Yollar önce İstanbula gelmiş, fotoğrafçılığıyla büyük kentte kendisine bir yer edinmiş orta yaşlı Mahmut. Ki hafiften burjuvalaşmış, bencilliği nedeniyle, karısını doğmadan ölen çocuğuyla birlikte hayatından uzaklaştırmıştır.
Ve de bu filmden sonra, zuhal Olcay iyi oynuyor demenin artık bir anlamı yok. O sanki gerçekten de oğlunu herkes için cennet olamamış bu cennet vatanda yitiren bir anne, hayatta tek sevdiği varlığın ölümünü kabullenmeyen gişe memuresi Şıkran'dır. Ona bu rolü için sonsuz hayranlığımı sunmak istiyorum.
Bahtsız Türk aydının bitmek tükenmek bilmeyen çilesinden bir kesit. II. Dünya Savaşı'nın son yıllarında, ülkede sürdürülen "solcu avı" 'ndan payını almış bir yazar olan Rıfat Ilgaz 'ın özyaşamsal romanı Karartma Geceleri bizlere aydın öğretmen ve yazar Mustafa Ural'ı tanıtıyor.
Ve özellikle bu açıdan, oyuncularından büyük destek alıyor m. Çok başarılı bir kadronun içinden Nur Surer'e, Füsun Demirel'e, genç oyuncu Rozet Habeş' e özel bir bravo...
Film aslında içerdeki günlerini anımsayan, artık dışardaki İnci'nin belleğinden süzülerek anlatmış. Ama olayları,dünyayı,yaşamı kavrayış biçimi,sanki küçük Barış'ın gözlerinden verilmiş gibi. Öylesine saf,temiz,berrak....