Başta bütünlüklü bir kültürel kimlik oluşturmanın mekanı olarak tasarlanan Müze, tam tersine, daha Cumhuriyet döneminin getireceği köklü değişimler yaşanmadan ortaya çıkan kimlik krizlerinin arenası haline gelir.
Müze ile akademinin ve kütüphanenin bir mekan birliği oluşturması, ve böylece bir anlamda özdeşleşmesi, İskenderiye modelini yücelten 19. yy müzelerinde gözdedir.
geleneğe başkaldıran, alışılmışın dışında mecralara açılan, farklı disiplinleri bağdaştıran, uzmanlığa, ustalığa yüz vermeyen kolektif dada girişiminin zürih’teki başlangıcında, kabare voltaire’deki gösterilerin oluşumunda iki kadın dadacının hatırı sayılır katkıları vardı: emmy hennings ve sophie taeuber. bu iki sıradışı kadın dada gösterilerinde
Asıl adı Samuel Rosenstock'tu. Romanya'dan Budapeşte'ye gidince yayınladığı şiirleri S. Samyro diye imzaladı. 1915'te bu kez “trist en tsara” yani “vatanında hüzünlü” anlamına gelen mahlası Tristan Tzara'yı kullanmaya başladı.