Asuman Suner

Hayalet Ev author
Author
7.1/10
8 People
34
Reads
1
Likes
1,190
Views

Asuman Suner Posts

You can find Asuman Suner books, Asuman Suner quotes and quotes, Asuman Suner authors, Asuman Suner reviews and reviews on 1000Kitap.
"Kendi evimizi ev olarak görmemek, orada kendi­ mizi 'evimizde' hissetmemek, ahlakın bir parçasıdır". İkinci Dünya Savaşı'nın, toplama kamplarının, ağır bombardıman altında yıkılan Avrupa kentlerinin ardından, yeniden kurulan "modern dünya"ya bakarak yapmaktadır Adorno bu saptamayı. İçinde büyüdüğümüz geleneksel evlerin "çekilmezleştiği", orada yaşanan en küçük sığınma duygusuna bile "aile çıkarlarının küflü kokusu nun karıştığı"; modern, işlevsel konutlarınsa içlerinde yaşayanlar­la hiçbir bağlantısı olmayan yaşama kutuları olarak imal edildiği bu dönemde, Adorno'ya göre alışılmış anlamıyla barınak, ya da "ev" artık imkansızdır.
Sayfa 317 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Evlilik tek kurtuluş gibi görünür. Ancak ev, güvenli bir korunak değil, kadınları şiddet karşısında en çaresiz bırakan yerdir çoğu kere. Taşra kadınlar için kapalılık, mahkumi­yet demektir
Sayfa 313 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Chion'a göre, erkeğin haykırışı her zaman bir iktidar arzusuna, kendi alanının sı­nırlarını çizmeye, onun içinde hükmetmeye yönelikken, kadının çığlığı sınırların, sözcüklerin, anlamın bittiği yerde başlar.
Sayfa 311 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Öykülerin merkezinde değil, kıyılarında yer alan kadın sessiz­liklerini düşünelim... Eşkıya'nın Keje'si sevmediği bir adamla zor­la evlendirilmesinin ardından otuz beş yıl boyunca susar. Masumi­yet'te Yusuf, evliyken başka bir adama aşık olan ablasını ailenin namusunu temizlemek için vurur. Ağzından yaralanan kadın bu olaydan sonra dilsiz kalır. Her iki filmde de kadınlar kendilerini kurban eden patriarkal düzenden suskunluklarıyla hesap sorar gi­bidir. Ve başka sessiz kadınlar... Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'ın hem kadın hem Ermeni olduğu için iki kez susturulmuş, kendi anadilini konuşamayan, yaşadığı küçük toplulukta fahişelik yapa­rak varolabilen Aynur'u; Uzak'ta Yusufun fütursuzca göz hapsine aldığı kadınlar, Mahmut'un sessizce eve gelip giden evli sevgilisi; Tabutta Rövaşata'da hep uzaklara bakan eroinman kız... Filmlerin konu edindiği erkekler dünyasında birer gölge, hayalet gibi sessiz­ce gezinen bu kadınlar ne yaşar, ne düşünür, ne hisseder bilemeyiz hiçbir zaman.
Sayfa 311 - Metis YayınlarıKitabı okudu
kuşku yok ki Türk sineması yüz küsur yıllık tarihinde daima olduğu gibi günümüzde de büyük oranda bir "erkekler sine­ması"dır. (..) Yeni Türk sinemasının gerek popüler gerekse sanatsal kanatlarında, çoğunlukla erkek kahramanları merkez alan öyküle­rin, yine erkeklerin gözünden anlatıldığını görürüz. Kadınlar, bü­tünlüklü karakterler olarak değil, erkekler tarafından görüldükleri biçimde, çoğunlukla birer arzu nesnesi olarak temsil edilir. Bu an­lamda, yeni Türk sinemasını tanımlayan özelliklerden biri de ka­dınların yokluğudur kuşkusuz.
Sayfa 281 - Metis YayınlarıKitabı okudu
kendi kendimize koyduğumuz sınırı geçmek en zoru belki de.
bir sınırı (simgesel bir sınır) geçer ve sınırı geçtiği zaman, eskiden onun için asla mümkün olamayacak seçenekleri hayal edebilmenin artık mümkün olduğunu fark eder
Sayfa 273 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.