Atilla Aşut Gönderileri
Atilla Aşut kitaplarını, Atilla Aşut sözleri ve alıntılarını, Atilla Aşut yazarlarını, Atilla Aşut yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Eksik ama neyse…
İmam Gazali, "aklı" en kötü kullanan ve onu, inanç alanının bütün dar dehlizlerinde koşturan en büyük İslam filozofudur..
Sayfa 22 - EDEBİYATÇILAR DERNEĞİ
Ve materyalist ahlâk felsefesi isyan eder…
Papa II. Jean Paul, geçenlerde Vatikan'da vermiş olduğu vaazda, cennette seks olamayacağını, insanların seks yapmaksızın, kardeş kardeş günlerini geçireceğini ve karı koca olamayacağını söylemiş.
Bizim Diyanet işleri Yüksek Kurulu üyelerinden bir aklı evvel, hemen Papa'yı yalanlıyor:
"Belli ve meşru ölçüler içinde, kadın ve erkekler birbirlerinden faydalanırlar. Dünyadaki bu nimetlerin aynısı, hatta daha üstün olanları cennette var."
Sayfa 21 - EDEBİYATÇILAR DERNEĞİ
arapsevicilik…
Ülkemizde Emevi Müslümanlığının "şerrülhalefi" olan Suudiler'in tellallığını yapanlar; onların, Hazreti Muhammet'in peygamberliğini inkâr eden Vahabiler'in döküntüsü olduklarını acaba biliyorlar mı?
Sayfa 21 - EDEBİYATÇILAR DERNEĞİ
Otel merdivenlerinin pirinçleri ateşten eğrilmiş, trabzanlar yanmış, mermerler patlamış, basamaklara yığılmıştı. Odalar, isli duvarlarıyla ürküntü veriyordu. İşte şurada uzanmıştım sırtüstü: Yanmış. Şurada Asım Ağabey'le konuşmuştuk: İkisi de yanmışlar.Şurada Behçet’le, Aydoğan'ı sakinleştirmeye çalışmıştık: Birisi boğuldu, birisi yaralı. Şurada... Şurada... Şurada da Aziz Nesin'in çantalarını bulduk!.. Çantalardan birinin içinde, son yapıtının dosyası vardı: "Onursal Doktor Olmamanın Onuru"
Bir arkadaş, "Aranızda doktor yok mu?" diye sordu. Behçet geldi aklımıza. Aşağıya seslendik.
Metin Altıok duydu.
- Metin, Behçet orada mı?Aydoğan fenalaştı, bir baksın.Behçet geldi.Başına çömeldi Aydoğan'ın.Yumuşak sesiyle konuştu.Ellerini, bileklerini ovdu.Sonra ayrıldı. Behçet'i son görüşüm oldu bu. Sonuna değin güler yüzlü,sonuna değin metin durdu. Zaten bekleyenlerde müthiş bir sabırlılık vardı. Behçet de şiiri gibi sakin, ince, aydınlıktı. Ne yazık ki karanlık güçlerin canavarlıklarına kurban gitti.
Son olarak şunu söyleyeceğim: Şahsen ben,kurtulduğuma sevinemiyorum. Hiçbir arkadaşım da sevinemiyor.Hidayet Karakuş, Ali Balkız'a soruyor: "Kurtulduğumuz için şanslı mıyız Ali?"
Ali Balkız, hıçkırarak yanıtlıyor: "Hayır, şanslı değiliz!"
Aynı kanıdayım,ben de kendimi,kurtulduğum için şanslı saymıyorum.
"Başbakan, "Otelin dışındakilere bir zarar gelmedi" diyor. Bu söz, bir devlet yöneticisine yakışır mı? Demek istiyor ki, "Onlar taş atarken,oteli ateşe verirken biz hiç müdahale etmedik, dolayısıyla da onlara zarar vermedik." İçişleri Bakanı'nın tavrı ise, Pir Sultan'ı asan Hızır Paşa'nın tavrıydı. Hızır Paşa ayağını kaldırmış,İçişleri Bakanı koymuş."
"Onlara şükran borçluyuz. Ama keşke BBP 'li taraftarlar da aynı titizliği gösterseydi de diğer arkadaşlarımız da kurtulsaydı...Otelin hemen yanındaki parti binasında bulunan BBP 'liler, önce bizi de engellemek istediler.Otelden binaya geçmek isteyen arkadaşlarımızı sopalarla tehdit ettiler. Fakat daha sonra il Başkanı olaya müdahale ederek, bizim içeriye girmemizi sağladı. Daha sonra diğer partililer de bizlere iyi davranıp yardımcı oldular. Böylece 31 insan katliam dan kurtuldu. Fakat, sevinmek mümkün değil. Biz kurtulduk ama, hemen yanımızdaki otelden çığlıklar geliyordu. Buna can dayanır mı?.."
Olayda yitirdiğimiz karikatürist Asaf Koçak, hiç durmadan otelin içinde dolaşıyor,mızıkasını çalıyordu. Adeta gençleri eğlendiriyordu. Âşık Nesimi Çimen, halk ozanlığım orda da sürdürdü. insanları, etkileyici sözleriyle yatıştırmaya çalıştı. Edibe Sulari, hiç durmadan, elindeki not defterine bir şeyler yazıyordu. "Edibe, ne yazıyorsun?" diye sorduğum da, "Not tutuyorum abi,
bir kitap yazıyorum da, bu olayı da kullanacağım." diyordu.