zaten ihtiyacımız bulunmamaktadır. Yapmamız gereken, sahip olduğumuz inançlarla işe başlamak ve gerçek şüpheleri gidermek üzere yola koyulmaktır. Zaman içerisinde inançlarımızı iyileştirmek ve gerçek şüphelerden arındırmaya çalışmaktır. inançlarımız bizim için iş gördükleri sürece onları sorgulamak için de bir sebebimiz yok demektir. Bu nokta, Peirce’in düşünsel konumunun neden “pratik” sıfatını taşıdığını göstermek bakımından önemlidir.
Her bir sorunun gözünün içine bakabilmek, olup bitene kayıtsız kalmamak, kısaca var-olan hiç bir şeye lakayt davranmamak, ancak her bir var-olanı, Hakk'la irtibatı içinde görebilmek ve her bir var-olana olduğu hâliyle muamele edebilmekle mümkündür.
//-: