Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet İlhan

Hakkında

Okurlar

3 okur beğendi.
14 okur okudu.
1 okur okuyor.
12 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Spinoza’ya gelinceye dek, duyguların lânetlenmiş kaderi vardı ve o, bunu tersine çevirir. Öyle ki duyguları, felsefesinin özü hâline getirmekten de sakınmaz.
Sayfa 35 - Ondan önce, ondan sonraKitabı okudu
Reklam
Mozart - Türk Marşı
Kant’ın katı ahlâkçılığı ve kuralcılığı, değerler üzerinden duygulara yaklaşmasına yol açmıştır. Daha çok duygu ve değer arasındaki ilişkiye odaklanmıştır. Kant yazılarında <duygu> kelimesini kullanmasa da felsefesini anlamal için duyguya yaklaşımı hayatî önem taşımaktadır. Kant, Duygu, Akıl ve Eylem, arasındaki ilişkileri, bağları çözümlemeye çalışırken eylemlerimizin bilgiyle nasıl bağlandığını, bağlamlandırıldığını arıyor ve eylemlerimizin duygu ile akıl arasındaki gerginliğe nasıl bağlı olduğunu araştırıyor. Kant’a göre bir yandan duygular yoluyla geliştirilebilecek ve yetiştirilmesi gereken olumlu ahlâkî duygular vardır. Öte yandan, duygular ve tutkular aklın hastalıkları olarak kabul edilir, çünkü tutku durumunda aşırılaşmış duygular irâdenin zayıflığına yol açarlar. Kant, felsefesinde duygu nesnesini işlerken iki kök duygu (feeling) üzerinde durur. Bunlardan biri estetiğin de konusu olan “güzellik”tir. Kant “güzellik”i hem bir estetik değer ölçüsü olarak hem de duygu nesnesi olarak ele alır. Bir diğer duygusu da “yücelik”tir. Güzellik ve Yücelik’i tanımlamaya, betimlemeye çalışırken başka duygulara da değindiğini görüyoruz. Velut bir duygu olarak kötümserliğe de yer verdiğini ve o duyguyu ardılı Schopenhauer’e göre hiç tasvip etmediğini görüyoruz. Kant bu başlıkları “Güzellik ve Yücelik Duyguları Üzerine Gözlemler” eserinde ele almış, bunun yanı sıra Yargı Gücünün Eleştirisi’nde, Pratik Aklın Eleştirisi’nde ve Salt Usun Eleştirisi’nde de değinmiştir.
Düşüncelerini Spinoza kadar basit, anlaşılır, düzenli ve açık izah eden bir başka filozof yok gibidir. Bunun böyle olmasını özellikle arzular ve bunun için çabalar, çünkü o bir filozofun düşüncelerinin geniş halk kesimlerince anlaşılmamasının, filozofun görev edindiği amaca aykırı olduğu inancındadır. İnsanlığın geçmişten bu yana yaşadığı büyük kafa karışıklığının, içine düştüğ derin yanlışlıkarın, bunalımların ve çatışmaların gerçek sebebinin, doğru düşünememek, bilgiyi açık ve kesintisiz bir biçimde doğru kanallardan, doğru yöntemlerle alamamak olduğunu düşünür. Kulaktan dolma, ezbere bilgilerin veya önyargıların teslim aldığı insan aklı, kendisine büyük zararlar vermektedir. Bu yüzden önce aklın doğru kullanılması gereklidir.
... Çünkü sevgi objesi, bize yaklaştığı oranda sevinç duyar; bizden uzaklaştığı oranda da kederleniriz. Ancak bütün bunlar, sevgi objesinin niyetinden ayrı gelişir. Yani ben’in öznelliğiyle, kendi niyetiyle ilgilidir. Ve tabii ki duyguların basit karşılaşmalar düzleminde sürmediği, imajlar ve hafıza yoluyla karmaşıklaştığı bir durumdan söz ettiğimizi anlamış oluyoruz. Sevgi veya nefret imajının başka imajlarla, duygu hâlleriyle ilişkisinden bahsediyoruz. Gündelik yaşamımızda da bu iki duygunun salınımında bocalayıp, kolay kolay işin içinden çıkamadığımızı biliriz. Tıpkı Füruğ Ferruhzad’ın “Tutsak” şiirindeki şu dizelerde ifâde edildiği gibi: seni istiyorum ve biliyorum asla koynuma almayacağım sen o aydın ve pırıl, pırıl gökyüzüsün ben bu kafeste bir tutsağım kara ve soğuk parmaklıklar ardından gözlerim hasretle bakıyor yüzüne doğru bir elin uzanışını düşlüyorum, ansızın, ben de uçayım sana doğru (...)
Sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim....
Ahmet İlhan
Ahmet İlhan
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
367 syf.
4/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Kitabı çok beğendiğimi söyleyemem. Kürt ve Ermeni asıllı vatandaşların yaşadığı iki köyün değişik zamanlarda basılıp köylülerin çoluk, çocuk köpeklerine varana kadar katledilmeleri ve iki köyden kurtulan biri 6-7 diğeri 8-9 yaşlarındaki iki çocuğun travmaları, sonraki hayatları, yollarının kesiştiği kişilerle yaşadıkları ve onlara yaşattıkları. Kitabı tamamen rastlantısal bir şekilde edindim. Kapak fotoğrafını yapan ressam arkadaşımın atölyesindeyken yazar geldi, arkadaşım biraz da ona destek olmak için bana kitabı gösterdi ve aldım. Kitap 2019’dan bu yana kitaplığımda duruyormuş, varlığını unutmuştum. Bir başka kitabı ararken gördüm ve alıp okudum. Bana biraz zorlama gibi geldi.
Renkli Gölgeler
Renkli GölgelerAhmet İlhan · Kalkedon · 20161 okunma