Ali Canip Yöntem kitaplarını, Ali Canip Yöntem sözleri ve alıntılarını, Ali Canip Yöntem yazarlarını, Ali Canip Yöntem yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Epope ve Edebi Nevilerle Mesleklere Dair Malumat Prof. Ali Canip Yöntemin Dünya edebiyatından örnekler vererek, Edebi türlere mesleklere dair ve özellikle Epope ye dair bilgiler veren çok başarılı bulduğum bir eser.
Kainat iki âlemden müteşekkildir. Biri Monde physique « maddî dünya » ki karşımızda duruyor: gök, yer, deniz, kırlar, ağaçlar... öteki Monde moral << manevî dünya >> ki benliğimizden, ruhumuzdan, ruhumuzun bin türlü tahassüslerinden ibarettir.
milletler, henüz millî vicdanlarına sahip değil iken dinin tesiri altında skolastik edebiyatlar teessüs ediyor. Bunların eserleri kilise lisanile yazıldıkları için ancak hususî bir zümreye hitap edebiliyordu.
Klasik edebiyat, milletin konuştuğu lisana kıymet vermiştir. Ve milletler kendilerini klasik edebiyatlarm sayesinde evvelâ lisanlarında bulmuşlardır. << Klasik devir >> bir lisan için «mükemmeliyet >> devridir.
Bu ihtiyaç on dördüncü asrın ortalarma doğru bugünkü hür medeniyeti yaratan mes'ut bir inkılâbı doğurdu: Rönesans!.. Rönesans tarihte öyle bir merhaledir ki onu halk kütlesi değil, yüksek zekâ ve irfan sahipleri meydana çıkarmıştır.
<< Viktor Hügo >> diyor ki << Dramın esası hakikattir. Hayatın hakikatinde ise asalet te vardır, bayağılık ta. Tabiatte mevcut olan her şey elbette drama da girmelidir >>
Malûm olduğu üzere ruhî hayatımız iki esaslı safha gösterir: (1) keder, (2) neşe. Dramatik nevi de bu iki safhaya göre ikiye ayrılır :
1) Tragédie Trajedisi
2) Comédie Komedi
Bugün << lirik >> sıfatı, bir duyguyu çok pervasız, çok serbest - yani kalpten doğduğu gibi - ifade eden, zihni unsurlardan musaffa (temizlenmiş, arıtılmış) coşkun şiirlere ve şairlere verilmektedir.
<< garp rüzgârlarile sürüklenen dalgalar biribirini iterek velveleli sahile doğru nasıl saldırırsa.. sudan sahra üzerinde kabaran dalgalar, yuvarlana yuvarlana karaya birdenbire çarpınca nasıl gürültü içinde parçalanırsa, yüksek kayaların etrafında toplanarak, tepelerini aştıktan sonra uzaklara nasıl bembeyaz köpükler saçarsa Yunanlılar da tıpkı böyle dövüşüyorlar. Her kumandan kendi askerine emir veriyor, ordu sessizce ilerliyor, âmirlerine öyle itaat ediyorlar ki bu kadar halk sanki dilsiz sanılır. >> Bu emsalsiz teşpih bütün edebiyat meftunlarını o kadar teshir etmiştir ki Homère'den bahseden hangi kitap açılsa bu satırlara mutlaka tesadüf edilir.