Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alice Roberts

Alice Robertsİnsanın İnanılmaz Yolculuğu yazarı
Yazar
9.0/10
2 Kişi
14
Okunma
1
Beğeni
600
Görüntülenme

En Beğenilen Alice Roberts Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Alice Roberts sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Alice Roberts kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
VAHŞİ BATI: AVRUPA'NIN KOLONİLEŞTİRİLMESİ
Buzul Çağı hakkında konuşurken aklına buz gelir: Beyaz, katı ve barınılamaz. Bu yanlıştır. Kışın soğuk olmuş olabilir, ama bahar ve yazda bugünkü gibidir demek istiyorum: Bolca ot, yeşillik, hayvanlar için bolca yem. Bir mamutu düşün sadece: Buzul Çağının arketip hayvanı. Bir mamut hayatta kalmak için her gün yaklaşık 150 kilo ot yemek zorundadır. Mamut stepleri oldukça verimli çevrelerdi ve Lone Vadisindeki bu sahalarda bolca yünlü gergedan, mamut, geyik, at ve birçok çeşit hayvana dair kalıntılar görüyoruz.
Sayfa 286Kitabı okudu
AFRİKALI KÖKLERİMİZ
Her ne kadar dıştan farklı gözüküyorsak da aslında genetik seviyede hepimiz benzeriz.
Reklam
AFRİKALI KÖKLERİMİZ
Bir taraftan atalarımıza dair izlerin elementlerini çok farklı yer ve zamanlara kadar takip edebiliriz. Ancak mitokondriyal DNA soy ağacımız açıkça göstermektedir ki yeterince geriye doğru gidersek büyün soy ağaçları Afrika'da buluşmaktadır. 1987 yılında, California Üniversitesinden üç genetikçi Rebecca Cann, Mark Stoneking ve Allan Wilson, Nature dergisinde yayımladıkları bir makalede, 147 insandan toplanmış mtDNA üzerindeki analizden bütün anne tarafı soy ağaçlarının Afrika'da yaklaşık 200.000 yıl önce yaşamış bir kadına dayandırabildiğini göstermişlerdir. O zamandan beri binlerce insanın mtDNA'sı analiz edilmiştir. Soy ağacı haritası genişlese de ilk insan hep aynı kalmıştır. Atalarınızın izini, "ana soy ağacı" üzerinden (annenizin annesinin annesinin annesinin... böyle devam edin) yeterince geriye doğru sürseydiniz bugün gezegendeki herkesin ortak atası olan tek bir kadına varırdınız. Genetikçilerin onu mitokondriyal ya da Afrikalı Havva olarak adlandırmaları şaşırtıcı gelmemeli.
Son on yılda, insan evriminin hikayesine en heyecan verici yeni katkı, Endonezya'nın Flores adasında yaşayan küçük insanların keşfi olmuştur. Paleantropoloji dünyasını sarstığı gibi, manşetlere de çıkmıştı bu keşif. Yüzyılın keşfi olarak nitelendirmişti, ancak insanların asıl ilgisini çeken şey, modern insanlarla aynı zamanda yaşamış farklı bir insan türüne dair kanıtın bulunmasıydı. Hobitler 12.000 yıl öncesine kadar Endonezya'daki.adada yaşamaktaydılar. Modern insanlarla Neandertellerin karşılaşma fikrine biz Avrupa'da aşina olsak da bu yine insanı şaşırtan, hatta insanın içini ürperten bir şeydir.
Sayfa 137Kitabı okudu
YENİ DÜNYA: İLK AMERİKALILARI BULMAK
Hepimiz 200.000 yıldan daha az süredir var olan genç bir türün üyesiyiz. Geriye doğru atalarımızın izini sürdüğümüzde, insanlığa ait büyük bir ağaç üzerinde hepimizin akraba olduğunu buluruz. Bir ağaçtaki dalları sıralayamayacağınız gibi insanları da sıralayamazsınız. Hepimizin en eski büyük büyükannesi Afrikalı Havva'dır. Yani dünyanın neresinde olursak olalım hepimiz aslında Afrikalıyız.
