Arşavir Şıracıyan

Arşavir ŞıracıyanBir Ermeni Teröristin İtirafları author
Author
7.0/10
2 People
6
Reads
0
Likes
506
Views

Arşavir Şıracıyan Posts

You can find Arşavir Şıracıyan books, Arşavir Şıracıyan quotes and quotes, Arşavir Şıracıyan authors, Arşavir Şıracıyan reviews and reviews on 1000Kitap.
340 syf.
·
Not rated
·
Read in 36 days
Daha 45-46 sayfadayım ama burayı okurken, bugün üzüntüyle farkettim ki, Arşavir'in duygularını paylaşan ne kadar çok Türk varmış. Kendi devletimize düşmanlık ediyoruz ama farkında bile değiliz. ... Kitabı okuyunca şunu gördüm, düşmanın bile olsa "inanmış" birisi çok tehlikeli. İçeriğe gelirsek kendini "James bond" gibi anlatmış. Bizleri yani Türkleri ise aşağılık bireyler olarak görüyor. Yaşlandıktan sonra yazdığına göre epey hayal gücünü kullanmış olmalı zira kadar ayrıntı akılda kalmaz. Zaten bazı yerlerde tutarsızlıklar var. Karşındaki insanları (sana düşman olan) anlamak için mutlaka okunmalı. Yoksa düşmanına yardım edersin ama kendini vatansever zannedersin. Günümüzde olduğu gibi (bir kısım için geçerli)
Bir Ermeni Teröristin İtirafları
Bir Ermeni Teröristin İtiraflarıArşavir Şıracıyan · Kastaş Yayınları · 19976 okunma
ERMENİ MESELESİ HAKKINDA BİRKAÇ SÖZİttihat ve Terakki hükümetinin sadrazamı Said Halim Paşa'yı Roma'da ve partininideologlarından Dr. Bahaeddİn Şakİr ile Trabzon eski valisi Cemal Azmi'yi Berlin'dekatleden Ermeni terörist ve tetikçisi Arşavir Şıracıyan'm bu hatıratına bir önsöz yazmak,XIX. yüzyılın son çeyreğinde enternasyonal
Reklam
1839 Tanzimat Fermanı ile başlayan devir, devletin toplumsal yapısında geçerli olanve meşruiyetini İslam hukukundan alan, kamu hukuku, özel hukuk, usul hukuku, cezahukuku alanlarında Müslüman ve Müslüman olmayan kitleler arasındaki eşit olmamahalini gündeme getirdi. Bu iki kitlenin eşitliği, 1856 İslahat Fermanı ile kesin olaraksağlandı ve uygulanmaya başlandı6. Müslüman olmayan kesimlerin zimmî hukukukapsamı dışına çıkarılması, devletin yeniden yapılanması anlanında önemli bir adımolmakla beraber, böyle bir kararın alınmasındaki Kırım Savaşı süreci (185356) ve ParisBarış Antlasın ası'na giden yolda oluşan dış baskı boyutu, toplumsal kargaşa vehuzursuzluğun tohumlarım attı ve nihayet uygulamanın yarattığı tepkiler, Müslim veMüslüman olmayan kesimler arasında zıddıyyci ve çatışmaları beraberinde getiren birsonuç doğurdu. Patriklik hukukunun ve cemaat idaresinin J856 Fermanı uyarınca yeni birdüzene kavuşturulması, sivil cemaat meclislerinin oluşumuna imkan verilmesi, klasikmillet sistettti'tâa sonu ve yeni toplumsal düzenin başlangıcı olurken, Müslüman olmayan kesimler üzerindeki büyük devletlerin yönlendirmesi ve müdahalesi kuvvet buldu. Bugelişmenin merkezi hükümetin bu kitleler üzerindeki yaptırım gücünü zayıflatması,çözülme ve parçalanmaya yeni bir veçhe ve hız kazandırdı. Nihayet, Kiliselerin ruhaniotoriielerini kullandığı coğrafya, göze kestirilen millî coğrafyaların da sınırlarını belirledi
ayırmaktadır.Ermeni Anakilisesinin parçalanmasının Avrupa güçleri tarafından gerçekleştirildiğigerçeği gozardı edilmemelidir. Osmanlı idaresinin bu girişimlerde anakilisenin yanında veonun bütünlüğünün korunması İstikametinde yer almış olması yalnızca sistemin birgereği olmakla kalmıyor, yabancı müdahalelere kapı açacak bu tür teşebbüslerinönlenmesi amacını da içeriyordu. XVII. yüzyıldan itibaren kesafet kaydeden misyonerfaaliyetleri neticesi olarak Katolİkleşlirme, Anakilisenin mücadele ettiği bir konu olmaklaberaber, 1830'da başarı ile sonuçlandı. 1828/29 Rus harbinden yenik çıkmış olanOsmanlı devleti, Fransa ve Avusturya gibi Katolik güçlerin baskılarına daha fazladayanamıyarak Anakilisenir. parçalanmasını kabuî etmek mecburiyetinde kaldı.Meydana getirilmiş olan cemaat ayrı bir mîllet ve ayrı bir patrik idaresi altında müstakil birkilise olarak tanındı4. Bununla beraber anakilisenin parçalanma süreci sona ermedi.lS5ö'de İngiltere'nin önderliğindeki güçler, Protestan Ermeni cemaatinin deoluşturulmasında başarılı olarak, anakilisenin bir kez daha parçalanmasına yol açtılar5.Parçalanan Ermeni milleti, kendi arasında mcihep çatışmaları yaşarken, doğumlarınısağlayan Avrupa güçleri için bunlar, diğer Hristiyan kesimlerle beraber Osmanlıdevletinin içişlerine müdahale etmenin ve parçalanmanın başlıca aracı oldular.
