Ben merkeziyetciliği sevmem. Bu yüzden de insanlara yüklenmem. Bırakalım her nesne kendi dünyasıni kursun, kendi çemberini kendi çizsin ve kendi alanlarında koşuştursun.
Hayatı fazla sorgulayan bir tip değilim. Akışını severim. Sorgulanmadan da kaçtığım doğrudur. Her taşın düstüğü, her ağacın yeşerdiği yerde elbet bir hikmet vardır. Hayati anlamak onu ne kadar derinden yaşadığınıza bağlı.
Yalanlar gerçekleri nereye kadar gizleyecek, elbet yırtılacak gizemli sırların yüzü ve dökülecek gercekler yere bir bir inci tanesi gibi. Fışkıracak bir lav gibi yeryüzüne, çıkacak günyüzüne. Uçuşacak küller, belirecek közler. Düşecek maskeler. Ayak açık, baş açık. Çırçıplak kalacak insan
Yüzleşecek gerçeklerle tekbaşına..
Umursamadıklarımız gün gelir kendini umursatmayı başarır başarmasına umursanmakta umursamanın bir başlangıcı sayılır. Hayatımızı silik yapan umursanmamak ve umursamamak olabilir mi acaba.
Anlamadım, Nedir bu hiçlik büyüsü?
Sanki sen, sen değilsin.
Bende, ben değilim.
Sen, ben hiç değilsin.
Bende, sen hiç değilim.
O halde sen kimsin?
Söyle bendeki bana, ben kimim.
Nedir bu benlik türküsü?
İzaha ne gerek var, böylesi kaygıyı
Söz kalem, kâğıtsa lisan
Dilimde biter heyelan.
Bilirim, anladın sen beni…
Benim, sende sen olmayan seni
Anladığım gibi…
Aldırma yediğin ayaza, yorgun bedenin kıpırdasın. Senin toprağından bir nesil daha doğar. Haydi kalk ayağa, ayağa kalk. Silkelen, at üstünden tozu topraği be gülüm. Binlerce mazlum muhtaçken himayemize, ölmek yaraşmaz bize...
Sevdim seni bir kere, gel kapımda ay'ım ol
Dolma taş fincanlara, bardağımda çayım ol.
Muradını bende bul, yangınımda payım ol
Geçse de gençlik çağım, işven ile zayım ol
El âlem ne derse desin, sen benim canım ol.
Seher vakti kalkı versen, doruklara baksan
Sevda sızım aşkına sende bir ateş yaksan
Kara kuru nazıma, bir cilve de sen taksan
Geceler, gönül sarayımda gel sultanım ol.
El âlem ne derse desin, sen benim canım ol.
Kanla doldu her yer, yıkıldı gönül sarayım
Çalmadı kapımı hiçbir dost, kimi arayım
Seni nerede bulayım, kimlere sorayım
Soframda kuru ekmek, tabağımda aşım ol.
El âlem ne derse desin sen benim canım ol.
Bağ bozumu gelmeden kavruldu yamaçlarım
Kırıldı selvi boyum, çatlarken kıraçlarım
Damla damla kahroldu, düşerken gözyaşlarım
Gir sonbahar dünyama, damarımda kanım ol.
El âlem ne derse desin sen benim canım ol.
08 Kasım 1999