Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alpaslan Işıklı

Alpaslan IşıklıSosyalizm, Kemalizm ve Din yazarı
Yazar
Çevirmen
6.7/10
13 Kişi
75
Okunma
5
Beğeni
1.546
Görüntülenme

En Yeni Alpaslan Işıklı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Alpaslan Işıklı sözleri ve alıntılarını, en yeni Alpaslan Işıklı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dışarıdan yönetilen bir ülkede, halkın kendi kendisini yönetiminin, yani demokrasinin varoluşu için en temel koşullar bulunmuyor demektir.
Sayfa 128 - İmge Kitabevi Yayınları, 3. Baskı, Kasım 2001Kitabı okudu
Böyle bir ortamda neoliberalizmin liberalizmden farkı var. Liberalizm, yani geçen asırların kapitalizmi, emeğinden başka satacak şeyi olmayan insanları ortaya çıkarmıştı, proletaryayı üretmişti. Bugünün kapitalizmi, emeğini bile satma imkanı olmayan yığınlar üretiyor; yani işsizler üretiyor
Sayfa 302Kitabı okudu
Reklam
Çünkü sermaye, dizginlerini kopardı, üzerinde devlet denetimi yok. Dünyayı Bülent Ecevit yönetmediği gibi, Clinton da, Bush da yönetmiyor artık, çokuluslu şirketler yönetiyorlar ve çokuluslu şirketler, vitrinin önündeki bazı aktörlerden yararlanıyorlar. Böyle bir dünyada, sermayeyi üretime, yatırıma yönlendirecek bir güç yok. Sermaye, paraya para kazandırmanın yolunu buluyor ve dünya muhteşem ve büyük bir kumarhaneye dönüşüyor. Bu kumarhanede iş yok, bu kumarhanede üretim yok.
Sayfa 302Kitabı okudu
Anayasa fırlatılmış da onun için ekonomi çöküntüye uğramış, falan " gibi açıklamalarla bizi iknaya çalışıyorlar. Yani, şu kadarını bile düşünemeyeceğimizi zannediyorlar: Amerika'da aylarca Cumhurbaşkanı seçilemedi, daha önce Cumhurbaşkanı Clinton mahkeme önüne çıktı, yargılandı, özür diledi, yalan söyledi vs ... Bizdeki sarsıntının, yani o Çankaya' da olduğu söylenen sarsıntının kat kat fazlası orada oldu. Niçin orada bu tür bir borsa krizi ve saire olmadı? ''Amerikan ekonomisi çok sağlam " sonucuna varmıyorum; ama bu gerçekler de göstermektedir ki sorunun kaynağını Anayasa fırlatma masalından başka yerlerde aramak gerekmektedir.
Sayfa 300Kitabı okudu
Bu borç olgusu, çağımızın büyük bir silahı. Bir dergi, rahmetli Kahveci'ye bir soru sormuştu; "Biz de borcumuzu ödemeyelim, moratoıyum ilan edelim, ne olur? " demişlerdi. Kahveci'nin verdiği yanıt çok anlamlı: "Günümüzün dünyasında borcunu ödemeyen devletin başına, çek-senet mafyasının eline düşmekten daha beter şeyler gelir. " O tabii ne söylediğini, çek-senet mafyası benzetmesiyle neyi kastettiğini açıklamadı. Bunu bilmiyoruz. Ama biliyoruz ki biz, mesela 12 Eylül'den önce borçlarımızı ödemekte güçlük içerisindeydik. Sonra 12 Eylül oldu, yeniden yapılanma dayatmaları gündeme geldi, 2 4 Ocak'lar güçlü bir şekilde uygulanmaya başlandı, 5 Nisan kararları alındı. Böylece biz, 12 Eylül'ün başlattığı süreçte IMF'nin sadık öğrencisi olmak durumuna terfi ettik.
Sayfa 295Kitabı okudu
Sanki bir tavan örülmüş, bu tavanın üstüne çıkma eğilimleri kesinlikle yasaklanmıştır. Bu yüzdendir ki çağımızı bir "ortalamalar çağı" (lage de mediocrite) olarak nitelendirenler haklı çıkmaktadırlar. Ortalamadan sapma eğilimi gösteren gelişmelerin yolunu tıkamada "faili meçhul cinayetler" de devrededir. 1963'de Kennedy'nin öldürülmesi haberini duyduğumda, tesadüfen birlikte olduğumuz bir Alman profesörünün, "artık Batı uygarlığının kendi kendisini yenileme şansının kalmadığının kesinlik kazandığını" söylediğini anımsıyorum. Haklı çıktı.