Sayfa 397Kitabı okudu
HOBBİT: FLORENS, ENDONEZYA
Modern insanlarla Neandertallerin karşılaşma fikrine biz Avrupa'da aşina olsak da bu yine de insanı şaşırtan, hatta insanın içini ürperten bir şeydir. Bugün gezegendeki tek insan türünün biz olduğumuz fikrine çok alışığızdır. (Gerçi, genetik anlamda, şempanzeler ve gorillerin de Homo türüne dahil edilmelerine dair sağlam bir argüman vardır). Bazıları diğer hayvanlara benzeyemeyecek kadar özel oluşumlar olduğumuzu bile düşünebilir. Bu benzersizliğimizi sorgulatacak başka türler bulmaya başladıkça bu yanılgı azalmaktadır. Keşfin gerçekleştiği zaman Chris Stringer, "Olağanüstü, şaşkınlık verici, hatta... bütün o bizi insan yapan şeyin ne olduğu fikrini sarsıyor," demişti. Gezegeni bizimle paylaşan, insana benzemeyen başka insanların var olmuş (hatta bazılarına göre hâlâ var olan) olabileceği fikri biraz ürkütücüdür. Daha da ürkütücü olan, Flores'nin Ebu Gogo efsaneleridir: mağaralarda yaşayan ve Floresli köylüler arasında kuruntu ve korku uyandıran küçük yaratıklar.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Göbeklitepe'nin tarihi onu, tarıma geçişini açıkça belgelendiği diğer arkeolojik alanlardan biraz daha erken döneme yerleştirmektedir. Dicle ve Fırat'ın üst kısımları arasında bu toprakların gerçekten de Batı'da çiftçiliğin başladığı yer olduğu şimdi açıkça görülmektedir. Çömlekçilikle uğraşmayan ilk tarım toplulukları Türkiye ve Kuzey Suriye'de yaklaşık 11.600 ve 10.500 yıl önce meydana gelmiştir.
Sayfa 335Kitabı okudu
Derimizin rengi bulunduğumuz enleme ve maruz kaldığımız mor ötesi ışınımın seviyesine göre değişiklik gösterir. Sizin ve atalarınızın yaşadığı yer ekvatora yakınsa, cildiniz daha koyu renktedir. Ekvatordan uzaklaştıkça insanların teni daha soluk hale gelir. Kuyu ten, derinin derin katmanlarını güneş yanığından ve deri kanserinden koruyan melanin pigmentinden bolca içerir. Güneşli bölgelerde doğal seçilimin, deri koyulaştıran genleri koruyacak şekilde hareket edeceğini tahmin etmek mantıklıdır; zira soluk gelir rengine yol açan herhangi bir mutasyon dezavantaj demektir. Dolayısıyla modern insanların esas deri rengi muhtemelen oldukça koyuydu. Ancak popülasyonlar ekvatordan uzaklaşıp Asya ve Avrupa'nın daha bulutlu kuzey kesimlerini ilerledikçe koyu ten için olan seçilim baskısı kaybolmuştur.
Sayfa 122Kitabı okudu
Gelişimin karmaşık desenini çözmek ve hangi genin hangi motiften sorumlu olduğunu bulmak, 21.yüzyılın oldukça heyecan verici bir araştırma alanıdır.
Sayfa 226Kitabı okudu
YENİ DÜNYA: İLK AMERİKALILARI BULMAK
200.000 yıl sonrasına gitmek ve torunlarımızın ne durumda olduklarını görmek bence büyüleyici ancak muhtemelen oldukça korkutucu olurdu. Umarım türümüzü yok etmeyi başarmayız. İklim değişikliğinden dolayı oluşan hasarı azaltmanın yolunu bulacağımızı ve bu kadar yüksek miktarda CO2 salınımını önleyecek yeni teknolojiler geliştireceğimizi düşünmek istiyorum. Uzak görüşlü ve yüce gönüllü siyasetçiler gerekecektir bunun için. Paleolitik bedenlerimize ve çevremize daha iyi bakmayı isteyeceğimizi umut ediyorum. Ve elbette edebiyat, müzik, sanat ve bilimdeki başarılarımızın gelecek nesillere aktarılacağını ve üstüne konacağını düşünmek harika olurdu. Bana göre geçmişten alınan dersler bize iyimserlik için bir temel sağlamaktadır. Her şeyden öte, bizler hayata tutunanlarız. Ancak belki de yakın gelecek daha az parlak olacak ve medeniyetlerimiz çökecektir. Torunlarımız sonunda atalarınızın izinden gitmek, bir daha avcı toplayıcılar olmak zorunda kalabilirler.
Sayfa 399Kitabı okudu
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.