Bu yol ufukta çok uzaklarda gördüğün mavi dağlara gidiyor. Oraya emek vermeden gidemezsin. Aslına bakarsan çaba göstermeden elde edilen hiçbir şey de değerli değildir zaten.
..' yaşamak için burayı seçmekle hata etmedin mi sence? Etrafımızdaki bu zengin araziler hep böyle kalmayacaktır, çünkü elbet bu zenginlik bu yağmacıları cezbedecek ve ağustos böceklerinin şarkısı yerine savaşın gürültüsüne bırakacak. '
Mitolojik kahramanların insanların bilinçaltının dışa vurumu olduğunu söyleyebilirim. Bu kahramanlardan kimisi iyiliği temsil ederken kimisi kötülüğü temsil eder.
Pek çok coğrafyada büyük yankılar uyandıran bu efsanelerin yaşanıp yaşanmamışlığı topluma ya da bireye göre değişkenlik arz etse de bugün elimizin altında olan bu kaynaklardan en iyi insan örneği verilmek istendiğini görebiliyoruz.
Cesaret, adalet, hikmet, sadakat, merhamet, iyi niyet, bağışlamak gibi birçok erdemin önemini kavratmakla birlikte insanın gerek karşılıklı ilişkilerde gerekse toplumda sürekli duyduğu ama çoğu kez edinmekten kaçındığı bir çok erdemi bu hikayelerle insana yüklüyor. Bu çıkarımlarıma örnek olarak birkaç alıntıyı bu incelememe eklemek istiyorum:
"Eğer meyve ve çiçek istiyorsan, önce onları ekmelisin ve özenle bakmalısın; eğer arkadaşlarının sevgisini istiyorsan, önce sen onları sevmelisin ve onlar için çaba göstermelisin; eğer cennetin nimetlerinden faydalanmak istiyorsan, bu nimetlere öncelikle layık olmalısın; eğer sonsuz şöhreti istiyorsan ona ulaşan zorlu yolu küçümsememelisin."
" Güzel vücuda ve yüze sahip olmak neye yarar ki eğer zihnin inceliksiz ve hastalıklıysa?"
Yani arkadaşlar, yaşanıp yaşanmamışlığı tartışmasını bir kenara bırakıp verdiği mesajları heybemize atarsak belki özümüze ulaşırkenki hengamemiz böyle böyle son bulur.