İlk ve orta eğitimini Kütahya'da, lisans ve yüksek lisans eğitimini İstanbul'da İstanbul Üniversitesi'nde tamamlamıştır. Çeşitli akademik çalışmalar ve köşe yazılarını takriben ilk kitabı olan Papadopulos Apartmanı, 2015 yılında Alfa Yayınları tarafından yayımlandı. Kasım 2015'te yayımlanan Halifeler Köyü adlı romanında, Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki köy yaşantısında; kadı, mutasarrıflar, eşraf, âyan köylü ilişkilerini konu almaktaydı. Nisan 2016'da piyasaya sürülen lipogram tekniğiyle yazılan üçüncü romanı Aloda'da, kitap adı dışında "o" harfi kullanmamıştır. Son romanı İki Nehir Arası (Alfa yayınları, Şubat 2019) ise İkinci Dünya Savaşında Almanya'nın Doğu Cephesinde, Barbarossa Harekâtı’nda görevli bir asker ve Frankfurt’ta onu bekleyen eşi ile mektuplaşmaları ve günlükler üzerinden, metin-resim kurgusunda ilerleyen bir romandır. Yazarlığının yanı sıra fotoğraf ile de ilgilenmekte aynı zamanda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nda gelir uzmanı olarak görev yapmaktadır.
Altar Kaplan / Papadopulos Apartmanı
Cumhuriyet tarihindeki bazı detayları okuyup renkli kişiliklere misafir olacağınız bir kitap #PapadopulusApartmanı . Apartmanda yaşayanlar kadar çevredeki esnafı da tanıyacak, haftanın farklı günlerinde Galata'nın nabzını tutacaksınız. Galata'da gezermiş gibi; kendinizi bazen bir caminin avlusunda,
Altar Kaplan / Halifeler Köyü
Politik hiciv, aşk ve gizemin sorgulayıcı bir tarafını yansıtıyor #HalifelerKöyü. Romandaki her şeyin bir karşılığı olduğu gibi 1844 yılına gidip tarihte yolculuk yapacak, Kütahya’nın güneybatısında yer alan bugünkü ismi Kalfalar olan Halifeler Köyünde yaşanılanlara şaşıracaksınız.
Görev yaptığı küçük il ve ilçelerden sonra Kütahya iline tayin edilen Kadı, çok gezip görmüş ve erken olgunlaşmıştı. Dürüstlüğünden ödün vermeyen ve işini ciddiye alan Kadı, Temettüat Tahrir Defterlerini yazmak için katip ve askerlerle hayatını değiştirecek yola çıkmıştı.
Köy köy dolaşıp sayımları yaparken Kadı ile birlikte sayılarda boğuşacak, ödenen vergilere zaman zaman şaşıracaksınız. Sayım ve kayıt sırasında köylerde yaşayanların hayata ve olaylara bakış açısına tanık olacak hatta sayımda yer almadığı için içerleyen bazı hayvan ve ağaçların dile gelmesini ve şikayet etmelerini hayretler içinde gülümseyerek okuyacaksınız.
En son durağı olan Halifeler Köyünde muhtarın kızını görür görmez tutulmasına, gözleri gözlerine değsin diye yaptıklarına anlam veremeyecek ve aşkın insanı nasıl değiştirdiğine tanık olacaksınız.
“Dünyada her şeyin ilacı vardı ama gecikmişliğin yoktu” sözü bu kitabı okuyanlar için anlam kazanacak ve bazı şeyleri sorgulamaya itecektir. Hayatta bazı şeyleri kaybeder, bazı şeyleri kazanırız. Önemli olan kayıpların altında ezilmeden hayata devam edebilmektir.
Keyifli okumalar…
Aloda..
Kitabın tam olarak neresinden başlasam bilemiyorum.
İlk olarak genel bir bakış açısıyla bilgi vermem gerekirse, Aloda deneysel roman sınıfına girebilecek türden bir kitaptı. Kitap, lipogram tekniğiyle yazılmış ve içerisinde, Aloda'nın dışında bir "O" harfi hiç kullanılmamıştır. O harfi alfabemizdeki 18. harf olmasından