”Acaba,” dedi Hermes, “hayvanlar insan zekasına sahip olsaydı nasıl olurdu?”
“İnsanlar kadar mutsuz olurlar mıydı?” diye karşılık verdi Apollo.
“Kimi insanlar mutsuz; kimileri değil. Onlara bahşedilen zeka yaman bir hediye doğrusu.”
Kurgu bakımından okuduğum en değişik eser olabilir. Kitabın kurmaca ödülünü neden kazandığını da daha iyi anlıyorum.
Yazarın vermek istediği mesaj çok değişik ama bir o kadar da güzel. Sizi duygudan duyguya sürüklüyor. Özellikle Prens ve Mecnun bu hikayenin en masumları.
Gözümde sokak köpeklerini canlandırınca aslında bu 15 köpekten çokta farklı olmadıklarını görüyorum. Hepsi bir yandan hayata tutunmaya çalışıyorlar. Bizim gücümüze, nefretimize, sevgimize vb. sığınıyorlar.
Onların insan aklına ihtiyacı yok. Bizi gayet iyi anlıyorlar. Asıl biz anlamıyoruz.
Kitabı okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar diliyorum :)
Mitolojik karakterlerle kurulmuş oldukça özgün bir kurguya hoşgeldiniz. Hayvanlarda insan aklı olsa nasıl olurdu? İnsanlar kadar mutsuz olurlar mıydı? Hikaye Apollo ve Hermes'in bu konuda bir seneliğine birbirlerine köle olmasına bahse girmeleriyle başlar. Veteriner kliniğindeki 15 köpeğe insan aklı verirler, ömrünün sonunda bir hayvan bile mutluysa Hermes kazanacaktır. Köpeklerin gözünden bir ömür geçirmek tam da bu olsa gerek. Hiyerarşi, bencillik, bağlanma, sevgi, sadakat, riya, örgütlenme insana özgü ne varsa hepsini gözden geçirmenizi sağlayan bir roman. Benden olumlu puan aldı.
*Spoiler*
Kitapta çok sevdiğim bir kısım Yunan Kader Tanrıçaları Mireler'den bahsediyor. Clotho(döndüren) Lachesis(bölüştüren) ve Artropos(kaçınılmaz olan) üç kız kardeştir. Her ölümlünün yaşam ipliğini doğumdan ölüme kadar bu kız kardeşler kontrol eder.
"Üç kız kardeşin işi genelde kolaydır.İlki hayat ipini çevirir, ikinci kardeş her varlığın ipinin uzunluğuna karar verir. Üçüncü ipi keserek canlının bu dünyadaki zamanını sona erdirir. Yaşam iplerinin karışması sık gerçekleşen bir olaydır. En çok da karı kocalarda rastlanır. Bu nedenle beraber veya ard arda ölürler."
Karşıyaka'da girdiğim bir kitabevinde çalışanlardan birinin önerisiyle aldığım bir kitaptı. Kitabın konusunu okuduğumda "evet, okunacak kitap bu" demiştim. İyi ki de alıp okumuşum. Kurgusu ve yazımıyla akıcı bir şekilde kendini okutuyor.
Gelgelelim konusuna, kitabın içeriğinde Tanrı Hermes ve Apollo'nun iddiaya girmesiyle başlıyor. Hayvanlara insanlar gibi düşünme yetisi verildiğinde mutlu bir ölümle mi yoksa mutsuz bir ölümle mi bu dünyayı terk edeceklerdir? Olaylar buradan sonra başlıyor, seçilmiş olan hayvanlar köpeklerdir. Okudukça köpekler ile insanlar arasında kıyas yapmaya başlamamak elde değil. Bazı yerlerde, ah ben de galiba köpekmişim ya da köpekler bizmiş dedim. Oldukça güzel bir şekilde işlenmiş olan bu romanı severek okudum. Daha fazla yazmak isterdim fakat spoiler vermek istemediğimden kısa kesiyorum.
Size iyi okumalar