Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.13
Austin Siegemund-Broka
Austin Siegemund-Broka Reviews
You can find Austin Siegemund-Broka reviews, Austin Siegemund-Broka book reviews, Austin Siegemund-Broka ratings on 1000Kitap.
Okuduğum en mide bulandırıcı kitaplardan biri olan “Daima ve Asla, Senin” kitabına yorum yapmak bile içimden gelmiyordu. Bir iki kelimeyle beni neyin bu kadar tiksindirdiğini söyleyip geçecektim sadece ama gerçekten yorumlarımı okuyan ve faydalandığını, onları birkaç kötü kitaba para vermekten kurtardığımı söyleyen güzel insanlar için kolları
328 syf.
9/10 puan verdi
Bu romana bayıldımm. Elimden bırakamadan okuyup bitirdim. Yazarın kalemi güzel ve akıcıydı.
Romanda Cameron' ı okuyoruz. Cam babası tarafından hiç sevilmemiş, annesine ve güçsüzlüğüne dayanamayan , okulda popüler ,iç dünyasında ise yalnız ve çaresiz bir kız.
Olaylar Andrew' i kazanmaya çalışmasıyla başlıyor. Kırdığı tüm insanlardan özür dilemek için liste oluşturuyor. Biz de bunları okuyoruz roman boyunca.
Paige, Brendon, Hannah, Grant...
Cam ve yaptıkları anlaşılabilirdi. Okurken ona kızdığım yerler kendini sevgiye layık görmediği yerlerdi. İçten içe iyi bir insandı. Sadece dürüstlüğün acımasızlığını bazen abartıyordu ki değişimiyle onu da ortadan kaldırdı.
Bir de Brendon ile ilişkisi vardı. İkisi çok ama çok tatlılardı:) Özrünü bir türlü kabul etmek istemeyen bu çocuk Cam' i zorladı ama olsun. Sonu güzel oldu en azından;)
İyi okumalar herkese.
Sahaftan 15 liraya aldığım bir kitabı bu kadar keyifle okuyacağımı düşünmezdim. Yorumlarına baktığımda sevmeyen çok kişi gördüm ve benim de sevmediğim, kişisel hayatımda olsa garip karşılayacağım birkaç şey vardı. Ve hayır bunlar kız karakterin cinsel hayatı olması değildi. Hep erkek karakterler üzerinden yazılan bir şey bir defa kız karakter üzerinden yazılınca herkes ahlak bekçiliği yapmış:Dd komik. Uzun bir süredir red flag şeyler yazılmadığı müddetçe kitap karakterlerinin mükemmel yazılmasını beklemiyorum. Hatalar yapabilirler ve sonra onlardan ders çıkarırlar. Megan yeri gelince gerçekten sinirimi bozsa da 17 yaşında bir kız çocuğu olduğunu ve yaşadığı şeylerin onu nasıl etkilediğini göz önünde bulunduruyorum. Sadece ben onun yerinde olsam (ki sadece dışarıdan bir bakış olarak konuşabilirim olayların içinde olunca durumların nasıl gelişeceğini hiç bilemeyiz...) madeleine'ı affedemezdim galiba. Bu arada ben Romeo ve Juliet'i baya seven kesimdenim ve yazarına saygısızlık içeren bir şey olduğunu da düşünmüyorum. İşin özünde kitap akıcıydı ve kendimi ilk kitap okuduğum zamanlarda gibi hissettim. Kitap okumaya yeni başlayan kişilerin daha çok seveceğini düşündüğüm çerezlik bir kitaptı. Bir de iki kişi yazdığını okurken unutmuştum iyi ki unutmusum yoksa kitaba asla odaklanamazdım...
Okumaya karar verdikten sonra elime bir türlü alamadığım ama aldıktan sonra da bir günde bitirdiğim bir kitap oldu Daima ve Asla, Senin.
Son yüz sayfa dışında pek hoşuma gitti diyemem ne yazık ki. Tam bir gençlik kitabı diyeceğim ama gençlerin Megan gibi bir karakteri okumasını istermiyim tartışılır.
