Okuyordu dedem, bundan daha bilinçli bir hal olabilir miydi? Nasıl yaşadıysa öyle davranıyordu? Okumasından anladım dünyadan çekildiğini. Hayatı boyu aksatmadan okumuştu. Hem de ezberden, giderken gelirken.
"Zehir, göz kapaklarımıza birikir, bakışımız karışır, neye bakacağımızı, neyi göreceğimizi unuturuz. Zihnimize damlar, düşüncelerimiz bulanır, nereye gideceğimizi hatırlamayız. Konuşuruz, sözcüklerimiz bize yabancıdır. Düşünürüz, içinde biz yokuzdur. O, öyle bir şeydir ki havalansın diye açtığımız pencereden sızar. Nefesimize karışır. İnsandan insana sıçrar. Zehir deyip geçme evlat, o bizim imtihanımızdır. Onu emecek can suyu gerekir."