Sayfa 289Kitabı okudu
Reklam
Öncü aydın tipine olağanüstü ağırlık tanıyan bu düşünce, fizik dünyasında var olan Termodinamiğin lkinci Yasası'na ilişkin kuramı anımsatmaktadır. Buna göre, herhangi bir sisteme kendi dışından düzeltici bir müdahale olmadığı takdirde, sonuç entropidir, yani yok oluştur. Yeni Dünya Düzeninde sınırsızlaşan kapitalist ekonomik ilişkilere müdahale edebilecek dışandan bir güç kalmamış gibidir. Her şey, bu arada devlet de oyunun kurallarına mükemmel bir biçimde dahil edilmiştir.
Sayfa 288Kitabı okudu
Her alanda kendisini gösteren kargaşa ve çaresizlik koşullan, insanlarda kural haline gelmiş bir mekanizmayı harekete geçirmiş, akıl ve mantık dışı akımlar hızlı bir tırmanma ve yaygınlık göstermeye başlamıştır. Fatima öyküsünün canlanması, bu durumun yalnızca bir örneğidir.
Sayfa 284Kitabı okudu
Hiçbir kamusal ve demokratik denetimin ulaşamayacağı büyüklüğe ulaşan sermaye, zincirlerini koparmış bir canavara dönüşmüş, kardan başka bir öncelik tanımama ayrıcalığını elde etmenin sarhoşluğuyla, yeryüzünde, o borsadan bu borsaya atlayarak, kol gezmektedir. Böylece, üretmeyen, iş alanları yaratmayan, ama sınırsız kar elde etme olanağına kavuşmuş bulunan bir sermaye türü ortaya çıkmıştır. Faiz, repo, borsa oyunları, döviz ticareti gibi değişik kılıklarda ortaya çıkan faaliyetlerin ürünü olan bu sermaye türünün ortak özelliği spekülatif olmasıdır. Keynes'in yıllar öncesinden işaret etmiş olduğu ve "casino capitalism " (kumarhane kapitalizmi) olarak isimlendirdiği bu durum, günümüzün reddedilmez ve belirleyici bir gerçekliği haline gelmiş bulunuyor. Kumarhane kapitalizminin temel özelliği, spekülatif kazançların giderek ağırlıklı bir yer kazanmasıdır ve bugün de görünen bundan başkası değildir. Yeryüzünde her gün 2000 milyar dolar para el değiştirmekte, bu miktarın ancak % 5'i reel mal ve hizmet alışverişi için yapılmaktadır; geri kalan tümü spekülatif harcamalara gitmektedir. 20 Dünyadaki tüm ekonomik faaliyetin dörtte birinden fazlası 200 tane işletmenin elinde bulunmaktadır. Ancak, bu 200 işletme, dünya faal nüfusunun yalnızca % 0,75'ine iş olanağı sunmaktadır.
Sayfa 271Kitabı okudu
Küreselleşme dogmalarına ve tek yönlü düşünceye dayalı olan bu yeni totalitarizm, başka hiçbir iktisat politikasını kabul etmemekte, yurttaşların sosyal haklarını rekabetçi mantığa feda etmekte ve toplumun tüm yönetimini finans piyasalarına terk etmektedir. , Aslında, sermayenin tekelleşmesinin demokrasinin gerçekliğine gölge düşüren sonuçları, yeni bir durum değildir. ABD cumhurbaşkanlarından Eisenhower, 1960'da görevini terk etmeden önce yaptığı açıklamalarda, ülkesinde, sahne önünde yer alan seçilmişlerin dışında geri planda mevcut başka bir iktidarın varlığına işaret etmişti. "Military industrial complex" (sınai-askeri ittifak) olarak ifade ettiği bu iktidar, sermaye ile ordunun ittifakını temsil etmektedir ve asıl gücü elinde tutan onlardır
Sayfa 269Kitabı okudu
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.