Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alpaslan Işıklı

Alpaslan IşıklıSosyalizm, Kemalizm ve Din yazarı
Yazar
Çevirmen
6.7/10
13 Kişi
75
Okunma
5
Beğeni
1.542
Görüntülenme

Alpaslan Işıklı Gönderileri

Alpaslan Işıklı kitaplarını, Alpaslan Işıklı sözleri ve alıntılarını, Alpaslan Işıklı yazarlarını, Alpaslan Işıklı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ottawa Üniversitesi profesörlerinden Michel Chossudovsky, bu sürecin, ülkelerin kamusal yönetim kurumları ve mekanizmaları üzerinde doğurduğu sonuçları şöyle anlatıyor: ". .. bu ülkeler vergi ve para politika/an üzerindeki tüm denetimlerini kaybediyorlar. Merkez bankaları ve maliye bakanlıkları 'yeniden yapılanmış: çogu devlet kurumları lagvedilmiş, ekonomik vesayet kurulmuştur. Böylece, sivil topluma hesap vermek zorunda olmayan bir tür 'paralel yönetim ' uluslararası örgütlerce oluşturulmuştur.
Sayfa 168Kitabı okudu
Gizlenemeyecek boyutlara varmış olan bu duruma Huntington'un getirdiği açıklama, gerçekleri örtbas etme çabası içinde olanların işini bir ölçüde kolaylaştırmıştır. Huntington, olup bitenleri "medeniyetler çatışması " olarak açıklamaktadır. Böyle olunca, Körfez'e müdahaleden tutunuz, Yugoslavya'nın parçalanmasına kadar varan ve süregelmekte olan sayısız acılı olayın gerisinde yatan doymak bilmeyen iştahları ve bu durumun ifade ettiği emek-sermaye çatışmasını görmek olanaksızlaşabilir. Veya Pakistanlı kalkınma iktisatçısı Mahbul'un işaret ettiği üzere dünyanın dört bir yanında ardı arkası kesilmeyen "bu çatışma/an, bölgesel veya etnik olarak nitelendirebilirsiniz. Ancak, gerçek sebep, sosyal ve ekonomiktir
Sayfa 262Kitabı okudu
Reklam
Neoliberalizm, sözlük anlamıyla yeni özgürlükçülük demek oluyor. Oysa ne yenidir, ne de özgürlükçüdür. Yeryüzü, bu ideoloji ile 19. yüzyıl öncesinden bu yana tanışıyor. Önce liberalizm adıyla ve esas olarak Batı dünyasında hayata geçirilmiş olan bu ideoloji, bir asırdan fazla süren uygulamaları çerçevesinde sömürü, yoksulluk ve sınıf çelişkisi türünden felaketlere ortam hazırlamıştır. Nihayet, birbiri ardından gelen dünya savaşlarının, telafisi yıllar alan kayıplara yol açmasından sonradır ki Batı ve Kuzey Avrupa'da bir cankurtaran simidi gibi işlev gören sosyal devletin doğuşu gerçekleşmiştir .
Sayfa 219Kitabı okudu
Türkiye, tüm bu tarihsel ve coğrafi unsurlar dolayısıyla, yeni dünya imparatorluğunun egemenleri tarafından özellikle denetim altında tutulmasını gerektiren özelliklere sahip görünmektedir. Bu amaçla uygun bir nezarethane de bulunmuştur. Bu nezarethane, Avrupa Birliği'nin kapısındaki bekleme odasıdır. Türkiye'ye hiçbir şey vermeden önemli tavizler ve taahhütler koparmayı başarmışlardır. Karşılık olarak verilen, yalnızca, Birliğe kabul edilme hayalinden ibarettir.
Sayfa 164Kitabı okudu
Öte yandan, Türkiye, ABD ile imzaladığı ve TBMM'de 7 Aralık 1999 tarihinde 4485 sayılı Kanun ile onayladığı bir anlaşma ile DTÖ toplantısında amaçlanan ve fakat gerçekleştirilemeyen düzenlemelerin önemli bir bölümünü, tek taraflı olarak kabul etmiştir. Söz konusu anlaşmanın öngördüğü hükümler şöyle özetlenebilir: • Türkiye tüm yatırım önlemlerinden ve korumacılıktan vazgeçecek; • Yüksek teknoloji üreten ABD çıkarlarıyla ilgili fikri mülkiyet hakları korunacak; • ABD'li yatırımcılar, tek taraflı olarak tahkime gidebilecek; • ABD, özellikle GAP bölgesinde sağladığı kar ve katma değerleri yurtdışına serbestçe transfer edebilecek, bu bölgelerde ABD yurttaşlarına çalışma olanakları sağlanacak.
Sayfa 163Kitabı okudu
