Meseleyi aşırı derecede basitleştirmeyi göze alarak, durumu şöyle özetlemek mümkün: Güney Koreli kadınların davranış ve tutumları daha "maskülen" hale gelirken, Güney Koreli erkekler daha "feminen" oldu.
Başlarında koni şeklinde külahlar, ellerinde "Ben rüşvetçi bir domuzum" yazılı pankartlarla caddelerde yürütülen işadamları, yeni patronun kim olduğunu çabucak anlamıştı.
“Bilhassa Koreliler’e özgü olduğu düşünülen iki duygu vardır: telafi edilmemiş haksızlıklara dair hissedilen bastırılmış öfke duygusu olan ‘han’ ile yakınlık kurma ve empati duygusu olan ‘jeong’.”
.
İki zıt duyguyu baskın şekilde yaşayan bir ülke olan Kore,tarihi ve kültürüyle de bu zıtlıkların örneklerini sunuyor.
Düşüş ve düştüğü yerden kalkış, çöküş ve küllerinden doğuş gibi..
Kendi içlerine dönük yaşarken kitlesel bir etkiye sebep olmak gibi..
.
Güney ve Kuzey olarak yapay bir bölünmeye giden Kore ; sadece Kim başkandan,sadece k-drama/k-poptan ibaret değil. Uzun ve köklü bir tarih,ardından zayıflama, sömürge ve kopuş süreçlerini yaşayan topraklardan bahsetiyoruz. Kuzeydoğu Asya uzmanı olan gazeteci-yazar Andrew Salmon da bize bir özet çıkarıyor aslında.
Bize uzak iki ülkenin bir o kadar ortak bir o kadar ayrı kaderinden bahseden Salmon, kilit olaylara odaklanıyor. Ekonomi-siyaset-ikili ve uluslararası ilişkilerdeki hassas noktalara da değiniyor.
Kısa ama yoğun bir inceleme kitabı demek mümkün.
.
Konuya ilgisi/merakı olanlar,Üç Krallık’tan Hallyu’ya,sade ve anlaşılır bir dille Kore’yi dinlemek isteyenler için güzel bir örnek olacaktır ‘Kore Nasıl Kore Oldu?’
.
Çeviride Cansen Mavituna yer alırken; kapak tasarımı Beste Doğan ve kapak illüstrasyonu Kübra Arslan çalışması.
Teknolojide, müzikte, film ve dizilerde, neredeyse hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor bu sevimli yüzlü insanlar. Peki nasıl oldu da Dünya'nın en iyi ülkelerinden biri haline geldi?
••Andrew Salmon Kore'nin kuruluşundan günümüze kadar olan gelişimini bu kitapta özetlemiş. Ekonomik çöküş, Japonya Savaşı, Gwangju katliamı, Kpop, Kuzey Kore gibi çeşitli konulara sıkmadan kısaca değiniyor.
•• Güney Korelilerin katı disiplin anlayışı yaşadıkları ekonomik krizlerden kalan ve hala devam eden bir anlayış. Hatta şimdi bile çocuklarını bu katı anlayışla yetiştiriyorlar. Zamanının çoğunu ders çalışarak ve rekabet içinde geçiren gençler bir süre sonra bunalıma giriyorlar. Ne acı ki, bu yüzden Güney Kore'de intihar oranları araba kazası oranlarından daha yüksek.
••90'lı senelerden önce Avrupalılar Güney Kore'yi ziyaret ettiklerinden çok pis ve tembel olduklarından yakınırlarmış. Bunu okuyunca çok şaşırdım. Demekki değişmeyi isterse her ülke her insan değişebilir.
••Gwangju Katliamı ile ilgili bölüm beni çok etkiledi. Belki de aynı yıl kendi ülkemizde de askeri bir darbe olmasından dolayıdır. Bu bölüme gelince kitaba ara verip darbeyi konu alan #18mayıs ve #ataxidriver filmlerini izlemenizi kesinlikle öneririm.
•• Kitap ansiklopedi gibi sıkıcı bir anlatıma sahip olmadığı için çok kısa zamanda bitti. Aynı zamanda Kore'de yaşayan yabancı biri tarafından yazıldığı için gayet objektif. Bu tarz kitaplar her ülke için çıkarılsa ne güzel olur.
Kitap: 10/10
Çeviri: 10/10
Kapak: 9/10
Bu kitap sömürgecilik, savaş ,yoksulluk ve siyasi darbelerle yıkıma uğrayan, fakat bütün beklentileri altüst ederek dünyanın en gelişkin toplumlarında birine inşa etmeyi başaran bir ülkenin güney hikayesidir.
Tüm kargaşalara rağmen hem kendi içinde hem çevresindeki komşularıyla sürekli baskı altında olmasına rağmen şu anda dünyaya teknoloji satan beş ülkeden birisidir.
Bugün Türkiye ile karşılaştırdığımızda üzerinde derin düşünmemiz gereken bir konu aynı zamanda.