Bayburt Endüstri Meslek Lisesini bitirdi (1975). İstanbul'da grafikerlik, ajans editörlüğü, Selâm dergisi yazı işleri müdürlüğü ve yöneticilik yaptı. 1988'den beri Anlam Ajans yayın yönetmenliğini sürdürüyor. Şiir dışında deneme, inceleme, oyun, masal türlerinde de eserler verdi. Sesli yayıncılıkta Bant Tiyatrosu türünde çok sayıda senaryo yazdı, yönetmenlik yaptı. Pamuk Bulut Ormanı isimli oyunu 2000 yılında İstanbul Şehir Tiyatrolarında sahnelendi. Otuzdan fazla oyunu çeşitli radyolarda seslendirildi. 50'den fazla şiir bestelendi. Yazı ve şiirleri Selâm, İmza, Yeryüzü, Özülke, Kar-delen ve Umran dergilerinde yayımlandı.
Kısa kısa denemelerden oluşan, hayat, ölüm, savaş, insan, ahlak daha pek çok kavrama dair bir eserdi. Modernleşme, makineleşme uğruna insanlığın unutulduğu, varolmak uğruna acımasızca savaşların yapıldığı, ahlaki değerlerin hiçe sayıldığı bir dünyada kalbi ağrıyanlardan mısınız siz de? O zaman bu kitap size göre.
Bunca zaman nasıl tanımamışım dediğim bir yazar oldu benim için. Üslubu bana çok farklı geldi. Aynı sayfayı hem şiir, hem düzyazı okur gibi okuduğumu farkettim. Kalemini çok beğendiğim bir yazar oldu. Okurken düşündüren, düşündükçe de birçok farkındalık yaratan bir kitaptı. Çok fazla kitap, yazar önerisi yapmam ama en az bir kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. Bu kitap yazarla ilk tanışmam oldu. İyi ki de oldu diyorum. Ve şimdiden diğer kitaplarını araştırmaya başladım. Umarım sizin de yolunuz kesişir.
Akıl Ağrısı'ndan bir kaç alıntı bırakıyorum:
"Derinden hissedilen kolayca anlatılamaz."
"Anlayan için söz, ihtiyaç bahsinin dışındadır."
"Her insan hiç kimsenin dolduramayacağı, başkasına ait olmayan bir yere sahiptir."
"Asıl vatanı insanın saf halidir. Başkenti vicdan olan."
"Meğer bunca zaman insanlar 'karanlıkta' yaşarmış. Bulunamamış yumuşak erkeklik; farkına varılamamış sert kadınlığın."
Bir gemi vardı. 2010 yılının mayıs ayında, içinde güzel gönüller taşıyarak yola çıktı. Niyeti güzeldi. Yolu güzeldi. Kalbi hür bedeni tutsak insanlara yardım götürüyordu. Akdeniz'de uluslararası sularda etrafı katil, cani ve gaspçı İsrail askerleri tarafından sarıldı. İçinde bulunan 600 küsür gönüllü esir alındı. Akdenizin mavi suları kana boyandı. 9 yardım gönüllüsünün ruhu geminin güvertesinden arşa ulaştı.
Gazze sahilinde bekleşen halk hüzne bulandı.
Herkesin gözü önünde İsrail katilliğini tescillenmiş oldu. Hiç bir şey yapamayan insanların kalbine bir gemi saplandı..
O gece işte bu gemi dünyaya çarptı..
Dünya eskisi gibi değil.