En Eski Arzu Saçlı Gönderileri
En Eski Arzu Saçlı kitaplarını, en eski Arzu Saçlı sözleri ve alıntılarını, en eski Arzu Saçlı yazarlarını, en eski Arzu Saçlı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İçimdeki tüm duygulardan o an bana en çok lâzım olanını çıkardım ve sadece ona tutundum: umuda."
Sayfa 39 - Dokuz Yayınları
Hayat bu işte, bir başkasının acı çekmesine dayanamayız önce.Başında, çekilen acı karşısındaki çaresizliğimiz, içimizi acıtır.Ama çok uzun sürmez acının normalleşmesi gözümüzde; çabucak kayıtsızlaşırız."
Sayfa 49 - Dokuz Yayınları
"Sanırım kitabın sonunu hiç okuyamayacağım..."
Sayfa 55 - Dokuz Yayınları
"İnsanlar böyle işte,söylediklerine katılır,isteklerini yerine getirirsen senden iyisi yoktur.Ama hayır dersen, nedenin ne olursa olsun tahammül edemezler sana."
Sayfa 58 - Dokuz Yayınları
"Bazen böyle şeyler olur. Yaşadığınız şey sizi çok üzerse ne yaptığınızı hatırlamayabilirsiniz."
Sayfa 64 - Dokuz Yayınları
"Bir suçlu gerek her eve.Kurumayan çamaşırlar, dolapta bozulan domatesler, saksıda kuruyan çiçekler için."
Sayfa 66 - Dokuz Yayınları
"Ne zordur sevgi ile nefretin savaşı."
Sayfa 66 - Dokuz Yayınları
"Bazı sahneler vardır kafanıza kazınan,üstünüzde kat kat toprak olsa,aranızda bilmem kaç duvar olsa görürsün yinede."
Sayfa 67 - Dokuz Yayınları
"..tek başına kalmak insanın kendi tercihidir. "
Sayfa 79
"İnsanlar, yardıma muhtaç insanlara el uzatırlar, ama sanmaki bunun altında sadece onu mutlu etmek vardır. İnsanların çok büyük bir çoğunluğu yaptıkları iyilikten kendilerine fayda sağlarlar. Düşün mesela,sokaktaki bir dilenciye neden para verir insanlar? Sadece onun durumuna üzüldükleri için mi? Hayır. Çünkü düşküne yardım etmek sevaptır. Sevap nedir? Cennetin anahtarı.Ne zaman birine yardım etsek, esasında daha derinlerde kendimize yardım ederiz. Sadece maddi olarak düşünme, aynı zamanda içsel bir huzur yaşatır bize. Bugün Allah için ne yaptın sorusuna cevabımız olunca daha keyifli geçiririz o günü."
Sayfa 95 - Dokuz Yayınları
"...kızgınlığımızda, öfkemizde, hayâl kırıklığımızda ne kadar aceleciydik. Zaman, mekân dinlemezdi o duygular."
Sayfa 111 - Dokuz Yayınları
"Öfke ve kızgınlığı hemen gösterme dürtüsü, yerini 'daha çok zaman var', 'şimdi değil', 'zamanı gelince' ye bırakıyor. O zaman hiç gelmeyebiliyor bazen.Bir gün çalan bir telefon sesinde, açtığınız bir kapının ardında, hastanelerdeki bekleme salonlarında o anın hiç gelmeyeceğini öğreniyorsunuz.Bu yüzden sanırım mezarlıkların önünde çiçekler satılıyor.Bu kaybettiğiniz kişiyi hatırlamanın ötesinde bir şey. Bu bir özür, kimsenin duymadığı."
Sayfa 111 - Dokuz Yayınları
"...insanın en kanlı savaşı kendiyle olandır. Çünkü bu savaş zırh kabul etmiyor."
Sayfa 119 - Dokuz Yayınları
"Bunun ne demek olduğunu ve bana neler hissettirdiğini bilebilirsiniz belki ama asla anlayamazsınız. Bilmek ve anlamak arasında büyük bir uçurum var çünkü. Başınızı kaldırdığınızda, gökyüzünde kanat çırpan kuşları görebilirsiniz. Onların nasıl uçtuğunu, kanatlarının altına doldurdukları havanın gücünü bilebilir ya da öğrenmek için elinize ne geçerse okuyabilirsiniz. Ama ne kadar uğraşırsanız uğraşın geldiğiniz son noktada yalnızca "bilmiş" olursunuz. Bu, bir kuşun uçarken hissettiklerini anlamanın maalesef çok uzağındadır."
Sayfa 148 - Dokuz Yayınları