XVIII. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren Osmanlı sisteminin, devletin içinde bulunduğuzafiyet ve bir dizi ağır askeri yenilgilerle çözülmeye ve çökmeye yüz tuttuğu bilinmekledir.Bu durum, yalnız Müslüman olmayanları değil Müslüman topluluğu da aynı derecelerdeetkilemiş ve XIX. yüzyılın başında hız kazanan ve hayati bir gereklilik arzeden, devletinyenilenme ve yeniden yapılanma girişimlerinin yarattığı sarsıntılar bir yüzyıl boyuncaetkisini toplumun her kesimine hissettirmiştir. XIX. Yüzyılda Osmanlı toplumsal yapısınınçözülmesi ve nihayet çökmesinin, Avrupa büyük devletlerinin dünyayı bölüşme ve bîrsömürge haline getirme politikalarından soyutlanmış olarak ele alınamayacağı gerçeğini,bu devletlerin Osmanlı devletinde yasayan Müslüman olmayan topluluklara karşı takipettikleri politikada izlemek mümkündür. Ermeni meselesi, imparatorluktan ayrılmayollarını bulan Balkanlardaki Rum, Sırp, Bulgar ve Romen bağımsızlık eylemlerindenfarklı bir özelliğe sahip olmamakla beraber, en nihayet Anadolu'nun da bölünmesi vepaylaşılması tehlikesini gündeme getirmiş olması yönünde, bunlardan ayırmaktadır
İspanya'da Müslüman ve Yahudilere, İngiltere'de Katolikolanlara, Fransa'da Katoliklerin dışında kalanlara, Polonya'da Ortadokslara, bütünAvrupa'da ve özellikle Rusya'da Yahudilere, Macaristan'da Protestan ve Kalvinistlcre,özellikle Kırım'ın ele geçirilmesinden sonra Rusya'da Müslümanlara karşı takip edilen baskı ve takibat, çokça meydana gelen kanlı kıtaller, yüzyılları dolduran bu kara tablonun unutulmaması gereken anahatlarını oluşturur.
Reklam
Ermenilerin Osmanlı İdaresi altındaki yaşamları hakkında pekçok şey söylenmiş veyazılmıştır. Osmanlı idaresinin kendine özgü toplumsal örgüsü İçinde sair Müslümanolmayan topluluklar içinde önemli bir yer tutan Ermeniler, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethini müteakib, burada Rum ve Yahudi toplulukları için de olduğu gibi bir Ermeni
İttihat ve Terakki hükümetinin sadrazamı Said Halim Paşa'yı Roma'da ve partinin ideologlarından Dr. Bahaeddin Şakir ile Trabzon eski valisi Cemal Azmi'yi Berlin'dekatleden Ermeni terörist ve tetikçisi Arşavir Şıracıyan'ın bu hatıratına bir önsöz yazmak, XIX. yüzyılın son çeyreğinde enternasyonal terörist mahiyeti içinde kanlı bir boyut arz eden Ermeni meselesinin nihayet artık tarih olmuş kanlı macerasını okuyucuya tekrar hatırlatmak gibi bir vazifeyi üstlenmek demektir. Böyle olmakla beraber, Şıracıyan'ın Türk okuyucusuna sunulmakta olan bu hatıratı, meselenin mahiyeti ve vardığı nokta hakkında fazla birşey söylemeyi gerektirmeyecek kadar açık bir itiraf ve bir belge niteliğindedir.
Anadolu'nun parçalanması ve burada bir Ermeni devleti oluşturulması planları I. CihanSavaşı'na takaddüm eden aylarda cıddİ bir boyut kazanmıştır. İtalyan ve BalkanSavaşları'ndan yenik ve bitkin çıkan devle!, büyük devletlerin Ermeni meselesinin halli,dolayısıyla reform Zorlamasıyla karşı karşıya kaldı. Rusya'nın tazyiki ve İngiltere
XIX. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren "reform" anahtar bir sözcük haline geldi.Kelimenin İslahat anlamındaki kapsamı Osmanlı idarecileri için, devletin ayakta kalmasıamacıyla yapılması elzem bir takım düzenlemeleri içerirken, Müslüman olmayan kesimleriçin bu kelime, milli amaçlarına büyük devletlerin müdahaleleri ile
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.