Bizler, olduğu gibi sergilenen dünyanın gerçekliği içinde yüzdüğümüzü sanırken, aslında, yalnızca uzak bir gerçekliğin güçlü zihinsel şemalarını ve daha öncesine ait binlerce yansımayı üretiyorduk. Kuşaklar boyunca edinilmiş bakışta bu noktaya asılan bir çerçevenin sınırlarına yapılan sürekli indirgeme işlemi düşüncelerimize hakim oluyor ve kaçınılmaz biçimde onları yönlendiriyordu.