Ayça Mutlucan Sözleri ve Alıntıları
Ayça Mutlucan sözleri ve alıntılarını, Ayça Mutlucan kitap alıntılarını, Ayça Mutlucan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Akça, sanıldığının aksine ders çalışmaktan nefret eden biriydi. Bu yüzden üniversite sınavları için ders çalışmayı istemiyordu. Şansına doğaüstülerin nüfusu insan nüfusundan az olduğu için sadece lise hayatlarındaki not ortalaması alınarak bir liste oluşturulacak ve üniversite atamaları gerçekleştirilecekti. Yani herkes istediği bölüme gitmek için lisede iyi bir performans sergilemek zorundaydı. Kötü ortalaması olanlar istemedikleri bir bölüme mahkûm olacakları gibi üniversiteye girememe gibi bir durumları da olabilirdi. Neyse ki Akça'nın böyle bir derdi yoktu.
.
.
Annesinin resmini komodinin üzerindeki yerine koyup ışıkları kapattı ve uyudu. Yarından itibaren halletmesi gereken okul işleri vardı.
.
.
.
#ayçamutlucan #hayaletlise #okuyorum #kitapalıntısı @kentkitap #kentkitap
Sayfa 18Kitabı okudu
HAYAT, yaşam ile ölüm arasında süregelen bir süreçtir. Ölüm anımızı ve şeklimizi belki seçemeyiz ama yaşamımızın nasıl olacağını belirlemek ellerimizdedir. Kendi ellerimizle şekillendirdiğimiz hayattan çoğu zaman hoşnut olmayız ve suçu başkalarına atmayı daha kolay görürüz. Eğer yeterince iyi gözlem yaparsak birbirini tanımayan insanların bile, ince de olsa, aralarında bir bağ olduğunu ve bazen domino etkisi gibi birbirini etkilediğini görmek mümkündür. Söyleyeceğimiz tek bir söz, atacağımız tek bir adım bir başkasını yaşamını iyi veya kötü bir şekilde etkileyebilir.
#ayçamutlucan #hayaletlise #okuyorum #kitapalıntısı
Sayfa 334Kitabı okudu
Oda dikdörtgen bir şekle sahipti ve duvarlara çiniler, yaldızlar ve aile hayatı ve çocuk terbiyesi konuları gibi ayetler ve hadislerle süslenmişti. Duvarlara işlenen ayetler Osmanlı'da vazgeçilmez bir gelenektir.
Çünkü Allah'ın uyarılarını ve emirlerini sürekli onlara hatırlatıyor ve kendilerine çekidüzen vermelerini sağlıyordu. Bu durumda isteseniz bile unutmanız mümkün olmuyordu. Devlet, iman ve adalet üzerine inşa edilmiş bir yapıydı. Ayakta kalması için de bu yönde işlemeye devam etmek zorundaydı. Aksi durumda bozulan nizam devletin yıkılmasına sebep olurdu. Bundan dolayıdır ki Osmanlı'da disiplin ve kurallara riayet son derece önemli şeylerdi.
İnsan her zaman gördüğünü sandığı şeyi görmez. Gerçeklik çarptırılabilir. Çünkü gözü aldatmak kolaydır.
Pars, Akça’yı doğruca müdür odasına götürdü. İçeri girdiklerinde Pars’ın masasına geçeceğini düşündü ama bunun yerine kapısını kilitledi ve doğruca karşısında duran kitaplığa gitti. Kitaplığa elini koyup hiç zorlanmadan sağa doğru kaydırdı.
Akça, kitaplığın ardında başka bir kapı olduğunu görünce gözleri kocaman açıldı. Gizli bir oda vardı.
“Panik odası falan mı?” dedi.
Pars duyduğu en saçma şeymiş gibi genç kıza bakıp kapıyı açıp ışığı yaktı. Akça’ya gelmesini işaret etti. Genç kızın kafasından bir sürü saçma sapan şeyler gelip geçti.
Tereddütle odaya girdi. Odanın içi oldukça küçüktü. Kutu gibi, tabirine uyuyordu. Beyaz renk duvarlar ve az eşyasıyla ferah bir havası vardı. Odanın içinde tek kişilik yatak, kumaş bir koltuk ve hemen önünde yuvarlak, yüksek ayaklı bir sehpa vardı. Bir köşede duran askılıkta bir-iki gömlek ve ceket de vardı. Hemen yanında duran başka bir kapı daha vardı ki Akça oranın da banyo olabileceğini tahmin etti.
“Dinlenme odası galiba.” diye tahminde bulundu. Oysa gayet açıktı. “Kapıyı nasıl da fark etmemişim.”
#ayçamutlucan #hayaletlise #okuyorum #kitapalıntısı
Sayfa 291Kitabı okudu
Vesvese verdi diye tüm günahlarımızdan şeytan mı sorumluydu?
Oysa o vesveselere kulak asıp asmamak bizim irademizde olan bir şey değil midir?
Doğa üstü varlıklara inanirmisiniz?
Genç kızın sesini duyan hayaletler bakışlarını Akça' ya kaydırdı. Her biri ilgiyle kızı izlemeye başladı. Akca gülümseyerek el salladı, "Selam." dedi. Kendisine sürekli ilgiyle bakan hayalete gözlerini dikti.
Omuzlarına kadar saçı vardı. Yüzünden geçmiş gibi görünüyordu. Gözlerinin rengi, tabii olarak, sağlamlığından fark edilmiyordu. Hayalet, dört yıldır yapmadığı birşeyi yaptı ve süzülerek yukarı cıktı. Akça'nin tam karşısına dikildi.
Sayfa 145 - Akça, Meliys, Ecmel, Baybora ve Pars....Kitabı okudu
Kuaförün hemen yanında da Blackhall Mosque yazan bir tabela gördüm. Helal et satan bir bakkaldan sonra bir de cami harika bir his doğurmuştu.
Sayfa 35Kitabı okudu
"Gizli düşmanlar." dedim tebessümle. "Dost gibi yaklaşıp her türlü pisliği yapmak ülkelere de has bir şey. Babam da bunlardan bahsetmişti. Ülkemin başına bela olan başta PKK olmak üzere sayısız terörist örgütü destekleyen ama sözde dostumuzmuş gibi davranan çok Avrupa ülkesi var. Ya sizin gizli düşmanınız kim?
Sayfa 147Kitabı okudu
Ingiltere, Iskoçya' nin bağımsızlığını bunca yıldan sonra hala kabul edememişti. Ama diğer ülkelerin araya girmesi sayesinde ilişkiler ılımaya başlamıştı. Yine de aba altından sopa göstermeye devam ediyorlardı. Muhtemelen Birleşik Krallık üyesi ülkelerin de kendisinden kopmasından endişe ediliyordu.
Sayfa 115Kitabı okudu