“Kilisenin kapısındaki bir yazıda ‘İsa hepimizin içinde’ diye yazıyordu. Soda da ölülerin ruhlarından kalanları soluduğumuzu söylemişti. Herhalde o yüzden annemden kalan parçalar evin içinde ve küllerini saçtığımız nehirde hala vardı, tıpkı Lizzie ve benim içimde olduğu gibi. Belki ruhlar tıpkı mikrodalgada ısıttığımız donmuş bezelyelerin suyu gibi buharlaşıyor, havada su damlacıklarına dönüşüp her tarafı kaplıyorlardı.”