Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Reşat

Ali ReşatDreyfus Meselesi yazarı
Yazar
8.0/10
1 Kişi
1
Okunma
0
Beğeni
188
Görüntülenme

Hakkında

Hayata atılınca öğretmenliği seçmiş ve yaşamı boyunca hocalığa başlıca meslek olarak benimsemiştir. Önceleri Mercan ve İstanbul İdadilerinde tarih öğretmenliği, İstanbul Muallim Mektebinde müdürlük yapmıştır. İstanbul Dâr-ül-fünûnda müderris (profesör) olarak orta ve yakınçağ tarihi ve siyasi tarih okutmuştur. Ayrıca özel okullarda da dersler vermiş olan Ali Reşat, bir ara Maarif Müfettişliği yapmış ve Maarif Müsteşarlığında da bulunmuştur.
Unvan:
Yazar

Okurlar

1 okur okudu.
4 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Alnımın teriyle, say ve namusumla kazandığım üniformayı üzerimden koparıp yere atacakları zaman kalbim parça parça olmayacak desem yalan söylemiş olurum. Bin defa ölümü buna tercih ederim. Fakat siz bana vazifemi gösterdiniz. Çektiğim azap, ne kadar elim olursa olsun vazifemden inhiraf etmemekliğimi söylediniz. Bana ümit verdiniz. Bir masumun ilelebet mahkum olamayacağını anlattınız.”
Sayfa 122Kitabı okudu
Emile Zola ve Dreyfus
“Muharririnden, yalnız bir Emil Zola uzma-i adaleti anlatmaya cesaret edebilip bir adamı mezhebinden dolayı itham etmek vahşilere yakışır bir muamele olduğunu, Fransa gibi tarik-i terakkide, mileli saireye pişrev olan bir memlekete yakışmadığını, Yüzbaşı Dreyfus’un müdafaa-i nefse, masum olmaya hakkı bulunduğunu beyan etti.”
Reklam
“General Roget, bir aralık kızışarak ‘Dreyfus’un yerinde bulunup masum olsaydım, masumiyetimi ispat etmek için delail bulmakta güçlük çekmezdim.’ kavl-i meşhurunu ortaya fırlatmıştır. Halbuki, hiçbir memleketin kanununda ‘ispat-ı masumiyet et’ diye kimseye cebr olunamaz, beraat-i zimmet daima asıldır. Yoksa lalettayin sokaktan geçen bir adamı yakalayıp ‘mücrim olmadığını ispat et.’ desek, o adamın bu emri adem-i ifada aczi nümayandır. İmdi bu adama, ‘mücrimdir’ hükmünü artık nasıl verebiliriz?”
Sayfa 320Kitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
374 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Siyasi davalar adaleti de toplumu da körleştirir
Dünya tarihinin siyasi davalarından Dreyfus meselesi olayın başlangıcından geldiği son aşamaya kadar eserde dört başı mamur bir şekilde ele alınmıştır. Günümüzde de eser, Türkçede konu hakkında en detaylı yazılmış eserdir. Eserin bir kaynakçası olmasa da eser değişik kaynaklardan istifade edilerek hazırlanmıştır. Eser; 1897’de “Dreyfus Meselesi ve Esbab-ı Hafiyesi” adlı eserin (Artin Asaduryan Şirketi-i Mürettibiye Matbaası, İstanbul) Latin harflerine transkripte edilmiş hâlidir. Eser siyasi nitelikli davaları ve süreçleri anlamak için son derece ufuk açıcı olup olayın anlaşılması bakımından önemli noktaları ihtiva etmektedir. Hak ve hukuka olan inanç; önyargılarla beslenmiş ve her devrin içi kof alışılagelmiş düşüncelerini yıkmaya muktedirdir. Son derece zahmetli ve fevkalade sabır isteyen bu inanç, hangi inançtan olursa olsun hesap gününe olan inancın en bariz tezahürlerindedir. Dreyfus meselesinde ilk akla gelen Zola olsa da hakikat arayıcısı/avcısı Picquart’ın hakkını yememek gerekir. Onun gibi bir hakikat arayıcısı/avcısı olmasaydı muhtemelen konu tarihin tozlu sayfaları arasına karışıp gidecekti. Bu minvalde haksızlığın hüküm sürdüğü bir ortamda herkesin mutlaka fasit daireden çıkışı sağlayacak bir işlevinin olabileceğinin unutulmaması gerekir. Eser, sadeleştirilmemiş olduğundan eski kelimelere aşina olmayanların eserden istifadesi sözlük olmadan güçtür. Esere bir lügatçe eklenseydi bu, eserden daha fazla kişinin faydalanması bakımından son derece yararlı olurdu.
Dreyfus Meselesi
Dreyfus MeselesiBabanzade İsmail Hakkı · Ars Yayıncılık · 20131 okunma