Aslında ben, Bana Üç Şöyle Söyle ve Walter Erkekleriyle Hayatım tarzı diye düşünerek başlamıştım kitaba. Onlar da gençlik kitapları ama her yaşın seveceği türden. Bu kitap ise pek yetişkinlere göre değildi bence.
Kitabın ana teması Romeo ve Juliet. İşin bu kısmına bayıldım. Hazırlandıkları gösteri sahnelerine bayıldım. Owen karakterine bayıldım ama bu kadar. Kızımız Megan’ın salyalarını akıta akıta ortalıkta ‘erkek de erkek’ modunda dolaşması inanılmaz iticiydi. Üstelik saçma bir sebebin arkasına sığınması da bu işten sıyrılmasına yetmedi benim gözümde. Okul ortamı ve arkadaşlıkları -Owen içeren konular hariç- çok çarpıktı. Hoşlanmadım.
İşin içine bir de aile dramı dahil olunca nerde kaldı o tatlı kitap havası diye sorguladım.
Tiyatro sahneleri, son yüz sayfa ve Owen için okudum kitabı.
Akıcı mı? Evet. Ama o kadar. O yüzden pek bana göre değildi maalesef.
Dürüst olmam gerekirse, çok daha iyi olmasını beklemiştim ama kötü olduğunu düşünüyor muyum? Hayır. Aslında tam olarak vaat ettiği genç yetişkin dramasını veriyor bize. Sadece beni delirttiği bir kaç kısmı var...
Konusu bildiğiniz üzere sivri dilli biri olan Cam'in hoşlandığı çocuğun gözüne girmek için karakterini törpülemesi üzerine ki
Megan, kendi hayatında bile yan rol olduğunu kabullenmiş durumda. Çünkü çıktığı tüm erkek arkadaşları onu bıraktıktan hemen sonra gerçek aşkına kavuşuyor. Aşk hayatındaki başarısızlıkların yanı sıra ailesinde de yıkım ve yeniden yapılanma süreci devam ederken kendisini her şeyin ortasında aynı zamanda da hiçbir yere ait hissedemez hâlde buluyor. Bir de sergileyecekleri tiyatro oyununda hiç istemediği Juliet rolü ona verilip eski sevgilisi Tyler'la partner olunca hayatı karmakarışık oluyor. Tiyatro yönetmeni olmak en büyük hayali olan Megan, oyun yazarı olmak isteyen Owen Okita'yla yolları kesiştiğinde yan rollerin de aslında anlatmaya değer hikâyeleri olduğunu keşfediyor.
.
Okuduğum en eğlenceli gençlik kitaplarından biriydi. Ana kadın karakterimiz Megan öyle minnoş bir karakter olmaktan ziyade cüretkâr, kendinden emin ve zekiydi. Owen ise kitabın başından sonuna yaptığı her hareketle gönlümü çaldı. Asya kökenli olması da bunda birazcık etkili olmuş olabilir. Megan sürekli kendine gerçek aşkı bulmanın onun için önemli olmadığını söyleyip durduğu sırada Owen'la arkadaş olup ona karşı hislerinin zaman içinde değişmesini okumak benim için çok keyifliydi. Arkadaş seçimi açısından durup biraz düşünmelisin canım Megan'cığım, özellikle de Medaline ile olan arkadaşlığın konusunda. Asla affetmiyorum seni Medaline, Megan istediği kadar affedebilir. Tyler'ın olmayan karakterinden bahsetmek istemiyorum kendisi haysiyetsizliğin vücut bulmuş hâli gibiydi.
.
Aile, arkadaşlık ve aşk ilişkilerinin bir arada olduğu eğlenceli bir kitap okumak isterseniz mutlaka Daima ve Asla, Senin'e bir şans vermelisiniz.
Düşük beklentiyle bir şey okumak için başladığım sonrada elimden bırakamadığım kitap. Kitabı çok beğendim. Cameron’un arkadaşları ve ailesi olan yolculuğunu akıp gitti. Bu kadar olmasa da bende de Cameron da olan dürüstlük var :) O yüzden arkadaşlarıyla ve ailesi olan ilişkisi ve düşünceleri yaşadıkları uzak gelmedi. Bence herkesin kendisi ile
Ya kendi aşk hikayenizde bile başrol değilseniz?
