ALAN BURNS, 29 Aralık 1929’da Londra’da, Harold ve Anne Marks Burns’ün ortanca oğlu olarak orta sınıf bir ailede doğdu. Northwood’daki Merchant Taylors’ School’a gitti. Middle Temple’da hukuk okudu. On üç yaşındayken annesi öldü, iki yıl sonra da abisini kaybetti. Her iki ölüm de onu hem duygusal hem de sanatsal açıdan derinden etkiledi. 1949’dan 1951’e kadar Kraliyet Ordusu’na hizmette bulundu.Büyük ölçüde otobiyografik öğeler barındıran ve İkinci Dünya Savaşı sırasında geçirilen orta sınıf bir çocukluk ile sonrasındaki ergenlik ve genç yetişkinliği anlatan ilk romanı Buster’ı (Ahbap) 1961’de yayımladı.Adını Max Ernst’in tablosundan alan ikinci romanı Yağmurdan Sonra Avrupa’yla (1965) tanındı ve 1960’larda ve 1970’lerin başında, aralarında B.S. Johnson,Christine Brooke-Rose, Ann Quin ve Giles Gordon gibi yazarların da bulunduğu kısa ömürlü deneysel yazarlar grubunun önemli isimlerinden biri oldu. 23 Aralık 2013’te öldü.
Yataklar beyaz, incecik perdeler beyaz, hiç çiçek
yok, kitap yok, iş yok, sadece zihinsel ölüm. Suratlar mutluydu. Umutsuzluk sakinlik getirmisti. Pencereler hiç açılmıyordu. Kurallar, kıyafetler, yaşam sistemi, ordununkilerdi.
Ann Quin de bu grupta. Johnson’ın kitabı da yeni yayımlandı,
Christie Malry’nin Dünyayla Hesabı çok beğendim ve Quin’i sipariş verdim. Bu grubun yazarlarıyla iyi anlaşacağım galiba
Yağmurdan Sonra Avrupa’yı da deneysel olduğu için merak ediyordum, pek de