bozulan dengenin hesabını tutuyor herkes
belki de en büyük nedeni bu sessizliğin
korkularıyla büyüyor yoksulların
ve duayla yoksulluğu içine sindirenlerin
"Telâşsız görünmeye çalışan bir Kafka gibi"
geçtiği her düzlemi yıkayarak ve yıkarak
kimse açık değil kimliğine, kimse güvenmiyor cüssesine
geçiyor geçiciliğini anımsatan aynalardan tiksinerek
şimdi başka alfabelerden besleniyor herkes
"Bu bizim yatay talihimiz."
kargacık burgacık tarihler düşülüyor
imzasız kefillikler gibi, borçlarımızdan utandığımız
gökyüzü kimsenin yüzüne uymuyor
hep geleceğimizi ipotek edip geçmişte rehin kaldığımız
bu köşe kapmaca oyununda kim kime denk
ortada yalandan bir kibirle oyalanan
ey Türkiye, ölümün soluğu ne renk
kırık telden kırık bir şarkı gibiyiz
meyhane masalarında kendi kanımızı içtiğimiz
ne vefalı bir yar bize, ne de şarkılarda ahenk
kırılır gideriz en ince tel gibi telve gibi biz