Megan, hep bir önceki kızdı. Bütün eski sevgilileri ondan ayrıldıktan sonra hayatlarının aşklarını buluyorlardı. Ancak o buna kafayı takmak yerine hayalindeki okula gitmek için okulun talep ettiği oyunculuk kredisini tamamlaması gerekiyordu.
Aştan yana şansı bir kez bile gülmemişken Juliet rolünü oynayacak olması ancak kaderin onunla dalga geçtiği anlamına gelebilirdi. Yaklaşmakta olan baş rolde olduğu tiyatro gösterisi ve yönetmenlik yaptığı yıl sonu gösterisi hayatını daha hareketli hale getirecek ve yeni tanıştığı Owen Okita sayesinde aslında yan karakterlerinde anlatıldığı bir hikaye yazılabileceğini öğrenecekti.
Konusunu çok sevdim. Özellikle de içinde Romeo ve Juliet’ten alıntılar olduğu için. Romantik bir film tadında kitaptı. Ancak karakterleri iticiydi. Sadece Owen’ı sevdim aralarında en normal ve bir şeyleri dile getirmekten çekinmeyen tek karakter oydu. Megan ve Madeleine neden arkadaşlardı en başından beri çözemedim. Megan’ın çok fazla yanlış karar verdiği ama arkadaşlarının onun durumunu önemsemediği buna rağmen kendi sorunlarındanda Megan’ı suçladıkları çok fazla durum vardı. Ancak Megan hiçbir şey olmamış gibi onlarla da arkadaşlığını sürdürdü. Neden? Bunlar beni biraz kitaptan uzaklaştırdı açıkçası. Arada okumalık çerez bir kitap arıyorsanız tavsiye ederim.
Dürüst olmam gerekirse (tabiki kitabın adına atıf yapıyorum) kitabı beklediğimden çok daha fazla sevdim. Yazarların kalemi çok keyifliydi. Kitap hiç sıkmadan, hep bir merakla ve heyecanla akıp bitti. Konu olarak genel liseli ergen edebiyatına açık ara fark atan bir derinliği, kalitesi ve öğreticiliği vardı.
Çok sevgili Ellen Degeneres'in herzaman söylediği gibi "be kind to one another", işte hayat o zaman herkes için güzelleşir, belki şirinleri bile görebiliriz, kimbilir :))))
Bu kitap o kadar iyi geldi ki! Kitapta en çok beğendiğim şey karakterlerin çok gerçekçi olmasıydı. Özellikle ana karakter Cameron acı tatlı bir karakter olarak gerçekliği yansıtıyordu. Kitaplarda sürekli ya çok iyi ya da tamamen kötü insanlar okumaktan o kadar bikmisim ki bu kitabı okuyana kadar fark etmemiştim.
Baslarda ufacık sıkılmış olabilirim ama son 200 sayfası o kadar surukleyiciydi ki kitaptan ayrilamadim.
Bundan sonrası SPOILER!!!
En başta Cameron'ın Andrew ile olacağını düşünerek okumuştum zaten kitapta başta biraz sıkılmamin nedeni buydu. Çünkü en başından beri Cameron ile Andrew arasında öyle içe işleyen bir duygu olmadığı ortadaydı. Sonra Brendan ile yakınlaşmaya başlaması beni kitaba bağlayan kısım oldu. Brendan'ı çok sevdim.
Ayrıca kitapta ders çıkarılacak o kadar çok şey var ki zaten bu da kitabı diğer gençlik kitaplarından ayıran kısım. Zayıf görünmeden nazik olabilmek, zorbalık yapmadan güçlü olabilmek, bizim için önemi olmayan davranislarin başkalarına ne kadar zarar vereceğini düşünebilmek vs.
Ayrica kitap bana nedense ders çalışma ve ders dışı aktivitilere önem vermem için ilham oldu. Çünkü başarılı bir okulda başarılı güçlü yetenekli öğrencileri okumak gerçekten çok iyi etkiledi. Ana karakter ve diğer karakterler ailevi ve aşk sorunlarına rağmen sorumluluklarını hep yerine getiriyorlardi.