Hakkında
1950 yılında Dublin’in güneyindeki bir sahil şehri olan Dún Laoghaire’de doğan ve İsviçre’de bir yatılı okulda okuduktan sonra St. Andrews Üniversitesinde Ahlâk Felsefesi ve Politik Ekonomi okurken (1968–1972) İngiliz gizli servisine katılma teklifi alan Crooke, önce reddettiği bu teklifi, birkaç yıl sonra kabul etti. IRA ile ilgili ilk iş tecrübesini, Güney Afrika, Afganistan, Namibya, Kamboçya ve Kolombiya’daki görevlerinde edindiği tecrübeler takip etti.
Tony Blair tarafından 1997 yılında gizli servis görevinden alınarak AB’de görevlendirildi. 1997-2003 yılları arasında AB Dış Politika Yüksek Komiseri Javier Solana’nın Ortadoğu danışmanlığının yanı sıra George Mitchell Gerçekleri Araştırma Komitesi’nin üyeliğini ve Ortadoğu barış süreci için BM, ABD, AB ve Rusya’dan oluşan Uluslararası Dörtlü inisiyatifinin danışmanlığını yaptı. 2001 ve 2003 yıllarında İsrail ile Fetih ve Hamas arasındaki çatışmalarda ve işgal altındaki topraklarda çok sayıda sorunun çözümünde arabuluculuk misyonu ile devrede oldu. Başta Hamas ve Hizbullah olmak üzere, Afganistan, Pakistan ve Ortadoğu’daki diğer İslami örgütler ile doğrudan temasları olan Crooke’un, 2002 yılında AB adına Şeyh Ahmed Yasin ile yaptığı gizli görüşme, dışarı sızdırıldığında öğrenilmişti. İsrail’in, Arafat’ın Ramallah’taki evi ve Beytüllahim’deki Doğuş Kilisesi işgallerinin kaldırılmasındaki görüşmelerde de yer aldı. Bu çalışmalarıyla Filistinlilerin güvenini ve sempatisini kazandığı kadar İsrail’in de husumetini çeken Crooke’un MI6 ajanı olduğu, 2002 yılında bir İsrail gazetesinde ifşa edildi ve 2003’te İngiltere “kişisel güvenliği sebebiyle” Kudüs’ten ayrılmasını istedi. İngiltere’de, Filistinlilere olan sempatisini Stockholm sendromuna benzetenler dahi oldu. 2004 yılında “Ortadoğu barışına yaptığı katkılardan dolayı” CMG nişanına layık görülerek devlet görevinden uzaklaştırıldı. Crooke aynı yıl Beyrut’ta “Batı’nın yaklaşımının daha derin, daha makul, doğrusal ve bölümlendirilmiş bir İslam ve Ortadoğu anlayışına doğru evrilmesini hedefleyen” * Conflicts Forum’u kurdu. Halen bu forumun direktörlüğünü yapmaya devam ediyor. Aynı zamanda BM Medeniyetler İttifakı Küresel Uzmanlar komitesi üyesi.
Unvan:
Diplomat- Yazar
Doğum:
Dún Laoghaire, İrlanda, 1950
Okurlar
1 okur beğendi.
4 okur okudu.
4 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
İtaati Reddetme
Edward Said, Nadia Ebu el-Haj'ın Filistin'deki kolonyal arkeolojik sömürü tarihiyle ilgili yazdıklarından alıntı yapar; onun, Türkiye'de gördüğümüz biçimde, arkeolojik uygulamayı benzer milliyetçi hedeflerle ilişkilendirdiğini not eder: Atatürk'ün Kürt ve Ermeni varlığını Anadolu'nun köylerinden silmesi gibi, Arapça yer adlarını yeni İbranice isimlerle değiştirerek, temizlik yaparak ve iskan ederek toprağa sahip olmak isteyen güçlü üniter bir devlet oluşturmak. Bu, on dokuzuncu yüzyıldan beri ulus devletleri tek bir etnik yahut dini grup etrafında güçlendirmiş olan coşkun Avrupa milliyetçiliğinin ayrımcı bir örneğini takip etmiştir.
Sayfa 204Kitabı okudu
Direniş, Müslüman dünyasının yeni bir güven ve özsaygı kazanmak, bir facianın kurbanları olmalarının yarattığı duygulara bir “çözüm” ortaya koymak; şokta olmayan, geçmişinden koparılmamış, aşağılanmaya ve şeytanlaştırılmaya maruz bırakılarak hor görülmemiş bir “benliği” yeniden keşfetmek için nasıl bir yolculuğa çıktığının hikayesidir.
Sayfa 22 - GirizgâhKitabı okudu
''Düşmanlarımız Kim ve Bizden Neden Nefret Ediyorlar?''
Batı'da ''aşırı uç İslam'' ve onun şiddetle olan meşgalesiyle mücadeleye odaklanmak, direniş ile ''şok ve öfke''nin harekete geçirdiği şiddet arasındaki önemli ayrımı büyük ölçüde muğlak hale getirmektedir. Bir tarafta ''İslam'ın müdafaası''nın direniş fikrine bağlı olan ana akım İslamcılar ile diğer tarafta ''iyiler ile kötüler arasındaki son savaşı'' kızıştırmayı uman, İslamcılığı kontrolü altında tutmaktan uzak olanları bir tutmak, yalnızca ''sistemi alaşağı etmek'' isteyenlerin ekmeğine yağ sürmektedir.
Sayfa 95 - Direnişin UyanışıKitabı okudu
Kimliğin Arkeolojik Savaşı
Atatürk'ün projesinin Batı'nın geleceğe dair ütopik tahayyülüne tamı tamına tekabül etmesi nedeniyle Batı'nın bu desteği pek de şaşırtıcı değildir. Bu Batılı değerlendirme aynı zamanda Türkiye'deki zoraki sekülerleşmeyi ve halifeliğin sona erişini tamamen farklı bir açıdan gören İslamcılara ve çoğu Müslümana çok az anlayış gösterir.
Sayfa 70 - s.68, p.3Kitabı okudu
Kimliğin Arkeolojik Savaşı
...
Türkiye'nin kurucusu Atatürk Batı'da; İslam dünyası içindeki tüm Müslüman toprakların peşinden gitmesi gereken bir model olarak, güçlü merkezi seküler bir devlet yaratılmasıyla, Batı'nın liberal pazarlara dönük dini, sosyal ve toplumsal baskıları ortadan kaldırmaya inanan sentezini yansıtan, aydınlanmış bir ''Müslüman'' lider şeklinde tasvir edildi.
Sayfa 70Kitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
Henüz kayıt yok