Kârlar, giderek, ūretim ve istihdama her- hangi bir katkısı bulunmayan spekülatif niteliğe bürünmektedirler. ISO'nun "500 Bůyük Sanayi Kuruluşu " anketinin sonuçlarına göre, son yıllarda firmalarda sanayi faaliyeti dişi elde edilen gelirlerin, toplam kâr içindeki oran1, son yıllarda yüzde elliden fazla olmuştur. Işin ilginç yanı, bu yöndeki gelişmelerin ülkemizle sınirl1 olmamasıdır. Marburg Universitesi profesorlerinden Frank Deppe'nin 19 Mart 1993'te Ankara'da verdigi konferansta anlatuklarına göre, Almanya'da da Siemens. Volkswagen gibi pek çok onemli firmanın geliri, giderek artan oranlarda spekülatif kazançlardan oluşmaktadır ve buna bir de isim bulunmuştur: Kumarkane (casino) kapitalizmi! Özelleştirmenin ve onunla baglantıl olarak pazar ekonomisinin yaygınlaşması, bu sürece evrensel bir boyut kazandırmaktadır.
Reklam
12 Eylül darbesi gerçekleştirildiğinde TlSK'in en önde gelen ismi Halit Narin'in ''Bugüne kadar onlar güldü biz ağladık, bundan sonra biz güleceğiz onlar ağlayacaklar " dediği basına yansımıştı. Çünkü 24 Ocak ile başlayan yeni-liberal politikaların uygulanabilirliği açısından 12 Eylül'ün gerektiğini bilmekteydi. Ama, bu politikaların kimsenin yüzünü güldürmeyeceği de sonuçları görüldükçe herkes tarafından anlaşılmaya başlanmıştır. Nitekim, aynı sayın Narin'in de feryat etmek noktasına geldiğini, 28 Kasım 1998 tarihinde gazetelerde yer alan açıklamasından öğrenmiş bulunuyoruz. Sayın Narin bu açıklamasında, 6 bankanın 6 aylık karlarının toplamının 100 en büyük şirketin yıllık kazançlarının toplamından daha büyük olduğunu ifade etmek suretiyle, "kumarhane kapitalizmi " denilen olgunun ne anlama geldiği konusunda çok anlamlı ve somut bir tespitte bulunmuştur
19'uncu yüzyıl liberal iktisatçılarından Adam SMITH (1723- 1790) bu dine bir de sözde tanrı bulmuştu: ''görünmeyen el"! Smith'e göre, insanların bireysel çıkarlarını gözeterek ve bu yolda birbirleriyle rekabet ederek ortaya koyacakları çabaların sonucunda herkesin yararına uygun bir toplum doğacaktı. Yeter ki devlet, şunu veya bunu korumak için veya başka bazılarını frenlemek veya engellemek için müdahalede bulunmasın; olup bitenler karşısında, bizim dilimize "altta kalanın canı çıksın " biçiminde aktarabileceğimiz "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" (laissez-faire, laissez-passer) ilkesine bağlı kalsın. Çünkü Smith, bencil çabaları ortak mutluluğa, ortak yarara kanalize eden bir ''görünmeyen el"in varlığına inanmaktaydı ve bu inanca uygun davranışlar hızla ekonomik ve toplumsal hayatın özü haline gelmeye başlamıştır
279 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitap hakkında düşüncelerim
Kitap pek çok şeyden bahsederken daha çok siyasi birazcık biraz da tarihi içerik insan okurken çok düşünüyor hatta bence sorguluyor.Üniversitede bir derste dinlemiştim neoliberalizm, Marksist düşünce vs çok yabancı değildim konuya fakat yine de daha çok araştırmam gerektiğini anladım bence herkesin okuması gerekir.Siyaset, iletişim,radyo televizyon sinema vb bölümlerin daha çok
Neoliberalizm ve 3. Dünya Savaşı
Neoliberalizm ve 3. Dünya SavaşıAlpaslan Işıklı · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20118 okunma
Fetullah 1-0 Şeytan
Kabe'de sabah namazında ikinci kat mahfile çıkıyor. Orada Şeytan'ın kendisine seslendiğini duyuyor ve Şeytan'la konuşuyor: Hele buradan aşağıya bir kendini at "diyor, Şeytan. Gülen itiraz ediyor. Sonuçta Şeytan başaramıyor, Gülen kendini aşağıya atmıyor.
Sayfa 51 - Pdf
103 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.